Oyumuz kime niyet?
Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık bugünkü köşesinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi.
Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık bugünkü köşesinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine değindi. Aşık köşesinde, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP seçmeni tam üçe bölünecek; Bir, tıpış tıpış gidip oy verecek olanlar, İki, görev niyetine sandığa gidip geçersiz oy basacak olanlar, Üç, görev falan dinlemeyip sandığa gitmeyecek olanlar" dedi.
İşte Melih Aşık'ın, "Oyumuz kime niyet" başlıklı o yazısı
Sen oyunu kime vereceksin? Bugünlerde en çok sorulan soru bu...
İletişim Uzmanı Nuran Yıldız dostumuz da bu soruyu dün bana sordu... Cevabım:
- Benim kime oy vereceğimiz önemli değil. Bizim gazeteci olarak görevimiz adayları geçmişleriyle, gelecekleriyle kamuya tanıtmak. Bilinçli tercih yapmalarını sağlamak.
AKP ile CHP - MHP çatısının oyları birbirine yakın...
Sonucu Kürt oylarıyla sandığa gitmeyeceklerin oyları tayin edecek.
Selahattin Demirtaş Kürt oylarının ikinci turda AKP için çantada keklik olmadığını söylüyor. Ancak bunun kararını sanıyoruz o değil İmralı verecektir.
Seçime doğru iri bir taviz İmralı’yı mest edebilir
Ekmeleddin Bey’e tepki gösterenlere gelince...
CHP’nin onları sandığa çekmek için bir şeyler yapması gerekirken... Kemal Beyin “Tıpış tıpış gideceksiniz” sözleri var olan tepkiyi daha da güçlendirmiş oldu.
Doçent Nuran Yıldız diyor ki:
“Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP seçmeni tam üçe bölünecek;
Bir, tıpış tıpış gidip oy verecek olanlar,
İki, görev niyetine sandığa gidip geçersiz oy basacak olanlar,
Üç, görev falan dinlemeyip sandığa gitmeyecek olanlar.
İşte bu üçüncüler;
Kendilerini ihanete uğramış hissediyorlar,
Kötü ile daha kötü arasında seçim yapmayı reddediyorlar,
Dört, Gül olduysa Erdoğan neden olmasın diyorlar.”
Seçmenin yüzde 20’sini oluşturan laik Atatürkçü kesim bu seçimde adaysız bırakılmayı ve kendilerini temsil etmeyen üç aday arasına sıkıştırılmayı hazmedemiyor. Kemal Bey yaptığı Ekmel Bey tercihiyle gerçekten büyük riske girdi.
Gurbette oy oy
Yurtdışında, en başta da Almanya’da yaşayan yurttaşlarımız arasında Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl ve nerede oy kullanacağını hâlâ bilmeyenler var. Durumu, CHP’nin bu konuda yetki verdiği isimlerden Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat’a aktardık. Verdiği bilgiler:
“Yurtdışında oy kullanımı, o ülkede yaşayan yurttaşlarımızın sayısına göre bir ile dört gün arasında değişiyor. Almanya’daki yurttaşlarımız oylarını, bağlı oldukları 16 konsolosluğumuzdan birinde 31 Temmuz - 3 Ağustos arasında kullanabilecekler. Sandık başlarında izdiham olmaması için kendilerinden ricamız; 21 - 25 Temmuz tarihleri arasında T.C. kimlik numaralarıyla ysk.gov.tr adresine girip hangi gün ve hangi saatler arasında oy kullanmak istediklerini bildirerek randevu almalarıdır. Bu randevuyu şu veya bu nedenle almayanlara sistem otomatik olarak gün ve saat dilimi verecektir. Bu saydıklarımın hiçbirini yapmayan gurbetçi yurttaşlarımız oylarını 26 Temmuz - 10 Ağustos tarihleri arasında gümrük kapılarımıza gelerek verebilirler. Seçimin ikinci tura kalması halinde oy kullanma tarihleri 17 - 20 Ağustos arasıdır.”
KEKRAN
Yandaş olmadığı iddiasındaki ekranlarda tartışma programları izlerken dikkatinizi çekiyordur...
Hemen her tartışma programında bir veya iki AKP sözcüsü yer alıyor
Programlarda PKK ve İmralı görüşlerini savunanlar da yer alıyor. Bunlar hayli serbest konuşabiliyorlar. Alaturka liberal arkadaşlar da sık sık ekranda görünüyor...
Ekranda yasaklı olanlar kimler mi?
Ulusalcı, Kemalist gibi sıfatlar yakıştırılan... Aslında CHP ilkelerini savunan... Ülkenin bölünmesine, dinciliğe, diktatörlüğe karşı olan laik cumhuriyetçi isimler...
Hem AKP’ye gol olmasın, hem irtica ve bölünmeye karşı ilkeli görüşler ekrana yansımasın diye... Bu isimler ekranın yanına bile yaklaştırılmıyor.
Bu da ekran demokrasisi...
“AKP’yi ortadan kaldıracağım” diyen bir kişinin
AKP başkanlığına aday olması düşünülemez ama
“Cumhurbaş-kanlığını kaldıracağım” diyen bir kişi
Cumhurbaşkanı adayı oluyor...
Akif Kökçe
ARAÇ
Aile Bakan Yardımcısı Aşkın Asan’a ait makam aracı Suriye’de yakalanıyor, Özgür Suriye Ordusu yetkililerince getirilip Hatay’da polise teslim ediliyor.
Bakan Yardımcısı Aşkın Asan’ın aracı Suriye’de ne arıyor?
CHP’nin soru önergesine Bakanlık şu yanıtı veriyor:
“Söz konusu araç, bakım ve tamir için Ankara’da bulunan bir servise verilmiş olup bakım esnasında aracın servisten çalındığı bildirilmiştir...”
Ankara’da servisten çalınan araç başkentten sınıra kadar yolları aşıyor, sınırı geçiyor, Suriye’de dolaşırken yakalanıp geri gönderiliyor.
Bakanlığın anlattığı hikâye size inandırıcı geldi mi?
Yollarda hiç mi trafik denetimi yok, sınırdan geçmek bu kadar mı kolay?