Advocaat enkazı kaldırıyor: Kondisyon da konsantre de tamam
Pres yaptı, alan daralttı, hızlı ve kısa paslarla rakibinin hamlelerini kısıtladı, rakibe ya da hakeme değil, tamamen topa odaklandı. Fenerbahçe son ayların belki de en güzel oyununu bu maçla sergiledi. Kazanmak için gelen ve hatta bundan şüphesi olmayan namağlup Feyenord, daha ilk dakikalarda dişli bir takımla karşı karşıya olduğunu anladı. Nitekim, maç esnasında akıllarına geldiği mağlubiyeti tattılar. Yenmeyi bırakın, fark yemekten kurtuldukları için dua etmeliler.
İlk yarı bittiğinde basın tribünündeki arkadaşlar, “İkinci yarı Fenerbahçe yorulur, sıkıntı artar” diye konuşuyorlardı. Ancak Fenerbahçe ilk kez kondisyonu bu kadar güçlü olarak sahaya çıktı. Son 15 dakikaya kadar basmadık çim bırakmadılar. Bu da Fenerbahçe için gelecek adına olumlu bir gelişme. Zira daha önceki maçlarda hemen yorulan, odaklanma sorunu yaşayan Fenerbahçe’ye Advocaat eli değmiş artık. Advocaat, Perreira’dan aldığı enkazı ne kadar çabuk kaldırabileceğini göstermiş oldu.
Emenike, Volkan, De Souza, Kjaer, Mehmet Topal, Van Der Wiel ve sonradan oyuna giren Alper Potuk… Bu futbolcular çok çalıştı ve taraftarından tam not aldı. Ancak iki isme özellikle dikkat çekmek istiyorum. Biri Lens, diğeri Hasan Ali Kaldırım.
LENS BU SENENİN YILDIZI
JeremeinLens’in Fenerbahçe için ne kadar doğru bir transfer olduğunu bu maçla bir kez daha gördük. Süper Ligte 4 asist yapan 28 yaşındaki futbolcu, dün adeta fırtına gibiydi. Gol pasını vermesinin yanısıra, takımını atağa kaldıran, savunma alanında arkadaşlarına yardım eden, her daim dikine kaleye gitmeye çalışan, birebirde dişini tırnağına takıp mücadele eden bir futbolcuydu Lens. Dün akşama damgasını vurdu. Aynı Lens, Zorya maçında Emenike’nin golünde atağı başlatan ve asist yapan Ozan’a topu aktaran isimdi. Lens ile Sow sürekli yer değiştirdi. Bir solda, bir sağda mücadele eden Lens, tüm taraftarların sevgi gösterisi eşliğinde sahayı terk etti. Gelecek için Fenerbahçelileri umutlandırdı.
KALDIRIM’DAN ADAM GEÇMEDİ
Maça damgasını vuran ikinci isim de Hasan Ali Kaldırım’dı. Herhalde hangi Fenerbahçeli’ye sorsanız, “Hasan Ali Kaldırım, muhteşem oynayacak” deseniz, pek inanmaz. Ama Hasan Ali, günün adamlarından biriydi ve inanılmaz mücadele etti. Sol kanatta adam kaçırmadığı gibi, hızlı ataklarla takımını hareketlendirdi. Saraçoğlu’nda belki de hayatında hiç görmediği ve duymadığı büyük tezahüratlar eşliğinde sahayı terk etti.
Bu iki kazanım Fenerbahçe adına sevindirici. Kondisyon ve odaklanma olarak da Fenerbahçe ümit verdi. Futbolcular görevlerini tam anlamıyla yaptılar. Takımdan ayrılan Gökhan ve Caner’i ise gözler hiç aramadı.
PERSİE’YE ADVOCAAT ENGELİ
Bir parantez de Robin Van Persie’ye açmak lazım. Hala hazır değil. Hele ki, kendisini en iyi tanıyan ve güvenen bir teknik direktörle çalışmasına rağmen ilk 11’de kendisine yer bulamaması düşündürücü. Maçın son anlarında, takım yorgunken sahaya girmiş olması da değerlendirilmelidir tabii ki… Ancak yine de taraftar ve yönetim ondan çok daha fazla şeyler bekliyor.
TEŞEKKÜRLER KUYT
Ve Kuyt. Fenerbahçeliliğine, futbolculuğuna, saygınlığına ve saygısına kimsenin diyecek lafı yok. Yine geldi, yine taraftarlarla kucaklaştı. Sarı lacivertli formayı giydiği zamanlarda takım yense de yenilse de tüm tribünü gezer, onları alkışlardı. Kendisi de bir o kadar alkış görürdü. Yine aynı şeyi yaptı Kuyt. Yine taraftarına sevgisini selamını yolladı. Maç bittiğinde, tribünleri alkışladı…
Ama Fenerbahçelilere en büyük kıyağı, maç esnasında çok kritik bir yerde top kaybederek yaptı Kuyt. Zira o topun devamında Fenerbahçe gol attı. Ne diyelim, teşekkürler Kuyt.
BİR BOLİÇ ÇIKAR
Şimdi sırada Manchester United var. Takım her geçen gün güçleniyor. Bakalım o maçta da bir “Boliç” çıkacak mı aralarından… Şayet Fenerbahçe böyle oynarsa, iki üç tane de çıkabilir.
Erdem Atay
ulusalkanal.com.tr