Komutanlar, TSK'nın yapısını değiştiren KHK'yı Aydınlık'a değerlendirdi

TSK'nın yapısına yönelik düzenlemenin ciddi sonuçlar doğuracağını kaydeden komutanlar, emir komuta zincirinin bozulduğuna dikkat çekti; Emir komuta bozulursa hem TSK hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği sıkıntıya girer

Komutanlar, TSK'nın yapısını değiştiren KHK'yı Aydınlık'a değerlendirdi

TSK'da önemli görevlerde bulunmuş komutanlar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısını değiştiren Kanun Hükmünde Kararnameyi Aydınlık'a değerlendirdi. Alınan kararların Türk Ordusunda kuvvetler birliğine ve emir-komuta sistemine zarar vereceğini söyleyen komutanlar, "Darbe girişiminin ordudan gelen dirençle önlendiği unutulmamalıdır. Ordunun kimyasını bozmamak lazım" değerlendirmesinde bulundu.

ABD'nin ekmeğine yağ sürmeyelim

Eski Harp Akademileri Komutanı, emekli Orgeneral Necati Özgen TSK’nın yapısını değiştiren Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili, “TSK ile ilgili alelacele kararlar alınması telafisi zor sonuçlar doğurur” uyarısı yaptı. Özgen, “Türkiye’de ordu çok önemlidir. Türk ordusu milletin bağrından çıkmıştır. En önemli kaledir. Bu kale çökerse millet de çöker. Zaten ABD’nin istediği bu. ABD Ortadoğu’da güçlü bir Türk ordusu istemiyor. Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi tertiplerde Türk ordusu bu nedenle hedef alındı. ABD’nin ekmeğine yağ sürmeyelim. Dünyada, özellikle de bölgemizde ordusu zayıf ülkelerin başına gelenler ortada” dedi.

Eski Harp Akademileri Komutanı, emekli Orgeneral Necati Özgen​

ORDUNUN KİMYASI BOZULUR

KHK ile alınan kararların TSK’ya güvensizlik yaratacağını vurgulayan Özgen, “TSK’ya güvensizlik yaratılması büyük yanlış. Yüksek Askeri Şura’ya sivil ilaveler yapılması, yapısının değiştirilmesi de olumsuz algıyı tetikliyor. Darbe girişiminin ordudan gelen dirençle önlendiği unutulmamalıdır. Ordunun kimyasını bozmamak lazım. FETÖ temizliği mutlaka yapılmalı. Ancak TSK’ya güven zedelenmemeli, TSK’nın birliği korunmalı” diye konuştu.

KUVVETLER BİRLİĞİ ZARAR GÖRÜR

KHK’da Genelkurmay Başkanının Başbakanlığa, Kuvvet Komutanlarının Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasını da eleştiren Özgen, “Genelkurmay Başkanı ile Kuvvet Komutanlarının ayrı merkezlere bağlı olması TSK’da disiplini bozar. Kuvvetlerin birliğine zarar verir. Emir komuta zaafa uğrar. Genelkurmay karargahı emir veremez hale gelir” ifadelerini kullandı.

Darbe girişiminde bulunanların en büyük zararı TSK’ya verdiğini kaydeden Özgen daha sonra şunları söyledi: “Atatürk, ‘Bir ordunun kudreti subay ve komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür’ der. Bu unutulmamalı ve buna uygun davranılmalıdır. Akademilerin kapatılması büyük yanlış. TSK’nın bunca tecrübe birikimi var. Bu birikim değerlendirilmeden, onlara sorulmadan apar topar böyle kararlar alınması ilerde daha büyük sorunları beraberinde getirir. Balkan Harbinde yaşadığımız durum unutulmamalıdır.”

Türkiye'nin geleceği sıkıntıya girer

Eski 2. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Edip Başer, TSK’da emir komuta sisteminin esas olduğunu, bunun bozulması durumunda TSK’nın da ülkenin de büyük zarar göreceğini bildirdi.

