Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hepsini yasaklamamız lazım çünkü...

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hepsini yasaklamamız lazım çünkü...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, valileri kabul toplantısında konuştu.

Millet olarak bizim özelliklerimizden biri de gittiğimiz coğrafyalarda karşımıza çıkan faydalı ne varsa onları kendi bünyemize katma konusundaki esnekliğimizdir. Bu bizi zenginleştiren bir vasıftır. Cumhuriyetin ilk yıllarındaki toptancı anlayış bile bunun önüne geçmeyi başaramamıştır.

Sadece eski değil, aynı zamanda çok büyük bir devlet birikimimiz vardır. Osmanlı Devleti'nin 33 vilayeti vardı. Aynı topraklar üzerinde bugün 64 farklı devlet hükümet sürüyor.

Orhun Abideleri'ndek ifade çok manidardır; Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir.

"SİZİN SORUMLULUĞUNUZ MİLLETE KARŞIDIR"

Valilik bir icraat makamıdır. Hiçbir mazeretin yerini tutmayacağı yerlerin başında gelir. Hayat günün 24 saati, haftanın 7 günü, yılın 365 günü sürdüğüne göre valilerimizin de aynı anlayışla çalışması şarttır. Sizler devleti temsil ediyorsunuz. Sabah 9, akşam 6 anlayışı ile asla çalışamazsınız. Sizin sorumluluğunu millete karşıdır. ,

"SİZDEN HEDEFE UYGUN ÇALIŞMALAR BEKLİYORUM"

Türkiye son 200 yıldır çok şeyi kaçıran, geriden takip eden ve bu yüzden büyük bedeller ödeyen bir ülkedir. Biz 14 yıldır takip edilen bir ülkenin mücadelesini veriyoruz. Sizlerden de bu hedefe uygun çalışmalar bekliyorum.

Terörle mücadele ve Suriye ve Irak krizlerinin parçası olarak ortaya çıkan sınır güvenliğimizin sağlanması konusu çok önemli. Türkiye 1984'ten beri PKK, 80 öncesi dönemin kötü mirası olarak DHKP-C gibi örgütler ciddi bir tehdit olarak varlıklarını sürdürüyor. Suriye krizi ile birlikte dinimizi istismar eden DAİŞ belesı ile karşı karşıya kaldık. Son olarak da 15 Temmuz'da eskiden beri ülkemize karşı tehdit oluşturduğunu bildiğimiz FETÖ'nün kanlı yüzü ile muhatap olduk. Arka planda Türkiye'ye karşı ittifak halindeler.

FETULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ

Tek fert kalıncaya kadar bu mücadele sürecektir.

Gaziantep'deki son saldırı başta olmak üzere birçok saldırının arkasında FETÖ'nün izlerini görüyoruz. Bu durum bizim tüm terör örgütleriyle aynı hassasiyetle mücadele etmemizi mecbur kılıyor.

Hepsinin kökünü kazıyana kadar yolumuza devam edeceğiz. Şahsım için söylüyorum bu can bu tende olduğu sürece bu mücadeleyi sürdüreceğim.

Bu örgüt vatana ihanet etmiştir. İşte 1999 sonra da kaçıp gitmiştir. Bölücü terör örgütünün başı buraya teslim edilirken o buradan gitmiştir.

Bu darbe diğerlerinden farklı olarak milletimizin değerlerini istismar eden kullanan çarpıtan bir çetenin ürünüdür. Diğer darbelerde milletimiz karşısındaki gücün kim olduğunu bildiği için gardını alabiliyordu.

FETÖ milletin kanını emerek büyümüş ve sinsice her tarafa yayılmıştır. 15 Temmuz darbe girişimine karışan subayların rütbelerine bakınca 1990'larda sızdığını görüyoruz.

Çok kişilikli bir hayat süren sürekli takiyey yapan bu insanların haleti ruhiyelerinin sağlıklı olabilmesi mümkün değildir. Askeri kılıktaki bu terörirstlerle harekete geçti ve o geceyi bu millete yaşattı.

17-25 Aralık'ta bu yapının karanlık yüzünü tamamen gördük. Şahsen konuşmalarımda bunlar terör örgütü dedikçe karşımdakiler terör örgütü can alır, silahlı olur diyordu.

YURT DIŞINDAKİ OKULLARDA TÜRK ÜNVANI YASAKLANACAK

"(Yurt dışındaki FETÖ okulları) Dün Bakanlar Kurulu toplantısında hemen bir düzenleme yapalım, Bakanlar Kurulu kararı ile olursa öyle yapacağız, veyahut da KHK içerisine sokup, dünyadaki bizim bilgimiz dışında nerede 'Türk', 'Türkiye' ünvanı varsa bunların hepsini yasaklamamız lazım. Hemen dışişleri bakanlıklarına bunları bildirelim ve o ülkelerin yönetimlerine bunu bildirmek suretiyle bir daha bu ünvanların yasaklanmasını isteyelim. Çünkü bunun üzerinden prim yapmaya çalışıyorlar, hala bu mevcut."

29 gün sabahlara kadar bu millet meydanlardan çekilmedi üzerine düşeni yapmaya devam etti. Artık hükümet olarak devletin şehirlerdeki temsilcileri olara sıra sizlerdedir, bizlerdedir.

İçeride ve dışarda şöyle bir beklentiye kapıldılar. Bu badirenin etkileri yıllar sürer. Biz darbenin üzerinden 40 gün geçmeden Suriey'de uzun süredir planladığımız Cerablus harekatına başladık, PKK'ya tarihin en büyük operasyonunu yürütüyoruz.

Bu kadar cephede bu yapılmaz dediler. Bir defa şuna inanmamız lazım. Bunların hepsi bir iman meselesidir. Bütün bunların yanında Evelallah bu millet ben varım dedi. Bu millet ben varım dediğine göre bu cephelerin hepsi küçüktür.

"Şu anda Cerablus'ta artık DEAŞ diye bir şey kalmadı. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. Rai'de aynı şekilde. Orada da adımlarımızı attık, orada da yürüyoruz. Devam edeceğiz. Nereye kadar? Onu da açıklamaya gerek yok, bizim de kendimize göre bir planımız var. Bu plan nedir? Bu plan, Türkiye'nin sınırlarını güvence altına alma planıdır. Biz bir terör koridorunun oluşturulma gayretlerine 'evet' diyemeyiz. Hem burada diplomatik görüşmelerimizi yaptık, yapacağız ama bir diğer taraftan da biz bu sınırlarımızı terör koridoru olmaktan çıkartıp, bir barış koridoru haline getireceğiz. Bizim Suriye'nin topraklarında zerre kadar gözümüz yok."

Dünyaya sesleniyorum. Benim milletim F-16'lar bomba yağdırırken elinde silahla yürümedi. Bayrağıyla, imanıyla yürüdü