500 yıl önce yapılan iyiliğin adına kitaplar yazıyor
Portekiz'in İstanbul Fahri Konsolosu Aaron Nommaz, dünyanın pek çok yerinde gördükleri zulümlerden kaçarak Osmanlı topraklarına sığınan Yahudilerin yaşadıklarını, yazdığı iki kitapta anlattı
Osmanlı Devleti'nin atalarına 500 yıl önce yaptığı iyiliği unutamayan Portekiz'in İstanbul Fahri Konsolosu Aaron Nommaz, yazdığı iki kitapla da bu iyiliği tüm dünyaya duyurmaya çalışıyor.
Nommaz, Destek Yayınları'ndan çıkan ilk kitabı "Kanuni'nin Yahudi Bankeri Dona Gracia"da, yaşadığı dönemde dünyanın en zengin kadını olan Dona Gracia'nın Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu topraklarındaki hayatını çarpıcı hikayeyle aktarıyor.
Osmanlı-Yahudi ilişkileri tarihine ışık tutan, Türkçe kaleme alınan ardından da İngilizceye çevrilen kitabın, önümüzdeki günlerde Portekizce de yayınlanması için hazırlıklar sürüyor.
Aaron Nommaz, ilk kitabı sonrası Osmanlı Padişahı II. Selim'in yakın arkadaşı olan ve Osmanlı'da iz bırakmış Josef Nasi'nin hikayesini yazdı. Nommaz, II. Selim döneminde Osmanlı-Yahudi ilişkilerine ışık tutan ikinci kitabını da editöre teslim etti.
"Kendimi Türk hissediyorum"
Nommaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisini "Türk" hissettiğini dile getirdi.
Osmanlı medeniyetinin insancıl yönlerini öne çıkarmak için yazdığı "Dona Garcia" adlı kitabını 5 yılda tamamladığını anlatan Nommaz, şöyle konuştu:
"500. Yıl Vakfı kurucularındanım. Vakfımızın kuruluş amacı, Türklerin devlet ve toplum olarak üstün insanlık vasıflarını her türlü olanaktan yararlanarak tüm dünyaya tanıtmak, din ve vicdan hürriyetlerini korumak için bağnazlık ortamından kaçarak Türk toprağını vatan seçen Musevilere kucak açan Türk milletinin insancıl yaklaşımını en geniş şekilde yurt içinde ve yurt dışında duyurmak ve Musevi yurttaşlarımızın şükran ifadelerinin açıklanmasına yardımcı olmak.
Tüm dünyaya Osmanlı'nın kadirşinaslığı, mültecilere gösterdiği yakınlığı göstermek için etkinliklerimiz, çabalarımız var. Türk'üm, Osmanlı anavatanım. Portekiz, dede toprağım. Yahudi'yim, atalarım 15-16. yüzyıllarda gelenlerden. Dona Gracia da o gruptan. Ben Portekiz kökenliyim. Dona Gracia da Portekiz kökenli."
"Her yerde yakılıyorduk"
Nommaz, Yahudilere karşı dünyanın pek çok yerinde zulümler yapılırken kendilerini Osmanlı'dan başka kabul eden devlet olmadığının altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her yerde yakılıyorduk. Amerika'da, Kuzey Avrupa'da, dünyanın her tarafında. Dünya bizi yakarken Osmanlı kabul etti. Osmanlı bize kucak açtı. Biz de bunu hiçbir zaman unutmadık. Sadece ben değil, bütün Osmanlı Yahudileri, bunlar dünyada 2 milyon insan. Bunların hepsi unutamadı. Bunları anlatmak için kurucusu olduğum 500. Yıl Vakfı'nda çalışıyorum. Bu kitap da esasen bunun paraleliydi. Dona Gracia öyle bir kadın çok ıstırap çekiyor Avrupa'da. Osmanlı'ya geliyor. Osmanlı'da bambaşka bir dünyada buluyor kendini. Özgürlük buluyor. Hayatının özgürlüğünü buluyor."
İkinci kitabında Jozef Nasi'yi anlatıyor
Nommaz, ilk kitabının ilgi görmesinden sonra ikinci kitabını da editöre teslim ettiğini bildirerek, "Kitabımın adı 'Jozef Nasi.' Bu da çok önemli bir karakter. Nakşa Dükü, II. Selim'in çok yakın arkadaşı. Osmanlı'da iz bırakmış çok önemli bir kişi. Bir, iki ay sonra bu kitabım da çıkacak. Ondan sonra da tarih kitabı yazmayı düşünüyorum." dedi.