İzmir Körfezi'nde balon balığı tehlikesi

İzmir Körfezi'nde balon balığı tehlikesi

İzmir Körfezi’nde yaptığı çeşitli araştırmalarla dikkat çeken ve kısa süre önce ’Dasyatis pastinaca’ türü dev bir dikenli vatozun teknede doğum yapmasını sağlamasıyla gündeme gelen Doç.Dr. İlker Aydın, İzmir Körfezi’ndeki balon balığı tehlikesine dikkat çekti.

Akdeniz ile Hint Okyanusu’nu birbirine bağlayıp gemi yollarını kısaltmak amacıyla 1869 yılında açılan Süveyş Kanalı’nın, benzerlik gösteren iki deniz arasında biyolojik göçlerin başlamasına neden olduğunu belirten Doç.Dr. Aydın şöyle dedi:

HER GEÇEN GÜN ARTIYOR

"Global ısınma ve Akdeniz suyunun sıcaklığının artması ile daha da hareketlenen bu biyolojik istila, Türkiye sularına 60’dan fazla Hint Pasifik kökenli balık türünün gelmesini hızlandırmıştır. Bu sayı, her geçen gün çok hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu türler arasında yer alan balon balıkları yerleştikleri sularda, ekolojik ve ekonomik açıdan önemli zararlar verebilmektedir.

ÇENE YAPILARI ÇOK GÜÇLÜ...

Vücutlarında bulundurdukları nörotoksinler nedeniyle besin zinciri içerisinde fazla düşmanının olamayışı ve güçlü çene yapıları sayesinde birçok deniz canlısını tüketebilmesi, ülkemiz sularına kolay adapte olmalarına ve yerleşebilmelerine olanak sağlamaktadır. Yerleşip çoğaldıkları bölgelerde özellikle küçük ölçekli balıkçılığa önemli olumsuz etkilerine rastlanmaktadır. Bunlar arasında, uzatma ağlarına ve paragat takımlarına yakalanmış olan birçok ticari türe saldırarak ısırması önemeli bir yer tutmaktadır. Bu şekilde hasar görmüş balıklar pazar tezgahlarına konamamakta ve ıskarta edilmektedir. Bu da balıkçıların ticari kayıp yaşamasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra balon balıkları özellikle Güney Ege sularında olta balıkçılığında da sıklıkla yakalanmakta olup hem av kompozisyonunu olumsuz etkilemekte hem de av araçlarına hasar vermektedir."

İZMİR KÖRFEZİ’NDE GÖRÜLDÜ

Akdeniz’de bir türü bulunan balon balıklarının istilacı bir yapıya sahip olduklarına dikkat çeken Doç. Dr. İlker Aydın, şöyle devam etti:

"İstilacı balon balıklarından özellikle son bir yıl içerisinde İzmir Körfezi’nde, 3 türün kaydını biz yaptık. Bu balon balıklarından Lagocephalus guentheri türü sadece İzmir Körfezi için değil Türkiye suları için ilk kez kaydedilmiştir. İzmir Körfezi’ndeki diğer bir balon balığı olan ve kaydı Akdeniz için ilk kez 2005 yılında Prof.Dr. Okan Akyol ve arkadaşları tarafından verilen Lagocephalus sceleratus türüne ait yavru denilebilecek boydaki bireylere körfezde rastlanılmış olması, türün bölgeye yerleştiğinin bir işareti olarak algılanabilir."

'KESİNLİKLE TÜKETİLMEMESİ GEREKİYOR'

Japonya’daki lüks restoranlarda tüketilen çoğu balon balığının Türkiye’de tüketilmemesi, av araçlarına rastgele yakalanan bu balıkların ıskarta edilmesi ile sonuçlandığını dile getiren Doç.Dr. Aydın, balığın popülasyonu ve üreme hızının tespiti için ciddi araştırmaların yapılması gerektiğini savundu. Balon balıkları ile ilgili özellikle kıyı şeridinde yaşayan halkın bilinçlendirilmesinin, ağır nörotoksinler içeren bu türlerin zararlarından korunmak için faydalı olacağını vurgulayan Doç.Dr. Aydın, şunları ifade etti;

"Ticari ve rekreasyonel balıkçılık faaliyetleri sırasında balon balıkları tutulabiliyor, bu durumlarda balığın kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. Balon balığı bünyesinde tetrodoksin adlı zehri barındırıyor, bu nedenle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da balığın tüketilmesini yasakladı. Ege Denizi’ndeki tehlikenin boyutlarını görmemiz için çok daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılması gerekiyor. Balığın popülasyonu ve üreme hızının tespiti de yine ciddi araştırmalar gerektiriyor. Ancak şunu söyleyebiliriz ki bu zehirli balık, körfezde daha sık görülmeye başlanacak. Ayrıca, körfezdeki türlerin stokları üzerine olumsuz etkileri olabilme olasılığı mevcuttur. Profesyonel balıkçılar bu balığın tehlikelerini biliyor. Ancak körfezin kıyısında avlanan ya da amatör olarak tekne balıkçılığı yapanların balon balıklarına dikkat etmeleri gerekiyor. Balığı ellediğinizde elinize dikenlerinin batıp sizi zehirlemesi de söz konusu. Balon balığının oltaya gelmesi durumunda, mümkünse balığın ölmesini bekleyip direk elle temas etmeden iğneden çıkartmakta fayda var."