''Bayrakları bayrak yapan''

''Bayrakları bayrak yapan''

Lice'de AKP - PKK eliyle tertiplenen provokasyon, "bayrak" tartışmasını da beraberinde getirdi. Halk düşmanı cephenin Lice provokasyonu sonucunda hedeflediği Türk - Kürt çatışması yine tutmadı. Etnik çatışma bir yana, halkımız bayrağına daha da sahip çıktı. Yurt çapında bayrak eylemleri yapıldı, kardeşlik sloganları alanlardaydı.

İki cephe iki slogan

Vatansever cephenin durmadan attığı, Aydınlık'ımızın da ön sayfadan taşıdığı "Bayrakları Bayrak Yapan Üzerindeki Kandır, Toprak Eğer Uğrunda Ölen Varsa Vatandır" sloganı, maddi olanın manevi anlamda değer kazanmasını, "maddi" olan toprak parçası ve renkli kumaşın nasıl olup da olabildiğince soyut ve derin anlamların karşılığı haline gelebildiğini göstermesi bakımından çok önemlidir.

Ancak, bu slogan halkımızın gündemine yeniden düştü düşeli, toplumun "en sol(?)" kıyısından anında karşıt fikirler yükseldi ve o "taraftan" da bir slogan yükseldi :

"Bayrakları Bayrak Yapan Bayrak İmalatçılarıdır!"

Bayrağa sövmenin dayanılmaz "Solculuğu"

Öncelikle, bu "soluncu"* arkadaşların, sözde "simgeciliği" yermek adına son derece yüzeysel, çiğ bir simgeciliği kullanarak içerisine düştükleri acıklı durumu bir yana bırakarak, kendilerine, bahsi geçen slogan üzerinden oluşturmaya kalktıkları bu soyut "gerçekliğin", "toplumculuk" duvarında paramparça olduğunu üzülerek belirtmek isteriz.

Bu arkadaşlar, devrim uğruna gözlerini kırpmadan ölüme yürüyen Rus devrimcilerinin "kanlarıyla sulanan" kızıl bayrağa, "kan değil ki üzerindeki, kumaş boyası" diyebilirler mi? Proleteryanın ve köylünün ortak davasının simgesi orak-çekiç'e, "orak çekiç dediğin demir-çelik fabrikasyonu" diyebilirler mi?

Demezler. Çünkü dünyaya somut gerçeklikler penceresinden değil, simgeler düzleminde, sloganlar düzleminde bakarlar. İçinde sosyalizm geçmeyen şeyleri dikkate almazlar, radarları yalnızca "solcu simgeleri" algılar. Ve bütün bu sebeplerden ötürü, şovenist olan, "bayrak siyaseti" yapan tam da kendileridir.

Kan görmek isteyenlere

Bu yüzden bu soluncu arkadaşlara mesajımız şudur: Bayrakta ille de kan mı arıyorsunuz? Uzak değil, Kurtuluş Savaşı'nda üniversitelilerin kendi kanlarıyla hazırladıkları, yahut savaş cephelerinin herhangi birinden günümüze kadar gelmiş üzeri kanlı bayraklar hâlâ müzelerde. Gidip bakın.

Üzeri boyalı kumaş parçasını bayrağa dönüştüren şey de budur, bayrağı tutan elin kimliği, ve kime karşı sağlandığı belirleyicidir kumaşın bayrağa olan yolculuğunda.

Üzülerek görüyoruz ki bağımsızlık bayrağımızı küçümserken ellerinizde sallanan şanlı orak-çekiç, şanını yitiriyor. Zaferi müjdeleyen kızıl yıldız, sizin elinizde bayrak olunca sönüyor. Çünkü bayraklarınız Anadolu'muzdan değil, Avrupa'dan dalgalanıyor. Bu yüzden, elinize aldığınız sol kavramlar vatansızlaşıyor, değersizleşiyor, "sahteleşiyor".

Vatansız sol Enternasyonalist olamaz

Kendi köklerini "ay yıldızlı esir bayrağımız" yerine başka yerlerde arayanlar, enternasyonalist olduklarını zannede dursunlar, dünya devrim tarihi enternasyonalizmin "vatansızlık" değil, "vatanların birliği" olduğunu çoktan kaydetti şanlı sayfalarına. Bu tarih üzerinden hareket eden biz Bilimsel Sosyalistler bu yüzden yıllardır haykırıyoruz :

"Bağımsızlık Bayrağı, Daha Daha Yukarı!"

(*Soluncu : Uydurma bir kelimedir, "en sol" , "çok sol" anlamına gelir.)

Erkin Öncan

ulusalkanal.com.tr