Tarihçi Orhan Çekiç 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 104'üncü Yıl Dönümü'nü anlattı
Tarihçi Orhan Çekiç, son dönemde Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili 'cepheden kaçtı' yönündeki asılsız iddialara Ulusal Kanal'dan yanıt verdi. Çekiç, savaş meydanından geri dönen askerlere 'Cephaneniz bittiyse süngünüz var' sözünü bizzat karşılarına çıkıp söylediğini, telgrafla iletmediğini anlattı. Çekiç, Mustafa Kemal'in 'Süngü tak' emrine uyan Mehmetçikle birlikte yere yattığını da vurguladı
Tarihçi Orhan Çekiç, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve ÇanakkaleDeniz Zaferi'nin 104'üncü yıl dönümü nedeniyle Ulusal Kanal'da Can Karadut'un konuğu oldu.
Nusret Mayın Gemisi'nin savaş tarihinin kaderini değiştirdiğini belirten Çekiç, “Seyit Onbaşılar tarihin göstermediği büyük mücadeleyi gösterirler. Karada yürek var, Mehmet var, Allah sevgisi var. Dünyanın en büyük armadasının (İngiliz donanması) hesabına göre 48 saatte İstanbul'a gireceklerdi. Ödemesi yapılan iki gemimizi dahi bize vermediler. O gemilerin öcünü Mehmet karada inanılmaz bir şekilde aldı. Karaya çıkmaya mecbur kaldılar. İngiliz bahriyesi dünyada yenilmeyen tek bahriyeydi. Amiralleriyle çok övünürler, haklıdırlar da. İngiltere'nin bütün dünyaya hakim olmasını sağlayan İngiliz bahriyesi rezil oldu. O bahriye boğazı geçemedi” dedi.
İngiliz donanmasının Çanakkale'yi geçemedikten sonra geri çekildiklerinde hazırladıkları rapora dikkat çeken Çekiç, “Asker karaya çıkıp karagücünü yenmediği sürece donanmanın İstanbul'a geçme şansı yok denmiştir. Donanmalarını 18 Mart günü akşam saat 5'te Türk topçusuna terkedip geri dönmeye mecbur kaldılar” ifadelerini kullandı.
'MEVZUBAHİS VATANSA GERİSİ TEFERRUATTIR'
Çekiç, 18 Mart zaferinden önce Mustafa Kemal Atatürk'ün ne yaptığına ilişkin de şu bilgileri paylaştı: “Mustafa Kemal Sofya'da. Enver Paşa'ya 12 mektup gönderiyor. Beni alın diyor. Ben masa başında çürüyorum, sınıf arkadaşlarım cephede dövüşüyor diyor. Mektubuna cevap alamayınca Mustafa Kemal büyükelçiliği terkediyor. Ali Fethi Okyar o dönem büyükelçi. Kaçak yoldan Anadolu'ya geliyor. O kadar sevilen bir komutan ki sonuçta Enver Paşa 'gelsin' telgrafını çekiyor. Ama Mustafa Kemal zaten o sırada yolda... İstanbul'a geldiğinde Mustafa Kemal'e yer arıyorlar. Tekirdağ'da bir tümen kurulduğunu söylüyorlar. El yordamıyla askeri birliğini aramakta olan bir subay düşünün. Gidip baktığında Tekirdağ'da bir tümen olmadığını görüyor. Daha sonra Mustafa Kemal'e verilen 19. Tümen'in ihtiyat tümeni olduğu anlaşılıyor. Yani, savaş meydanında dövüşen tümen değildi. Liman Von Sanders emir vermedikçe 10 metre ileriye gidemiyordu. Emir dinlemeden vatanını bu kadar seven bir subay olabilir. Askerlikte emir esastır. Ama söz konusu vatansa gerisi teferruat.”
'CEPHANENİZ BİTTİYSE SÜNGÜNÜZ VAR'
İngiliz donanmasının Kabaktepe'den 8 bin akseri kıyıya çıkardığını ve bu planın Liman Von Sanders'in hatası olduğunu söyleyen Çekiç, “Biz kıyılarda yanlış bir plan yüzünden çok kayıp verdik. Türk askerinin kanı ucuz deniyor. 20 Mehmet ölsün yeter ki bir Almana bir şey olmasın. Taktikleri bu. Oyalama savaşı yapacağız diyorlar. Kıyıları rahat bırakın diyorlar. Seddülbahir'i 180 kişiyle savunduk. 100 binlerle geleceklerini biliyorduk. Kıyıları bırakma fikrine Mustafa Kemal itiraz ediyor. Mustafa Kemal 'Trablusgarp'ta İtalya'yı kıyıya sokmadık. Kıyıları rahat bırakın demek ne demek' diye tepki gösteriyor. Ve sonuçta 180 kişi 8 bin kişiyle 8 saat dövüşüyor. Mehmetçik ister istemez geri çekilmek zorunda kalıyor. Mustafa Kemal'in müdahale ettiği yer işte burası. Mustafa Kemal askerin önüne çıkıyor. Cephaneniz bittiyse süngünüz var diyor. Askerle birlikte kendisi de yere yatıyor. Mustafa Kemal bu emri telgrafla vermedi. Süngü tak dediğinde kendisi de yere yattı” diye konuştu.
ulusal.com.tr