Başer şunları söyledi: “Yaşanan olayda herkesin kusuru var. Ülke olarak böyle kötü bir durumla karşı karşıya kaldık. Devlet olarak, devletin bütün birimleri olarak gerekli uyanıklığı gösteremedik. Bütün kurumlar tepeden ayağa sorumlu. Tabi bunların içinde siyasiler de var. Belki de esas sorumluluk siyasilerde.

Eski 2. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Edip Başer​

DUYGUSAL KARARLAR SAKINCA DOĞURUR

TSK ile ilgili alınan kararlar alınırken çok iyi düşünmeli bilimin ve akılın ışığında karar verilmelidir. Alınan kararların çok iyi düşünülerek ciddi bir çalışma sonucunda alınmış olmasını ümit ederim. Kararlar yaşanan olayın travmasıyla, duygusallıkla alınmışsa ilerde ciddi sakıncalar doğurur. Ülkenin geleceğine büyük zararlar verir. Genelkurmay Başkanı’nın Başbakana, Kuvvet Komutanlarının Milli Savunma Bakanına bağlanması bana mantıklı gelmiyor. Bu uzun zamandır AB’nin Türkiye’ye dayattığı, zorladığı bir durumdu. TSK’da emir komuta esastır. Bu sistem bozulursa hem TSK büyük sıkıntıya girer, hem de Türkiye Cumhuriyetinin geleceği sıkıntıya girer. Darbe girişiminde bulunanların amaçları gerçekleşmedi. Türkiye nispeten az hasarla atlattı. Ama bundan sonrası çok önemli.”

Siyasallaşmanın önü açıldı

Emekli Tümamiral Soner Polat kararname ile Genelkurmay Başkanının işlevsiz hale getirildiğini, emir komuta birliğinin bozulmasına yol açacak bir durumla karşı karşıya kaldığımızı belirtti.

Polat dün şu değerlendirmeyi yaptı:

“Alınan kararların iki boyutu var. Birincisi emir komuta birliği bozuluyor. Şu anda TSK’nın başkomutanı Milli Savunma Bakanı oldu. Çıkarılan kararname ile Genelkurmay Başkanı devre dışında kaldı. Komutanlar elinden alındı. Genelkurmay Başkanı işlevsiz hale geldi. Bu sistem Kardak krizi sırasında Yunanistan’da vardı. Ben o zaman görevdeydim. Herkes birbirini suçladı. Tam bir kaos yaşandı. Bu krizden çıkardıkları dersle sistemlerini değiştirdiler.

Emekli Tümamiral Soner Polat​

LİYAKATIN YERİNİ SİYASİ DESTEK ALACAK

Bu kararname ile TSK’da siyasallaşmanın önü de açıldı. Bundan sonra liyakat değil siyasi destek aranacak. Özellikle kendini yeteneksiz görenler siyasetçilerin desteğini arayacaklar. Ama şurası unutulmamalı. TSK’da yapılan yanlışların bedelini tüm Türkiye çeker. Alınan kararlar hiç düşünülmeden alınmış kararlardır. Bu düzenleme Ergenekon, Balyoz tertiplerinden önce AB Projesi olarak gündeme geldi. Bizler karşı çıktık. O günlerde uygulamaya konulmasını engelledik. Şimdi ABD destekli darbe girişimi sonrası yeniden karşımıza çıktı.

TSK’NIN TARİHİ GELENEKLERİ YIKILIYOR

Kurmaylık müessesesi TSK için tarihsel bir şeydir. Subaylar savaş yönetimi konusunda eğitimden geçirilir. Kararname ile TSK’nın tarihi gelenekleri de yıkılmaktadır.

Askeri hastanelerin GATA’nın Sağlık Bakanlığına devri izah edilemez. Dünyanın bütün ordularında askeri hastaneler vardır. Oralar için yetiştirilen hemşireler, doktorlar savaş koşullarına göre yetiştirilir. FETÖ’nün buralara sızmasının önlemenin yolu Sağlık Bakanlığına bağlamak değildir.”

Savaşta orduyu bakan mı yönetecek?

