CHP seçim bildirgesini açıkladı: Yerel Yönetimler Özerklik şartını uygulamaya koyacağız
CHP, terör örgütü PKK'nın da talebi olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını hayata geçirmeyi seçim vaadi olarak sundu. CHP'nin seçim beyannamesi Ankara'da açıklandı. Terör örgütünün isteklerinden biri olan ana dilde eğitimin hayata geçirileceği de belirtilen bildiride Avrupa Birliği ile yaşanan krizlerin sona erdirileceği kaydedildi.
CHP önce PKK'nın özerklik talebini 35'inci Olağan Kurultayı'nın bildirgesine koydu. Şimdi de seçim vaadi olarak sundu.
CHP'nin seçim vaadi bununla da sınırlı kalmadı. Anadilde eğitim getirileceğini ve sözde Kürt sorunun güvenlik politikalarıyla çözülemeyeceğini ilan etti. AKP de eşit vatandaşlık getireceğinin vaadini vermişti.
Vatan Partisi ve AKP'nin ardından CHP de seçim beyannamesini açıkladı. 230 sayfalık seçim bildirisi demokrasi, ekonomi, eğitim, toplumsal barış ve dış politika sütunları üzerine inşa edildi.
Beyannamenin en dikkat çeken kısmı ise toplumsal barış ve dış politika başlığında vaat edilenler oldu.
Avrupa Yerel Yönetimleri Özerklik Şartlarına koyulan çekincelerin kaldırılacağı belirtilen bildiride, şartların tamamen uygulanacağı belirtildi.
Koruculuğun kaldırılacağı, ana dilde eğitim zemininin sağlanacağı ve eşit yurttaşlık temelinde sözde Kürt sorunun çözüleceği ifade edildi. Ayrıca Türk ordusunu suçlayan bildiriye imza atan barış akademisyenlerinin ise geri döndürüleceği ve hapisteki gazetecilerin serbest bırakılacağı kaydedildi. Cezaevinde çok sayıda FETÖ ve PKK'lı gazeteci tutuklu olarak bulunuyor.
Bildirinin dış politika alanındaki vaatler bölümünde de Avrupa Birliği'yle krizlerin giderileceği, ilişkilerin normalleştirileceği sözü verildi.
CHP'nin seçim vaadi olarak sunduğu pek çok konunun terör örgütü PKK ve onun siyasi uzantısı HDP'nin de talepleri olması dikkat çekti.
Kılıçdaroğlu, JW Marriott Otel'de düzenlenen CHP'nin seçim bildirgesi ve aday tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bu ülkeyi seven her vatandaşın tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu belirterek, bu toplantının demokrasi tarihinin en önemli toplantılarından biri olacağını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partililerin kavgayı değil barışı savunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, partilerinin Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte yürüyenlerin, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu aşmak için mücadele edenlerin, hak, hukuk ve adalet diyenlerin, büyük dönüşümleri gerçekleştirenlerin, egemenliği halka millete verenlerin, 'ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzen' diyenlerin, birlikte, kavgasız yürüyenlerin partisi olduğunu dile getirdi.
Herkese tarihi bir görev düştüğüne dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Türkiye, kavga değil, huzur istiyor. Türkiye, istibdat değil, hürriyet istiyor. Türkiye tek adam rejimi değil, demokrasi istiyor. Türkiye saraydan değil, halktan yana bir yönetim istiyor. Türkiye, mafya devleti değil, hukuk devleti istiyor. Türkiye, eşi dostu zenginleşmiş, kokuşmuş bir yolsuzluk düzeni değil, herkesin emeğinin, alın terinin karşılığını aldığı emekten yana bir Türkiye istiyor." diye konuştu.
"Türkiye'nin 5 temel sorununu çözeceğiz"
Cumhuriyetten, demokrasiden, emekten, fakirden, emekten üretimden yana olanların hep birlikte "tamam" diyeceği bir seçimi başlattıklarının altını çizen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 5 temel sorununu çözeceklerini ifade etti.
Türkiye'nin en temel sorunlu alanlarından birisinin ekonomi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türk lirasının dünyanın en büyük değer kaybeden paralarından birisi olduğunu söyledi.
