Rafet Ballı yazdı: Türk-ABD ilişkileri PKK'da düğümlendi

Obama, Erdoğan'ı telefonla aramış (19.1.2016).

"Taziye" diye açıklandı. Sultanahmet ve Çınar'da ölenler için(miş).

Sultanahmet: 12 Ocak 2016'da oldu.

Çınar: 13 Ocak 2016'da.

İkisi de artık "eski" sayılır.

Demek ki: Maksat "taziye" değil.

(Not: Ankara saldırısı oldu-10 Ekim 2015. Obama aynı gün aradı.)

* * *

Zamanlamaya devam edelim.

Biliniyor: ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye'de olacak.

Fazla uzak değil. Cumartesi günü (23.1.2016).

Yüzyüze görüşmeler olacak. Nasıl olsa, ABD taleplerini masaya koyacak.

Obama 3 gün daha bekleyemiyor.

Anlaşılan: Ortada Başkan Yardımcısı'nı da aşan bir durum var.

* * *

ABD'nin telefon açıklamasındaki bir detay önemli.

Evet: Obama, PKK’nın güvenlik güçlerine saldırılarını kınıyor.

Fakat: Asıl, "şiddetin azaltılması gerektiğini" öne çıkarıyor.

Kastettiği: TSK hendekleri kapatmak isterken yaşanan çatışmalar.

Yani: ABD, PKK etkinliğinin kırılmasından rahatsız.

Belli ki: Obama, TSK operasyonlarının durmasını istiyor.

Tıpkı, bizim "bildiri solcuları" gibi.

* * *

Gene de başka şeyler var gibi. "Açıklamalar"a yansımayan.

Sanki: 98 km'lik Cerablus-Mare hattıyla ilgili.

Malum: Türkiye bu alana PKK/PYD'nin girmesini istemiyor.

Üç "kanton" birleşmesin diye.

* * *

Türkiye ve ABD Cerablus'ta karşı karşıya.

ABD: PKK/PYD'yi "kara gücü" ilan etti.

Türkiye: Fırat'ın batısına geçmelerine "kırmızı çizgimdir" dedi.

ABD "kara gücü"ne sahte kimlik çıkardı: "Demokratik Suriye Güçleri-SDG"

Ve: Fırat'ı yeni kimlikle aşmaya başladılar.

Türkiye: Cevap vermekte zorlanıyor gibi.

* * *

"Anlık" söylentiler dolaşıyor: "TSK Cerablus'a girmeye başladı."

Açıklama: "Hayır girmedik. IŞİD mayınları temizleniyor."

Suriyeli muhalif kaynaklara sordum: "Kapsamlı bir adım yok."

Bir de not düştüler: "Olsa bile TSK girmeyecek. Başka kuvvetler desteklenecek."

Bu kez öne çıkarılan "ılımlı muhalif" başka: Feylak uş Şam. İhvan çizgisindeymiş.

* * *

Durum ABD'den nasıl görünüyor?

Hürriyet'in Washington temsilcisi Tolga Tanış'a bakalım.

Dikkatlidir. Son yazısına göz atalım (17.1.2016).

"Ankara ve Washington ilişkilerinde olan, sanki fırtına öncesi bir sessizlik."

"Hiçbir alanda iki müttefik arasında belirleyici bir mutabakat olmaması."

* * *

Tanış'a göre temel sorun: Kürt meselesi: "Kürtler konusunda ayrılık da değil, bir uçurum var."

"PKK’yla çatışmaların sona erdirilmesine dönük adımlar atılması için Washington şimdiye kadar sayısız çağrıda bulundu."

"Suriye’deki Kürtler konusunda operasyonel düzeyde bir ayrılık var."

* * *

Tanış hatırlatıyor:

PKK/PYD, 2 hafta önce Fırat'ın batısına geçti. SDG adıyla.

Tişrin Barajı'nı aldı. Menbiç'e girmeleri an meselesi.

Türkiye rahatsızlığını iletmiş.

"'Kürtler değil SDG' ya da 'PKK değil PYD' demeye devam edecek Amerikalılar."

"Bunun 'kötü bir yalan' olduğunu kendileri de biliyorlar."

* * *

Fakat Sultanahmet saldırısından sonra bir sorun yaşanıyor.

Türkiye IŞİD'i toplarla vurmaya başlıyor. Fakat ABD'yle koordinasyon yok.

ABD rahatsız: "Vurmadan önce nereyi vuracaklarını bildiğimizden emin olmak istiyoruz”

Tanış'ın iki tespiti var:

Bir: "Türkler, Amerikalıların önceden bilmediği yerleri bombalıyorlar."

İki: Türkiye Suriye'de ABD bloku, Rusya bloku dışında farklı bir güç olarak ortaya çıktı.

Şöyle bağlıyor:

"Düdüklü tencere gibi düşünün. İçinde bir şeyler pişiyor evet. Ama en ufak bir terslikte..."

"Çok kritik bir eşikten geçiyor Türk-Amerikan ilişkileri."

Rafet Ballı

Aydınlık