Direnişin ve türkünün simgeleşen adı Âşık Mahzuni

Direnişin ve türkünün simgeleşen adı Âşık Mahzuni

Yanık sesiyle ve toplumsal istemlere denk düşen söylemiyle o dönemin coşkusunun, direnişin simgeleşen adlarından biriydi Mahzuni... Geldi Anadolu’dan, sardı sarmaladı Anadolu’yu...

Nice destan yazdık ağıt eyledik/ Tarih ettik türkülerimizle... Her karanlık bizden doğar/ Gelecek şafak bizim/ Tüm yolların kavuştuğu/ Kardeşli kavşak bizim... gibi türkülerinden bildiğimiz; “Ben bir Cumhuriyet ozanıyım. Ömrüm vefa ettikçe, bu anlayışımı ölünceye kadar koruyacağımı sanıyorum. İnsanı kıble edinmiş, gönlü kâbe olmuş olanlara, bütün halklara saygıyla bakanlara selam olsun!..” diyen Âşık Mahzuni Şerif’in adı ülkemizdeki gençlik hareketinin 68 Kuşağı’na dönüşme döneminde yaygınlaşmaya başladı.

DİRENİŞİN SİMGELEŞEN ADI

Yanık ve içli sesiyle, toplumsal istemlere denk düşen söylemiyle o dönemin coşkusunun, direnişin simgeleşen adlarından biriydi Mahzuni... Geldi Anadolu’dan, sardı sarmaladı Anadolu’yu... Ülkenin dört bir yanında çağladı durdu sesi; türkü türkü yankılandı. Toplumumuzun sesi, çığlığı, vicdanı olarak katıldı bağımsızlık savaşına; “Bağımsız Türkiye” sloganlarıyla coşan kitlelerin yüreğine. Tarihin zorbalıklarıyla savaşa savaşa zamanı aşıp gelen çağdaş Pir Sultan, çağdaş Köroğlu, çağdaş Dadaloğlu oldu. Onların yüzyıllar ötesinden bizimle buluşan sesi oldu. Mahzuni, özgürlük savaşımının bam teline bastı. “İnsan ol bilime eğil/ İnsan gibi her şeyi bil...” diyerek bilime çağırdı insanını.

‘ÖLDÜRECEK ZAM FAKİRİ’

“Parsel parsel eylemişler dünyayı/ Bir dikili taştan gayri nem kaldı?” diye sordu ve “Bu ne biçim adalettir/ Öldürecek zam fakiri.” diye çığlık attı. “Ozanlar gerçeği söyler...” dedi ve bu duyarlılık yanıtsız kalmadı elbette. Bağımsızlık kavgasının yiğitleri bir bir ortaya çıkarken o: “Doğudan batıya bir ses yükselir/ Yiğitler yiğitler bizim yiğitler...” diye selamladı onları.

Bağnazlığa, yobazlığa, softalığa, şeriatçılığa karşı koyan; inancı, insanla Tanrısı arasında içsel bir sorun saydı o: “Anadolu İslamıyım çok şükür/ Cihat duran şeriata karşıyım...” Emperyalist Amerika, Mahzuni’nin düşmanıydı: “Bütün insanlık adına/ Amerika katil katil...”

“Sarı saçlım, mavi gözlüm” dediği Atatürk’e sordu: “Sarı saçlım, mavi gözlüm nerdesin?..”

“Mevlam gül diyerek iki göz vermiş/ Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı?” diye soran türkünün çağdaş devrimcisi Mahzuni için, Ekrem Ataer’in sorduğu haklı ve can acıtan soru hâlâ yanıt bekliyor: “Onun yaşamını anlatan gerçek bir belgesel ne zaman çekilecek? Gerçek bir araştırma ne zaman yapılacak? Onun, bu ülkenin Paul Robeson’u olduğunu ne zaman ve kim anlatacak? Gerçek Mahzuni’yi anlatacak derinlemesine araştırmalar ne zaman yapılacak?”

Öner YağcıAydınlık

direnişin Âşık Mahzuni