İşte AB'nin kumpaslardaki rolü
Avrupa Birliği, Ergenekon kumpasında ise tam tersi bir tutum izlemişti. 2008-2009 yıllarında basın özgürlüğü, insan hakları ve adil yargılama rafa kalkmıştı. Avrupa Parlamentosu, Ergenekon'un üzerine gidilmesi kararları almıştı.
2007 yılında başlatılan Ergenekonkumpası ile bugün yaşanan F tipi örgüte yönelik operasyonlar Avrupa Birliği'nin iki yüzlü tutumunu gözler önüne serdi.
İlk tepki, F tipi örgüte yönelik ses getiren operasyonun yapıldığı gün geldi. Avrupa Parlamentosu üyeleri, operasyonun kaygı verici olduğunu açıklamaları yaptı. Şimdi de Avrupa Parlamentosu konuyu özel oturumda masaya yatırıdı. Türkiye'ye yaptırım uygulanması bile tartışıldı. Birliğin gerekçesi, "hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı" iddiasıydı.
Oysa Avrupa Birliği, son 7 yılda yaşanan Ergenekon sürecinde bütün hukuksulukları görmezden geldi. Sadece açıklamalarla değil, alınan kararlar ve ilerleme raporları ile haksız tutuklamaları destekledi.
En önemli göstergeler de Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporları oldu. Hollandalı parlamenter Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan 12 Mart 2008 tarihli raporda Ergenekon sürecine tam destek verildi. "Türk yetkililer Ergenekon hadisesinin üzerine kararlı bir şekilde gitmeli" denildi. Avrupa, bir şebeke olarak niteledikleri Ergenekon'un devlet içindeki bağlantılarının günyüzüne çıkarılmasını istedi.
Bu Ergenekon sürecini destekleyen tek rapor olmadı. 2009 yılında hazırlanan raporda, kamuoyundaki hukuksuzluk tartışmaları yine görmezden gelindi. Üstelik Hrant Dink ve benzeri cinayetlerin Ergenekon'la irtibatlandırılması istendi.
Dönemin Türkiye-AB Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk'ti. Daha sonra Zaman Gazetesi yazarı olan Lagendijk, "Ergenekon sürecinin başlamasından Avrupa Parlamentosu olarak büyük memnuniyet duyuyoruz" ifadelerini kullanıyordu.
ulusalkanal.com.tr