İşte milli mücadelenin kadın kahramanları

Türk kadını bugün dar kalıplara hapsedilip, gündem dışı dayatmaların ana unsuru yapılıyor. Oysa, Türk kadının adı tarihe bir "kahraman" olarak altın harflerle kazılı... Türk milletinin nice zaferlerinde olduğu gibi 30 Ağustos'ta da kadın kahramanlarımızın emeği, teri ve kanı var. Asker Saime, Kılavuz Hatice ve daha niceleri... İşte Atatürk'ün "O ulvi, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları" sözleriyle övdüğü Türk kadını.

İşte milli mücadelenin kadın kahramanları

Türk kadını... Bilincindeki vatan sevgisi en az yüreğindeki şefkat kadar harmanlı ve berrak. Milli mücadeledeki vatanı düşmanlardan kurtarma azmi yüzyıllar geçse de unutulmayacak.

Nene Hatun, Şerife Bacı, Erzurumlu Kara Fatma ve yüzlercesi. Her birinin destansı mücadelesi tarihin altın sayfalarında yerini aldı.

Nezahat Onbaşı... İstanbul işgal altındaydı. Albay Hafız Halit Bey, komutasındaki 70. alayla birlikte Milli Mücadele saflarına katılmıştı. Eşi Hadiye Hanım daha 24 yaşındayken vereme kurban gittiğinden kızını da İstanbul'a yanında götürmek zorunda kalmıştı.

Küçük Nezahat, daha 9 yaşındayken cepheyle tanışmıştı. Geyve Savaşı, Konya İsyanı, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış ve gösterdiği kahramanlıklarla 70. alayın simgesi olmuştu.

Şerife Bacı... Kurtuluş Savaşı'nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu'da bulunan cephaneler de Ankara'ya götürülüyordu. Kış çetin geçiyordu. Cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarmış bebeğinede sarılıp onun donmaması için uğraş vermişti. 1921 yılının Aralık ayında donarak hayatını kaybetti.

Erzurumlu Kara Fatma... 1919'daki kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti. Milis Müfreze Komutanı olarak batı cephesinde görevlendirildi. Aldığı talimatla İstanbul'a gitti, silah ve adam kaçırma faaliyetlerinde bulundu. İzmir'in Yunan işgaline uğraması üzerine İzmir'e geçerek kurtuluşu için savaştı.

Halime Çavuş... Kastamonu'luydu. Milli mücadeleye katıldı. Uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Zira Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Mühimmat taşımada birçok görev yaptı. Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı.

Çete Emir Ayşe... Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması nedeniyle geri dönmüştü. Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek aldı. Dağa çıktı ve Yörük Ali Efe’ye katıldı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlarla savaşmıştı. Onun deyimine göre elinde kalan tek şey "Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyası'ydı".

Tayyar Rahmiye... Adanalı Rahmiye Hanım, 1920 yılında Türkler ile Fransızlar arasında yapılan Kurtuluş Savaşına katılmıştı. Savaşın ilk zamanlarındaki görevleri keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı ve bu görevlerini birçok kahramanlıkla gerçekleştirmiştir. Daha sonra kendi de savaşta çarpışmalara katılmıştı. Muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu.

Asker Saime, Kılavuz Hatice ve daha niceleri... Atatürk'ün "O ulvi, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları" sözleriyle övdüğü Türk kadını.

türk kadını 30 Ağustos