Kadim Ülker yazdı: Ayrımcılık ve düşmanlığın değirmenine su taşımak

Bu uyarılar Türklere karşı var olan ayrımcılığı ve düşmanlığı körüklemeden yapılmalıdır

Kadim Ülker yazdı: Ayrımcılık ve düşmanlığın değirmenine su taşımak

Avusturya gazetelerinde bir gelenek vardır. Bu gelenek, gazetenin başyazısı o gazetenin başyazarı tarafından kaleme alınmaz. Gerçi istisnai bir gazete hariç, gazetelerin başyazarı da bulunmaz. Gündeme hâkim olan konu ile ilgili bir başyazı kaleme alınacaksa, konunun uzmanı bir gazeteci gazetesinin o günkü başyazısını yazar.

Tam da İsrail’in Gazze’ye karşı harekete geçtiği gün gazetenin Türk kökenli bir gazetecisinin imzasıyla bir başyazı dikkat çekti. Yazar, bir araştırmadan yola çıkarak, bir cümlecik tespite gazetenin başyazısını kaleme almış. Gazete, koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hıristiyan demokrat parti Avusturya Halk Partisi’ne (ÖVP) ve işverenlere yakınlığıyla bilinen, Avusturya’nın düzeyli ve ciddi gazetelerinden Die Presse’dir. Gazetenin o günkü başyazarı Türk kökenli gazatecisi bir araştırmadan yola çıkarak, Avusturya’da yaşayan üçüncü ve dördüncü kuşak Türk gençlerinin “anti-semit” ve “ırkçı” olduğuna dair başyazısını yazmıştı.

Adı sanı duyulmamış İfes adlı enstitünün yaptırdığı araştırmada, “Bazı Arap ülkelerinden gelen mültecilerin hükümetlerinin tavırlarına paralel musevilere yönelik nefretlerinin yaygınlığı bilinirken, dikkat çeken üçüncü ve dördüncü nesil Türk gençlerde de aynı durumunun olduğu” saptamasında bulunulmuş. Yazıda bu sonucun Almanya’da yapılan ama henüz açıklanmayan bir araştırma ile de onaylandığı belirtilmektedir. Yalnız Almanya’da yapılan bu araştırmanın kim tarafından yaptırıldığı belirtilmemektedir. Yazının devamında Türk gençlerinin üçüncü ve dördüncü nesilde olan “Musevi ve İsrail düşmanlığı daha çok önyargı ve bilgisizlikle” açıklayan yazar, ayrıca Recep Tayyip Erdoğan’ın da “başka ülkelerle uğraşarak ülke içindeki sorunların üstünü örtme politikasının da musevi ve İsrail karşıtlığına hizmet etmektedir” düşüncesini okuyucularına sunmaktadır. “Türkler arasında anti-semitizm, bir ahlaki çöküşün açıklaması” adlı başyazı bu minval üzerine devam etmektedir.

Son dönemlerde Avusturya’da özellikle Türk ve Müslüman düşmanlığı toplumun her kesiminde ciddi boyutlar kazanmıştır. Hangi nesil olursa olsun, Türk olup da Avusturya’da ırkçılıkla, hakaretle ve ayrımcılıkla karşılaşmamış insan yok gibidir. Mesleğimden dolayı her gün çok çeşitli milletlerden onlarca çalışanla bire bir ilişki içinde bulunmaktayım. Bu iş ilişkisi içinde Türk kökenli genç gazetecinin Die Presse Gazetesi için yazmış olduğu makalenin yayımlanmasından bir kaç gün önce, herhangi bir sebep olmadan Türk ve Müslüman olmamamdan dolayı hem de işyerimde en ağır küfür ve hakaretlerle karşılaştım. Die Presse gazetesinde başyazı yazan ve kendini Türklerden belki farklı görebilecek olan gazetecimizi takip ederim. Türk gençlerinin ırkçılığı konusunda yazı kaleme alan gazeteci bile yazmış olduğu gazetede her haberiyle dışlanmaktadır, her yorum yazısıyla ayrımcılıkla karşı karşıya kalmaktadır. Kendisine görev biçilen yazı ve haberin konuları onun uğradığı ayrımcılığın ta kendisidir. Türkleri ve müslümanları yazmaktadır. Bu gazetecimizin hiç bir haberi veya yorumu Türklerin dışında Avusturya’nın, Avusturyalının günlük iş, sanat, spor ve kültür yaşamına ve onların sorunlarına bir makalesi ve haberi yayımlanmamamıştır. Gazetecimize sadece bir konu verilmiştir; Bu da Avusturya’da yaşayan sorunlu Türk ve Müslümanlardır.

İsimlerinden dolayı ev, iş bulamayan, okullara kabul edilmeyen, kabul edildikleri okullarda öğretmenleri tarafından ötekileştirilen üçüncü veya dördüncü nesil Türklerin de mutlaka kabahatları vardır. Türk gençlerinin sorunları çoktur ve kabul edilmeyecek davranışları az değildir. Haksız oldukları durumların sebebini mutlaka Türk gençlerinde de aramak gerekir. Onlarla konuşmak ve onları yazılı ve sözlü uyarmak gerekir. Bu uyarılar Türklere karşı var olan ayrımcılığı ve düşmanlığı körüklemeden yapılmalıdır. Yalnız Türk gençlerinin kabahatlerini bir elin parmakları kadar sayıda Türkün okuduğu Die Presse’de yayımlamak sorunların çözümünde hiç faydası olmayacaktır. Sorunlu olan Türk gençlerine yanlışlarını göstermenin yeri Türkler tarafından okunmayan elit bir gazete olarak bilinen Die Presse değil de, Türklerin Avusturya’da yerel gazete karekteri olan gazeteler olabilir. Üçüncü ve dördüncü nesil Türk gençlerinin hakkında ırkçılıklarıyla ilgili Die Presse yayımlanan yazı Avusturya’nın önünde bulunan yerel seçimler öncesinde Türk düşmanlığının değirmenine su taşır.

Kadim Ülker/ Viyana

ulusal.com.tr