Deva'da sendikalı işçi kıyımı
Deva Holding Yönetimi, Yurt ve Birgün gazetesinde yayımlanan haberlere karşı yazdığı tezkip ile ilgili Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu konuyla ilgili açıklamada bulundu.
Deva İlaç'ın Çerkezköy’deki fabrikasında sendikal faaliyet yürüttükleri için işten atılan üyelerimizin fabrika önünde bekleyişlerinin 36. Günü.
6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'na göre toplu sözleşme yapabilmek için işyeri kapasımdaki yerler açısından çalışan işçilerin en az yüzde 50+1 ve işletme kapsamındaki yerler için ise çalışanların en az yüzde 40'ını üye kaydetmek gerekiyor. İlaç sektöründe ise üretimdeki işçilerle, ilaç pazarlamasında görev alanlar aynı işkolunda ve aynı şirket bünyesinde çalışıyor ise üretimde çalışan tüm işçileri üye yapsanız bile Deva'da olduğu gibi toplu sözleşme yetkisi almanız mümkün olmuyor.
İlaç sektöründe faaliyet gösteren firmalarda çoğu kez, üretimde çalışan işçi sayısını aşan sayılarda satış mümessillerinin bulunması ve ülkenin dört bir yanına dağılmış olan bu kişilere ulaşmanın zorluğu, ilaç sektöründe örgütlenmeyi mevcut yasalarla neredeyse imkansız hale getiriyor.
Tüm girişimlerimize rağmen, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilaç sektöründe çalışan işçilerin yaşamış olduğu bu zorluğa çözüm bulmak için adım atmadı.
Hal böyle olunca; bu durumdaki ilaç firmalarında, sendikamız ve işverenler arasında iyi niyet çerçevesinde toplu sözleşmeler imzalanıyor. Bu durum yasaya aykırılık değil, aksine yasaların üzerinde bir durum yaratıyor.
Deva İlaçta Sendikal Süreç
Benzer durumdaki Deva İlaç’ta da Sendikamız, 1984 yılından 2010 yılına kadar toplu sözleşmesi imzalayarak varlığını sürdürdü. Üretimdeki güçlü örgütlülüğümüz sayesinde işverenle mevcut yasaların üzerinde karşılıklı toplu iş sözleşmeleri yapıldı.
Deva İlaç'ın Levent ve Topkapı'daki çalışanlarının Çerkezköy fabrikasına taşınması ile 2006 yılında Deva ilaç'ın İngiliz East Pharma adında bir fon şirketi tarafından satın alınmasının ardından işyerinde işçileri sendikasızlaştırma adımları atılmaya başlandı.
Bunlardan en etkilisi; 2010 yılında, bazı işyeri temsilcilerinin işveren tarafından satın alınmasıyla oldu. Yıllardır diyaloga dayalı bir ilişki sürdürdüğümüz Deva işvereni sendika ile masaya oturmayacağını ve toplu iş sözleşmesi imzalamayacağını ilan etti. Sendika üyelerine bireysel sözleşmeler dayatıldı. Kabul etmeyen 77 üyemiz işten çıkartılarak sendikal örgütlülük yok edilmeye çalışıldı. İşten çıkartılanlar açtıkları davalar sonucunda işe iade hakkı kazandıkları halde geri alınmadılar. Tüm bunlar Deva'da kapsamlı bir sendika karşıtı kampanyanın yürütüldüğünün açık ifadesidir.
Sendikalı yaşamı bilen, onun nimetlerinden yıllarca faydalanan işçiler sendikasızlığın nasıl bir tecrübe olduğunu yaşadıkça fark ettiler. 2010 yılından sonra dönem dönem sendikalaşmak için girişimlerde bulundular. Ancak, işveren işyerinde tekrar sendikal bir çalışma olduğunu hissettiği anda işçileri işten çıkararak, kalan işçilere de gözdağı verdi.
Son olarak yaklaşık iki ay önce üyelerimiz tekrar toplu sözleşmeli çalışmak için girişimlerde bulunmaya başladılar. İşçiler arasında sendikalaşma eğiliminin tekrar güçlendiğini hisseden Deva yönetimi, tespit ettiği öncü işçileri işten attı. Ancak bu sefer hesap tutmadı. İşten atılan işçiler, aldığımız karar doğrultusunda tekrar işbaşı yapmak ve sendikanın tanınması için direnişe geçtiler.
Minareyi çalan kılıfını uyduruyor!
Sendikal nedenle işçiyi işten atmak suçtur ve cezası da bellidir. Bu nedenle bugüne kadar hiçbir işveren sendikal nedenle attığı işçiyi sendikal nedenle attım dememiştir. Sendikal örgütlenmeyi kırma çabalarına çeşitli gerekçeler uyduruyorlar. Yıllardır canla başla çalışan işçileri, sendikaya üye olduktan sonra bir anda ya “performansları düştü”, yada “iyi niyet kurallarını hiçe sayıp işyerinde huzuru bozdu” bahanesi ile işlerine son verilyor.
Deva Yönetimi, sendika karşıtlığını belirten herhangi bir mahkeme kararının mevcut olmadığını söyleyerek ve kendini aklamaya çalışıyor. Ancak, herkesin bildiği gibi yargı süreci bir yıldan az sürmüyor. Sendikamız, işten atılan sekiz üyemiz için de yargı süreci başlattı. Benzer davalarda olduğu gibi haksız biçimde işten çıkartılan üyelerimizin de işe iade hakkını kazanacaklarından kuşkumuz yok. Merak ediyoruz ortada mahkeme kararı olmadığını söyleyen Deva işvereni acaba bu işten çıkartmaların haksızlığı hukuken kanıtlandığında üyelerimizi işe geri alacak mı? Mahkeme kararlarına saygılı Deva işvereni geçen yıllarda işe iade kararı çıkan, yani mahkemelerce haksız yere işten çıkarıldığı kanıtlanan işçileri neden geri almadı?
Bizler, Deva işyerinden yaklaşık bir ay önce atılan ve birlikte yeniden örgütlenme faaliyeti yürüttüğümüz sekiz üyemizin hangi gerçek gerekçeyle işten atıldığını, onların çalışma performanslarını ve sendikal örgütlülük için canla başla çalıştıklarını biliyoruz. Ayrıca; Deva'nın sendikal sicili oldukça kabarık ve sendika düşmanlığı öyle gizli saklı değil, artık ayyuka çıktı.
Deva yönetimine buradan sesleniyoruz. Petrol-İş Sendikası bu davanın peşini bırakmayacak, yol yakınken sendika düşmanlığından vazgeç, attığın işçileri geri al, işçilerin sesine kulak ver ve sendikayla masaya otur. Aksi halde, yıllardır işyerinde sendikal örgütlülüğü bitirmek için uygulamaya koyduğun tüm eylemlerin hesabını vermeye hazır ol!
Çalışma Bakanlığı yetkililerine de sesleniyoruz, Deva'da yaşanan son gelişmelerde de bir kez daha gündeme gelen, ilaç işçilerinin örgütlemesinin önündeki engellerin kaldırılması için derhal harekete geçin!
Kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu