15 Temmuz’un suçlusu 'laiklik' oldu

Beyoğlu Belediyesi’nin Taksim Meydanı’nda düzenlediği 15 Temmuz Anması’nda ‘Taksim Meydanı Demokrasi Nöbetleri Değerler Araştırması ve Anı Defterleri Değerler Araştırması’ isimli kitaplar dağıtıldı

15 Temmuz’un suçlusu 'laiklik' oldu

İstanbulBeyoğlu Belediyesi’nin Taksim Meydanı’nda düzenlediği 15 Temmuz Anması’nda ‘Taksim Meydanı Demokrasi Nöbetleri Değerler Araştırması ve Anı Defterleri Değerler Araştırması’ isimli kitaplar dağıtıldı. Kitaplarda 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni hazırlayan zeminin ‘laiklik ilkesi ve cumhuriyet kurucuları’ olduğu savunuldu.

GÜLEN’İN GEREKÇESİ TEPEDEN İNME LAİKLİK’

Milli Birlik ve Dayanışma Günü ilan edilen 15 Temmuz anlamarında, Beyoğlu Belediyesi tarafından Taksim Meydanı Etkinlik Alanı’nda düzenleniyor. Etkinlik alanında RNA İletişim’in yayımladığı, Yayın Yönetmenliğini Lokman Ünsal’ın yaptığı iki kitap dağıtıldı. Kitaplarda “2. Meşrutiyet’in 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle bittiği, laikliğin ilanıyla beraber tarikatlara ihtiyaç duyulduğu” şeklinde iddialar yer aldı. Temmuz 2017’de birinci basımı yapılan Taksim Meydanı Anı Defterleri Değerler Araştırması isimli kitabın 218. ve 219. sayfasında, şu ifadeler dikkat çekti: “Yaklaşık yüz yıldır tarikatlar faaliyetlerinden men edilmiş gözükse de geçmişleri bin yıla yaklaşan kadim tarikatlar, küçük gruplar şeklinde de olsa varlıklarını devam ettirmişlerdir. Ancak son yüzyıldaki ‘Jakoben Laiklik’ uygulamaları ile baskı altına alınan dini yaşam, baskılara muhalefet eden grupların kendilerini tarikat olarak nitelenmelerinin yolunu açmıştır. (...) Fetullah Gülen, tepeden inmeci laikliğin tesis ettiği bir ortamda bireylerin, asırlar boyunca entelektüel ve spiritüel ihtiyaçlarını karşıladıkları tarikatlardan uzak kalışlarını fırsata çevirmiştir. İcazete dayanmayan, üstelik temel öğretisinin, hiyerarşisinin, mal varlığının, faaliyetlerinin kayıt dışı olduğu FETÖ, tüm bunların kayıt dışılığına, tepeden inmeci Jakoben Laikliğin baskısını gerekçe göstermektedir.”

‘2. MEŞRUTİYET 2014’TE BİTTİ’

Aynı kitabın 130. ve 204. sayfasında ise şu iddialar yer aldı: “Jakoben Laiklik eliyle merkezden ötelenen bireyler; periferide, yerli dinsel kurumların arasına yerleş- tirilen bu terör örgütlerinin ağına düşürülmekte, karanlık finansman araçları, karmaşık destek mekanizmaları ile teröristlere dönüştürülmektedir.(...) 2007 yılında Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi, referandumla oylanarak kabul edildi. 10 Ağustos 2017 tarihinde ise Türk tarihinde ilk kez tepe erk, seçimle belirlendi. Dolayısıyla bu tarih, yüzyıldır süren uzatmalı İkinci Meşrutiyet’in sonudur.”

‘MUHAFAZAKAR KESİM REJİM MUHALİFİ OLABİLİR’

Taksim Meydanı Demokrasi Nöbetleri Alan Araştırması isimli ikinci kitabın 37. ve 38. sayfasında da Cumhuriyet rejiminin aleyhinde iddiada bulunuldu: “Oysa ülkemizde gerçek anlamda modern bir demokrasi oluşumu için bu önyargının kalkması, muhafazakar kesimlerin rejim muhalifi olabilmekle beraber, devlet muhalifi olmaksızın devlet muhalifi olmadıklarını ispatlayabilmeleri için fırsat bulmaları gerekmektedir.(...) Cumhuriyet öncesinde bile hiçbir zaman iktidarı elde etme amacı güdemeyen olsa olsa ‘baskı grubu’ olarak siyasetle ilişki kurabilen ‘tarikat ve ‘dergah’ kavramının, iktidarı, devleti ele geçirmek için üstelik bir muhafazakar parti iktidarını devirmek suretiyle siyasete fütursuzca müdahele edebileceği gösterilmeye çalışmaktadır.”

Halil Sadri Yılmaz- Merve Sevinç/ Aydınlık

istanbul 15 temmuz Taksim beyoğlu belediyesi