Çiftçinin, emeklinin, işçinin hayatından memnun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "Fabrikalar yapan değil, hapishaneler yapan bir Türkiye hükümeti gerçeğiyle ile karşı karşıyayız. Varlık içinde yoksulluk yaşayan bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız." dedi.
Gazetelerin korkudan haber veremediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, kendisini yakan işçi, çiftçi, intihar eden esnaflar olduğunu, bunlara bakıldığı zaman işlerin yolunda gitmediğini gördüklerini dile getirdi.
"Halktan, emekten yana bir düzeni yeninden inşa etmeliyiz"
Bu düzenden memnun olan bir sınıf olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "O sınıfın adı 'rantiye sınıfı', rantiyeciler memnun. Kendisini yakan, intihar eden, rantiyeci var mı? Hepsi hayatından memnun. Bir masa bir sandalye, ellerinde viski kadehi, milyarlar kazanıyorlar. Bu düzeni değiştirmenin tarihi sorumluluğu hepimize düşüyor." ifadelerini kullandı.
Halktan, emekten yana bir düzeni yeninden inşa etmek sorunda olduklarını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, bu düzeni nasıl değiştireceklerini anlattı.
Toplumun önüne bir gerçeği koyacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye ekonomisinin büyük bir değişime ve dönüşüme ihtiyaç duyduğunu, bunu gerçekleştireceklerini belirtti.
"Bizim seçim bildirgemiz insana ve üretime dönük"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Kendi seçim bildirgelerini açıkladılar. Ben de büyük bir dikkatle dinledim. Onların seçim bildirgeleri ranta dönük. Bizim seçim bildirgemiz insana ve üretime dönük. Arada siyah ve beyaz kadar fark var. Her yerde bunu anlatacaksınız. Ranta değil, insana ve üretime dönük bir bildirgeyle yola çıktık." diye konuştu.
Büyük değişimlerin planlamayla olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin geleceğini planlayacak yeni bir kurum oluşturacağız. İlk atacağımız adımlardan birisi bu. Adını da söyleyeyim, İnsani Gelişme Stratejileri ve Bilgi Politikaları Kurumunu kuracağız." ifadelerini kullandı.
Üniversitelerin bilgi, sanat insanlarının sanat, sanayicinin katma değeri yüksek ürün, çiftçinin kar elde edeceği ürün üreteceğini bildiren Kılıçdaroğlu, insan odaklı bir politikayla geleceği sağlıklı bir şekilde planlayacaklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, İnsani Gelişme Stratejileri ve Bilgi Politikaları Kurumunda, Türkiye'nin en saygın bilim insanlarının çalışacağını aktardı.
"Bilim insanlarının Türkiye'ye gelmesi için her türlü teşviki vereceğiz"
Beyin göçünü tersine çevirecekleri vaadinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Sadece Türkiye kökenli değil, dünyanın saygıdeğer bilim insanlarının Türkiye'ye gelmesi için her türlü teşviki vereceğiz." dedi.
Bilim üretmenin yetmeyeceğini, sanayide de katma değeri yüksek ürün üretmek gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmak istiyorsa katma değeri yüksek ürün üretmek zorunda olduğuna dikkati çekti.
"KOBİ'lere bir yıl süreyle sıfır faizli kredi"
Dünyanın sanayide 4.0'ı konuştuğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biz neyi konuşuyoruz, yol, köprü yapıyoruz. Dünyanın hiçbir lideri yol, köprü, buzdolabı, çamaşır makinesi yapıyoruz diye övünmez. Çünkü bunu ayıp sayar. Elin oğlu, ben uzaydan altını, madeni nasıl getiririm diye uğraşıyor. Onun mücadelesini veriyor. Bizim mücadelemiz de o mücadeledir. Türkiye'yi bölgesinde 21. yüzyılın lideri yapmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
KOBİ'lere seslenen Kılıçdaroğlu, "Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanı, parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun olduğu bir Türkiye'de vergi ve sigorta prim borcu olmayan bütün KOBİ'lere bir yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz." diye konuştu.
