Anayasa Mahkemesi neyi bekliyor?

Anayasa Mahkemesi neyi bekliyor?

Bugün Türkiye’nin özgürlük meselesinin merkezinde Balyoz tutuklusu komutanlarımızın kurtuluşları bulunuyor.

Tertip ve çiğnenen hukuk ortada yatıyor

Ortada Cumhuriyeti ve vatanı hedef alan bir tertip var. Çiğnenen hukuk var. Yapılan haksızlığı savunmaya cesaret edebilecek kimse kalmadı. Ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin seçkin komutanları hâlâ duvarların arasındadır.

Özgürlüğünden yoksun olan, aslında halkın kendisidir. Bu kadar büyük bir haksızlık, bu kadar karanlık bir tertip hâlâ sürüp gidiyorsa, hiç kimsenin güvenliği yoktur.

Dosya Anayasa Mahkemesi’nin, Adalet Bakanlığı’nın ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın önündedir. Her üç kurum, Balyoz tutuklularını özgürlüğe kavuşturacak süreci başlatabilecek konumdalar.

Cumhurbaşkanı heveslerinin zaman ayarı

Peki niçin ve neyi bekliyorlar?

Haksızlığın sürmesinde hukuk dışı etkenlerin devrede olduğu meydandadır. Balyoz tutuklularının özgürlüğü, Cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili hesaplara bağlanmış gözüküyor.

Zamanlama, AKP iktidarının ülkedeki boğucu havayı biraz olsun dağıtma planlarına göre ayarlanmaktadır. Ayrıca kendisini Cumhurbaşkanı adayı olarak görenler, yönettikleri kurumların karar takvimini bireysel amaçlarına göre belirliyorlar. Anayasa Mahkemesinin bu tür hukuk dışı ayarları kabul etmesi, yargı adına utanç konusudur.

Kanayan vicdanla yaşamak

Maltepe, Hasdal ve Hadımköy’deki komutanlarımızı ziyaret ederek görüştüm. Sincan ve Mamak’taki tutuklu komutanlarımızla da İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Nusret Senem arkadaşım görüşüyor. Avukat Fırat Arslan ve Hüseyin Çobanoğlu, Silivri Cezaevi’ndeki komutanlarımızı her hafta ziyaret ediyorlar. İzmir’deki arkadaşlarımız Şirinyer’deki tutuklu komutanlarımızın selamlarını ulaştırıyorlar. Hıdır Hokka ve Zeynep Işık arkadaşlarımızın yönetimindeki Çadır Nöbeti son tutuklu o duvarların arasından çıkana kadar devam edecek.

Bütün komutanlarımız, niçin hedef alındıklarını biliyorlar ve görevlerinin bilincindedirler. Hepsi tertemiz hayatlarıyla vicdan huzuru içindeler.

Ancak yargı için ve toplum için aynı değerlendirme yapılamaz. Kanayan vicdanla nasıl yaşanır, nasıl soluk alınabilir, bu soru hem yargıçların hem de toplumun önündedir.

Yargının alkışa ihtiyacı olamaz

Türkiye’nin özgürlüğü, Cumhurbaşkanlığı hırsının malzemesi olamaz.

Anayasa Mahkemesi, kararı geciktirerek itibar kaybediyor.

Mahkemeler, alkışlanma hevesiyle zaman ayarı yapamaz.

Yargının ve yargıçların alkışa ihtiyacı olamaz. Mahkemelerin adaleti yerine getirmek dışında bir kaygısı, bir düşüncesi olamaz.

Geciken adalet, adaletsizliktir.

Maltepe’de görev başındaki komutanlarımızın önceki gün gönderdikleri Nöbet Şapkası.

Doğu Perinçek

Aydınlık/ROTA