FETÖ'nün Balyoz kumpasıyla tutuklanıp TSK'dan tasfiye edilen Emekli Tümamiral Semih Çetin, ordudaki yeniden yapılandırma çalışmalarıyla ilgili sorularımıza yanıt verdi. Çetin, kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmasına şu tepkiyi gösterdi: “Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanına bağlanması da düşünülüyor. Bir savaşta ne olacak? Harekâtı kim sevk ve idare edecek? Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, Milli Savunma Bakanı mı? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta birliği bozulmuştur. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli.”

Emekli Tümamiral Semih Çetin​

Çetin'in verdiği yanıtlar şöyle:

Kararnameyle Cumhurbaşkanı ve Başbakanın, Kuvvet Komutanlarından doğrudan bilgi alabilmesine ve doğrudan emir verebilmesine karar verildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Silahlı Kuvvetlerin yeniden yapılandırılmasını düşünürken mutlaka ve mutlaka harp planlarının da gözönüne alınması gerekirdi. Bir harp veya kriz durumunda uygulanacak komuta kontrol yapısını dikkate almadan barış zamanı teşkilat düzenlemesi yapamazsınız. Bir daha darbe olmasın diye alelacele böyle düzenlemeler yaparsanız başımıza bir dış tehdit musallat olduğunda silahlı kuvvetler görev yapamaz. Korkarım şimdi böyle bir durum yaratılmıştır.

'YANLIŞTAN DÖNÜLMELİ'

Darbeleri önleyeceğiz diye bu tip düzenlemelere gitmek, enine boyuna düşünmeden TSK'nın teşkilat yapısını değiştirmek doğru değil. 15 Temmuz darbe girişimi teşkilat yapısındaki hatadan mı kaynaklandı? Hayır. Cumhurbaşkanı veya Başbakan’ın Kuvvet Komutanlarından bilgi almasını veya onlara emir vermesini engelleyen bir durum mu vardı? Kesinlikle hayır. Siz illegal bir yapının TSK içerisinde bu kadar örgütlenmesine izin verirseniz, Genelkurmayı Tapu Kadastro Müdürlüğüne de bağlasınız sonuç değişmez. TSK'nın teşkilat yapısı değişmez diye birşey yok. Değişebilir ama böyle acele karar vermekle olmaz. Kuvvet Komutanları Milli Savunma Bakanına bağlanmış. Genelkurmay’ın Cumhurbaşkanına bağlanması düşünülüyor. Bir savaşta ne olacak? Kuvvetler kendi başlarına mı harekât yapacak? Koordinasyonu kim sağlayacak? Harekâtı kim sevk ve idare edecek? Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, Milli Savunma Bakanı mı? Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emir komuta birliği bozulmuştur. Bu yanlıştan bir an önce dönülmeli.

İmam Hatiplilerin harp okuluna girmesi konuşuluyor? Ne diyorsunuz?

Böyle özel meslek lisesi ve meslek okullarının ismi ne ise mezunlarının o alanda ilerlemesi, mesleğini ona göre seçmesi gerekir diye düşünüyorum. Yani bir insan İmam Hatip Okuluna gidiyorsa ideali ileride İlahiyat Fakültelerinde okuyarak ülkeye din alanında hizmet etmesi değil midir? Sadece imam hatipler değil, bütün meslek okulları için böyle düşünüyorum.

İmam Hatiplilerin orduda olması uzun vadede benzer sorunları yaratmaz mı?

Eğer imam hatiplerden bu ülkenin kuruluş felsefesine, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ilkelerine bağlı, vatanını seven insanlar yetiştirebiliyorsanız sorun olmaz. Bu söylediğim bütün okullar için geçerlidir. Bunun tersine hangi okuldan olursa olsun farklı rejim heveslisi, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı insanlar yetiştirir ve bunları devletin yüksek mevkilerine getirirseniz sorun yaşarsınız.

Mili Savunma Üniversitesi kuruldu, harp akademileri, askeri liseler kaldırıldı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Askeri liselerin kalkması çok büyük sorun yaratmaz diye düşünüyorum. Silahlı Kuvvetlerdeki kurmaylık sisteminin de gözden geçirilmesi gerekiyordu. Bu değişiklikler sorunları giderir mi? Fikir beyan etmeden önce sistemin detaylı işleyişini belirten yönetmelikleri görmemiz gerekir.

