Sayın Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimine soru: Bunca asker ve polisimizi şehit eden terör örgütünün bir adı yok mu?
9 ve 10 Ağustos günlerinde PKK saldırılarıyla en az 7 şehidimiz vardı, yaralı sayısını bilmiyoruz.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun 10 Ağustos günü yaptığı açıklama şöyle:
"Şırnak ve Sultanbeyli’de şehit düşen evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu acı haberlerin bir an önce son bulmasını diliyorum. Çözümsüzlük değil çözüm üretmek için halktan oy isteyen siyasiler, Türkiye’nin en büyük sorunu için derhal bir araya gelmelidir."
Açıklamasında PKK'nın adı yok; PKK'nın terör örgütü olduğuna dair tek bir sözcük yok.
Suruç katliamına misilleme olarak başlayıp sayısız cinayetlerle süren yeni terör dalgasında Kılıçdaroğlu ve partisi, PKK'nın bir kez olsun adını anmadı; hep terörle mücadeleyi ve TSK'yı hedef aldı. Teröre karşı haklı mücadele
"çözümsüzlük"
olarak ilan edildi.
Yaklaşık son 1 yıllık dönemde ise CHP, HDP ve PKK ile her önemli konuda aynı tarafta yer aldı.
Son 1 yılda neler oldu?
Ekim 2014'te ABD, “YPG'nin terör örgütü olarak görülmediğini”açıkladı. Giderek bu durum resmen ABD / PYD-PKK silah arkadaşlığına dönüştü; beraberlik ABD tarafından "ortaklık" diye ilan edildi.
YPG, PKK'nın Suriye kolu. Bunu bilmeyen yok. YPG'ye terör örgütü değil diyerek aslında, PKK ile ilgili gerçek düşünceler de itiraf edilmiş oluyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'yi şu sözlerle yanıtladı:
“PYD şu anda bizim için PKK ile eştir, o da bir terör örgütüdür.”
Erdoğan,
“ABD’nin PYD’ye silah yardımına Türkiye’nin evet demesini beklemenin çok yanlış olacağını”
da vurgulamıştı.
Genelkurmay Başkanlığı da PYD'yi PKK ile birlikte
“bölücü terör örgütü”
olarak tanımlıyordu. 2015 Mart'ında Necdet Özel, “bölücü terör örgütü PYD/PKK'nın DEAŞ ile savaşan meşru bir güç olarak kendisini ve diğer ülkelerdeki uzantılarını masum göstererek farklı bir algı oluşturmaya çalışmakta" olduğunu yazıyordu.
Kemal Kılıçdaroğlu ise bu saflaşmada doğrudan ABD tarafında yer aldı. PYD’nin silahlı gücü YPG’yi
“terör örgütü olarak değil, kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum olarak gördüğünü”
söyledi (21 Ekim 2014).
Amerika ile birlikte ve ABD-İsrail himayesinde Kukla Kürdistan koridoru için yürütülen savaş, Kılıçdaroğlu ve Partisi tarafından
"vatan savunması"
ilan edildi.
Bir örgüt, Suriye'de terör örgütü değilse ve vatan savunması yapıyorsa Türkiye'de terör yapıyor denilebilir mi? Elbette, denilemez.
Suriye'de vatan savunması yapıyor dediğiniz örgüte Türkiye'de bölücü diyebilir misiniz?
Kılıçdaroğlu o günler asıl derdi YPG'nin meşrulaştırılıp desteklenmesi olduğu için PKK'yı istemeyerek de olsa "terör örgütü" olarak anıyordu. Amaç parti tabanından ve kamuoyundan gelecek tepkileri etkisizleştirmekti: PKK'ya karşıymış gibi görünerek onun Suriye kolu PYD-YPG'ye destek isteniyordu.
Yapılan "terör örgütü" tanımı da kendini ele veriyordu:
"Sivillere genç, yaşlı, kadın, erkek demeden öldüren örgütlenmelere biz ‘terör örgütü’ diyoruz. PKK bu bağlamda terör örgütüydü, çünkü genç, yaşlı, kadın, erkek demeden katletti."
Kılıçdaroğlu'nun daha o günlerde PKK terör örgütünden geçmişe ait bir konu gibi söz etmesi; şehit edilen on binlerce asker, polis ve kamu görevlisini anmaması dikkat çekicidir.
"Kobani" bahane edilerek PKK'nın Türkiye'nin kentlerini yangın yerine döndürmesine CHP yönetiminden tepki yoktu. PKK terörü, iktidarı güç durumda bırakacağı; PKK'nın yasal temsilcisi HDP'ye barajı aşırtarak, AKP'nin milletvekili sayısını düşüreceği hesabıyla görmezden gelindi.
Daha öncesi de var: Eylül 2014'te Washington’da düzenlenen Kürt Realitesi Konferansı’na HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'la birlikte katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, PKK-PYD’nın Suriye’de
“kendi namusunu, topraklarını koruduğunu”
söyledi. “Washington’dayız ama vicdanımız, kalbimiz, yüreğimiz Kobani’de” diyordu.
Tanrıkulu, “Bu sizin görüşünüz mü yoksa partinizin mi?” sorusuna
“CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak buradayım. Bu görüşlerim partinin web sayfasında yer alacak”
yanıtını verdi.
Turhan Özlü
ulusalkanal.com.tr