Erdoğan rest çekti
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, vize muafiyetiyle ilgili olarak, "Görüşmelerde netice alındı, alındı. Alınmadığı takdirde, kusura bakmasınlar, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu'ndan Geri Kabul Anlaşması'na yönelik adım atılmasıyla ilgili karar geçmez. Bize ikide bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye..." dedi.
Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi'nde, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile ortak basın toplantısı düzenledi. AB'nin, Türkiye'ye 3 milyar Euroluk yardım göndereceği ve vize muafiyetine ilişkin bir soruya Erdoğan, "Dürüstlük bekliyoruz. Türkiye kriterleri yerine getirecek. Ne kriterleri? Hâlâ Türkiye'ye karşı kriter koyuyorsanız, kusura bakmayın. Bu bir yere kadar tahammül edilir. Bir yere kadar çekilir. Bir yerden sonra da Türkiye nihai kararını verir. Ondan sonra da kusura bakmayın, siz düşünün deriz. 1 Haziran itibariyle geri kabul anlaşmasına yönelik bir adım vardı. 30 Haziran itibariyle de vize noktasındaki adım atılacaktı. Eğer şu anda bu konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız görüşmeleri yapacaklar. Görüşmelerde netice alındı, alındı. Alınmadığı takdirde, kusura bakmasınlar, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu'ndan Geri Kabul Anlaşması'na yönelik adım atılmasıyla ilgili karar geçmez. Bize ikide bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye..." dedi.
İnsani krizlerin dünyanın meselesi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım, artık hiçbirimiz kendimizi insani krizlerin etkilerinin dışında tutamayız. Kendimizi insani krizlerin etkilerinin dışında tutamayız. Silahlı çatışmalardan, terör saldırılarına, doğal afetlere kadar tüm insani krizler dahildir. Sınırlar, mesafeler yükseltilmiş duvarlar, tel örgüler bizi sorunlardan uzak tutmaya yeterli olmayacaktır. Bunun en son örneğini 6 yıldır süren Suriye krizinde hem de çok acı bir şekilde yaşıyoruz. Akdeniz'in azgın dalgalarının yuttuğu hayatlar, sahillere vuran masum çocuk bedenleri bu mesajı adeta bir tokat gibi insanlığın suratına çarpıyor. 12 milyon insanın yerinden edildiği bunların 5 milyonun çeşitli ülkelere dağıldığı bu insani kriz karşısında birkaç komşu ülke dışında kimse iyi bir sınav verememiştir" diye konuştu.
"BU ÇARPIKLIĞI DÜZELTMEK İÇİN KÜRESEL VİCDANI HAYATA GEÇİRMELİYİZ"
İnsani krizlere karşı küresel vicdanın harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Artık bu konuda gelişmiş ülkeler başta olmak üzere herkesin sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Maalesef bugün insani krizlere maruz kalan 100 binlerce kişi imkan, kaynak kıtlığından değil merhamet yoksunluğundan kaybediyor. Hayatını kaybediyor. Küresel vicdanın yaşanan trajediler karşısındaki kayıtsızlığı bugün ki sorunlarımızın da temel nedenidir. Gelişmiş teleskoplarla, uydularla uzayın derinliklerini araştıran insanlık, hemen yanı başındaki acıları, sorunları, krizleri adeta görmüyor. Bu çarpıklığı düzeltmek için küresel vicdanı hayata geçirmeliyiz. Bu sorunun çözümü için 2gün boyunca çalıştık. İnsanlığın ortak vicdanında kıpırdanma sağladıysak kendimizi başarılı sayacağız. Toplanıp dağılan bir toplantı olursa gerçekten üzülürüm. Zirvenin insani sonuçlara vesile olmasını temenni ediyorum. BM resmi verilerine göre, insani zirveye 173 ülke 9 bin katılımcı katıldı. Türkiye'den katılım yaklaşık bin kişi. Son şeylerle birlikte 10 binin üzerinde temennim umarım sonucu da iyi olur" ifadelerini kullandı.
"BAZI LİDERLERİN BURADA OLMASINI BEKLERDİK"
BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ise sözlerine Türkçe "Hepiniz hoşgeldiniz" diyerek başladı; Dünya İnsani Zirvesi'nin ev sahipliğini yapan Türkiye'ye teşekkür etti.
Ban Ki-moon, "Devletlere, STK'lara, özel sektörlere bir çağrıda bulunmak istiyorum: Lütfen BM'ye katılın, ele ele verip kalıcı çözümlere birlikte imza atalım. Bazı dünya liderlerinin de burada olamamış olması da hayal kırıklığı yarattı. Özellikle G-7 ülkelerinden bazı liderlerin burada olmasını beklerdik" diye konuştu.
"ONDAN SONRA DA KUSURA BAKMAYIN, SİZ DÜŞÜNÜN DERİZ"
AB'nin, Türkiye'ye 3 milyar Euro'luk yardım göndereceği ve vize muafiyetine ilişkin bir soruya Erdoğan şu yanıtı verdi: "İkili görüşmelerimizde görüştük. Sayın Şansölye ile de görüştük. 3 milyar Euro'luk verilen bir sözdü. Şu ana kadar yapılanlara baktığımızda, maalesef bu desteklerin söz verildiği gibi yürümediğini görüyoruz. Temmuz ayına kadar 1 milyar Euro'nun verileceği istikametinde dün arkadaşlarımdan bana bir bilgi geldi. Bu destek Türkiye'ye gelmiyor. Suriyelilere verilen destek. Vermeyeceksiniz. Türkiye lütuf beklemiyor. Açık açık AB mensuplarına söyledim, yine söylüyorum. Dürüstlük bekliyoruz. Türkiye kriterleri yerine getirecek. Ne kriterleri? Hâlâ Türkiye'ye karşı kriter koyuyorsanız, kusura bakmayın. Bu bir yere kadar tahammül edilir. Bir yere kadar çekilir. Bir yerden sonra da Türkiye nihai kararını verir. Ondan sonra da kusura bakmayın, siz düşünün deriz."