“ATATÜRK'E İHANETİN BEDELİNİ ÖDEDİK”

TSK Türkiye'nin en güçlü ve güvenilir kurumuyken bir çete nasıl bu kadar etkin olabildi?

Neden bunlar oldu? Öyle bir korku imparatorluğu yarattılar ki, yasadışı uygulamalara komutanlar ses çıkaramadı. Silivri ve Hasdal korkusundan ses çıkaramadı. Silahlı Kuvvetler içinde Atatürkçülük sanki Fethullaçı ideolojinin karşısında illegal bir yapılanma gibi gösterildi ve başımıza ne geldiyse bundan geldi.

Herkes FETÖ'nün devleti nasıl ele geçirdiğini soruyor. Sizin bu soruya yanıtınız nedir?

Tek nedeni var; Gerekli adımları atıp bunları zamanında ayıklamamak. İstihbarat zafiyeti yok. Gelen bilgileri doğru değerlendirip tedbir almamak var. Din eksenli siyaset yaparsanız, dindar her adamı, namaz kılan herkesi iyi insan zannederseniz bakın başınıza neler gelir. Sadece dini değil TSK'yı her türlü siyasi ideolojiden uzak tutmak lazım. Tarikat mensupları TSK’da olamaz. Din ve mezhep ayırımcılığı yapılamaz.

Atatürkçülük de bir ideoloji deyip, Atatürkçüleri uzaklaştırmazlar mı o zaman?

Atatürk bu ülkenin kurucusudur ve Atatürkçülük dogma değildir. Atatürk’ün kendisi dogmalara karşıdır. Söylediğim manada Atatürkçü olmayanın, prensiplerini benimsemeyenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde işi ne? Bir Fetullahçılar var ordunun içinde bir de Atatürkçüler var diye gösteriyorlar. Bunlar karşılaştırılacak şeyler mi? Bir tarafta terörist bir örgütten bahsediyoruz öbür taraftan da bu ülkenin kurucusundan. Herkes şunu görmeli; Atatürk'e ihanetin bedelini ödedik. Ödüyoruz.

İdam, darbe gibi üçüncü dünya ülkelerinin gündemini takip ediyoruz. Buralara nasıl geldik?

TSK, emir komuta zincirini hiyerarşiyi bozacağını düşündüğü bu tip zararlı kişileri ayırıyordu. Fetullahçıları çıkarırken ne diyorlardı? Ordu dindar subayları atıyor. Ordu dinsiz mesajı veriyorlardı. Onun için diyorum ki herkes geriye doğru gitmeli ve yaptığı hataları görmeli. AKP de bu ihraçlara önce şerh koyuyordu. 2005'ten itibaren kimse ihraç edilmedi. O zaman atmadığınız subayların çoğu bugün bu darbeyi yapmaya kalkan devlet ve cumhuriyet düşmanları.

Son soru... Ülkeyi yönetenlere ne tavsiye edersiniz?

Ülkeyi yönetenlerin yerinde olsam, derhal bu ülkenin insanlarını bölen demeçlere son veririm. Zaten bu yönde olumlu gelişmeler görülüyor. Geçmişte izlediğiniz yolun tam tersine gideceksiniz. Yaptığınız hataları kabul edeceksiniz. AKP tabanına artık askeri vesayet, dinsiz ordu mesajları vermeyecek, halktaki ayrışmayı giderecek söylemlerle AKP'ye oy vermeyen insanların güvenini kazanacaksınız. Rejim değişikliği özlemi içinde olanlar partinizden de olsa karşı çıkacaksınız. Buna karşılık, muhalefet de aynı üslubu kendi tabanına yönelik söylemlerde kullanacak. Başka çareniz yok. Halkın birbirine karşı bakışını yumuşatmak, birleşmeye doğru götürmek lazım. Burada bir numaralı görev Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve muhalefet liderlerine düşüyor.

ulusalkanal.com.tr