Sigorta prim borcu yoksa, bir yıl süreli ödediğin vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli kredi vereceklerini bildiren Kemal Kılıçdaroğlu, bu proje hayata geçtiğinde, devlet vergi ve sigorta primlerini zamanında toplayacağını kaydetti.
Yeni seçim şarkısı tanıtıldı
Toplantıya Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu; eşi Selvi Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce ve eşi Ülkü İnce ile beraber geldi.
Toplantı öncesi milletvekili adaylarının fotoğraf çekimleri gerçekleştirildi.
Toplantıda, Ali Kocatepe'nin "Bundan böyle düşünerek atın adımlarınızı" sözleriyle bilinen "Hey Gidi Dünya Hey" şarkısına uyarlanan "Millet için geliyoruz" adlı" seçim şarkısı tanıtıldı.
Toplantı salonuna girişte adaylara ve misafirlere CHP'nin 230 sayfalık bildirgesi dağıtıldı.
CHP'nin seçim sloganı da "Millet için geliyoruz" olarak açıklandı. CHP, cumhurbaşkanı seçim kampanyasında ise "Hepimizin cumhurbaşkanı" sloganını kullanacak. CHP ayrıca seçimlerde "artık tamam" sloganıyla da seçmenin karşısında olacak.
Demokrasi
Korkuyorsan diktatörlük vardır
Thomas Jefferson'un sözüyle başlamak istiyorum. Halk hükümetten korktuğu zaman tiranlık, hükümet halktan korktuğu zaman özgürlük vardır. Korkuyorsan diktatörlük vardır. Korkmuyorsan diktatörlük vardır. Cumhurbaşkanı Muharrem İnce olduğunda ne yapacağız?
1) Kesinlikle OHAL kalkacak.
2) Siyasetten kirlilik kalkacak. İhaleye fesat karıştıranların TBMM'de yeri yoktur
3) 12 Mart, 12 Eylül'ün bütün yasaları kalkacak
4) Yargı bağımsız olacak. Savcı hakimin yanında oturmayacak. Avukat hangi düzeydeyse savcı da o düzeyde olacak. Muharrem İnce diyor beni denetleyin diye. Sen niye korkuyorsun? Sen de desene.
5) Herkesin can ve mal güvenliği olacak
6 Suçüstü hali haricinde tutukluluk asıl unsur olmayacak.
7) Medya özgür olacak. Medya sahipleri medya dışında başka bir alanla uğraşmayacak. Medya sahibi sadece gazetecilik yapacak. Bu ayıbı tarihe gömeceğiz. Gazeteciler zorunlu olarak sendikalı olacak.
8) Gizli tanık uygulamalarına izin vermeyeceğiz
9) Cumhurbaşkanı tarafsız olacak. 3 bin kişilik koruma ordusuyla gezmeyecek.
10) Barış akademisyenleri üniversitelerine geri dönecek.
11) Yargıya erişimin önündeki engelleri kaldıracağız.
12) Emeklilere de sendika kurma hakkı vereceğiz.
13) Şehitler ve gaziler arasında ayrım yapıldı. Bizim vicdanımızı sızlatan bir ayrım. 15 Temmuz şehidi ayrı diğerleri ayrı sağlanan imkanlar ayrı. Bu ayrımı kaldıracağız.
14) Muhtarlıklar kurumsallaştırılacak. Muhtarın elemanı, bütçesi olacak. Sosyal yardımlar muhtarlar eliyle dağıtılacak.
15) Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartını uygulamaya koyacağız.
16 Kadın Bakanlığı kuracağız
Sivil bir anayasa yapacağız
Gençlik İhtisas komisyonu kuracağız. Gençlere olağan şüpheliler muamelesi yapılmayacak.
Din ve vicdan özgürlüğü olacak
Toplumsal uzlaşma ile sivil bir anayasa yapacağız.
Bunları yaptığımız zaman kimse hiçbir devlet Türkiye'ye sizde demokrasi yoktur diyemez. Kadın erkek eşitliği var diyecekler. İnsana, çevreye değer veriliyor diyecekler. Türkiye beton ekonomisinden üretim ekonomisine geçecek.