"PARLAMENTO'DAN GERİ KABUL ANLAŞMASI'NA YÖNELİK ADIM ATILMASIYLA İLGİLİ KARAR GEÇMEZ"
"1 Haziran itibariyle Geri Kabul Anlaşması'na yönelik bir adım vardı. 30 Haziran itibariyle de vize noktasındaki adım atılacaktı. Eğer şu anda bu konuyla ilgili olarak arkadaşlarımız görüşmeleri yapacaklar. Görüşmelerde netice alındı, alındı. Alınmadığı takdirde, kusura bakmasınlar, bu Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu'ndan Geri Kabul Anlaşması'na yönelik adım atılmasıyla ilgili karar geçmez. Bize iki de bir kriter dayatmasınlar. Burası Türkiye..."
ERDOĞAN, DÜNYA İNSANİ ZİRVESİ'NİN KAPANIŞINDA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dünya İnsani Zirvesi'nin kapanışında yaptığı konuşmada, "Dünyanın farklı yerlerinde, hatta kimi zaman aynı yerlerde, insanların çok farklı güvenlik ve hayat standardına sahip olduğunu biliyoruz. Bir tarafta lüks, israf ve şatafat hakimken; onun hemen yanıbaşında milyonlarca insanın sefalet, yoksulluk ve açlık içinde hayata tutunmaya çalıştığını görüyoruz. Bu, adil dünya değildir. Karşımızdaki bu keskin farklılığa uluslararası toplumun hiçbir ferdinin, hiçbir vicdan sahibi ülkesinin kayıtsız kalmaması gerekir" dedi.
Erdoğan, geride bırakılan 2 günlük süre zarfında çok verimli istişareler gerçekleştirdiklerini, önemli kararlar aldıklarını vurgulayarak, zirvede, insani alanda karşı karşıya olunan zorlukları, sınamaları ve bunlara nasıl çözümler bulunabileceğini hep birlikte masaya yatırdıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı, bu zirve için yola çıktıklarında, insani sorunların çözümünde, insanı ve insan onurunu merkeze alan bir yaklaşımla hareket edilmesi gerektiğini söylediklerini belirtti. İnsanların haysiyetini korumanın, güvenliklerini sağlamanın, geleceğe umutla bakmalarını temin etmenin müşterek gayeleri ve ahlaki sorumluluğu olduğunu dile getirdiklerini söyleyen Erdoğan, zirve boyunca pek çok katılımcı ülke ve kuruluşun, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un sunduğu insani gündem çerçevesinde somut taahhütlerde bulunduğuna dikkat çekti.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın farklı yerlerinde, hatta kimi zaman aynı yerlerde, insanların çok farklı güvenlik ve hayat standardına sahip olduğunu biliyoruz. Bir tarafta lüks, israf ve şatafat hakimken; onun hemen yanıbaşında milyonlarca insanın sefalet, yoksulluk ve açlık içinde hayata tutunmaya çalıştığını görüyoruz. Bu, adil dünya değildir. Karşımızdaki bu keskin farklılığa uluslararası toplumun hiçbir ferdinin, hiçbir vicdan sahibi ülkesinin kayıtsız kalmaması gerekir. Dünya İnsani Zirvesi'nin bu konuda temel bir zihniyet değişiminin miladı olmasını diliyorum. Bu zirve, ancak Afrikalı, Asyalı, Suriyeli, Iraklı çocuklar başta olmak üzere dünyadaki tüm mazlumların hayatlarında yeni bir dönemi başlatırsa amacına ulaşmış sayılır. Ümit ederiz bu tarihi zirve adına ve önemine yaraşır bir şekilde daha huzurlu, adil ve barış
dolu bir dünyanın kapılarını aralar. Zirvenin neticelerini umutla bekleyenlere, kalplerimizi ve zihinlerimizi onlara kapatmadığımızı, bilakis kendilerini her zamankinden daha sıkı şekilde kucakladığımızı göstermek zorundayız."
"AKAN GÖZYAŞLARI, YARALI YÜREKLER..."
Erdoğan, şunları söyledi:
"Akan gözyaşları, yaralı yürekler, kanayan vicdanlar, kelimelerle, kuru sözlerle, arkası gelmeyen taahhütlerle değil; ancak güçlü eylemlerle teskin edilebilir. Bunun için siyasi, ahlaki ve mali sorumluluklarımızı küresel olarak paylaşmalı ve süratle harekete geçmeliyiz. Dünya ülkeleri, başta gelişmiş ülkeler olmak üzere, veriler sözler yerine gelmedikçe bu insani ve vicdani görevimizi yapmış sayılmayız. Bunu da ortaya koymak durumundayız. Boşa geçirdiğimiz her dakika, her gün yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine, binlercesinin yeni acılar çekmesine neden oluyor. Uluslararası toplumun, sorumluluk ve ilke sahibi ülkeleri olarak bu zirvede ortaya konulan iradenin fiiliyata geçirilmesinin takipçisi olmamız gerektiğini özellikle vurgulamak isterim."
Erdoğan, zirvenin gerçekleştirilmesi için sergilediği çaba dolayısıyla BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a ve katılımcılara, krizlerden etkilenen milyonlarca kişi adına teşekkür etti. DHA