AB Bakanı Ömer Çelik'ten Almanya'ya tepki
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Almanya'ya tepki gösterdi. Çelik, "Türkiye ile Almanya arasında iyi ilişkiler olması herkesin yararınadır. Alman siyasetçilerin bu özensiz dilden vazgeçmesi gerekir" dedi
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Almanya'ya tepki gösterdi.
İşte Çelik'in yaptığı açıklamalar:
Dünkü Merkel-Schulz tv karşılaşması dünyanın her yerinde ibretle izlendi.
Görülüyor ki seçime giderken Almanya'nın Türkiye ve mültecileri iç politika konusu yapmaktan başka derdi yok
Ekonomi, eğitim, gençler, digitalleşme, güvenlik gibi konular ciddi şekilde tartışılmadan seçimlere gidiyor Merkel ve Schulz..
Bu tv gösterisinden herkes için kritik sonuçlar çıktı. Seçim vaadi olarak Alman siyasetçiler Türkiye'ye söz söyleme yarışına giriyorlar
Türkiye ile Almanya arasında iyi ilişkiler olması herkesin yararınadır. Alman siyasetçilerin bu özensiz dilden vazgeçmesi gerekir.
Türkiye-Almanya arasındaki ilişkileri zehirlemeye çalışan bu özensiz dil, Almanya için ciddi bir sorundur.
Schulz seçimde başarısızlık psikolojisiyle, Türkiye'ye karşı, bize kapalı kapılar ardında söylediklerinin tam tersini ifade ediyor.
Merkel de bundan geri kalmamak için aynı siyasetsizleşme pozisyonuna yuvarlandı.
Schulz'a Weimar Cumhuriyeti'ni tahrip eden popülizm hakkında daha çok okumasını tavsiye ederim.
O zamanki tahripkar popülizmin güncellenmiş hali olarak konuşuyor Schulz.
Türkiye ile müzakereleri kesmekten bahsediyor. Avrupa'yı içe kapatmaya karar vermektir bu.
Türkiye ile müzakereleri kesmekten bahsetmek, AB'nin kurucu değerlerine saldırmaktır. Schulz'un misyonu bu mudur?
Müzakere yeteneğini kaybetmiş bir AB istiyor birileri. Müzakeresiz bir AB, "birlik" olmayan Avrupa kapısını açmaktır.
AB değerlerinin yerini popülizm kriterleri alıyor bu söylemlerde. Tuğlaları popülizm olan bir Berlin Duvarı inşa ediyorlar.
Bazı Alman siyasetçilerin bu tavrı tüm Avrupa'yı popülizmden inşa edilmiş bir Berlin Duvarı ile kuşatmaktır.
Bazı Alman siyasetçilerin seçim kampanyalarında AB kurumlarına ve AB devletlerinin hükümetlerine açıkça emir vermeye çalıştığını gördük.
Bu siyasetçiler AB'nin ne olduğundan habersiz, AB'yi "Almanya Birleşik Devletleri" zannediyorlar.
Türkiye'ye olduğu gibi AB değerlerine ve kurumlarına da saygı göstermiyor bazı Alman siyasetçiler.
Avrupa'nın, tüm AB kurumlarına emir verebileceğini zanneden bazı Alman siyasetçilerden müteşekkil bir ağır sorunu ortaya çıktı.
Almanya'nın iç politikası çerçevesinde, Türkiye ile AB müzakerelerinin kesilmesinden bahsetmek bir AB krizidir.
Türkiye'ye karşı bu saygısız mesajları kabul etmiyoruz ve aynen iade ediyoruz.
Bir Avrupa devleti ve Avrupa demokrasisi olarak Türkiye başı dik şekilde yoluna devam eder.
Eğer eleştirilerinde samimi olsalardı 23 ve 24. fasılları açma çağrımıza olumlu karşılık verirlerdi.
AB mekanizmalarını çalıştırmak yerine AB'yi Almanya politikasının enstrümanı gibi kullanmaya çalışıyorlar.
Esef verici şekilde mültecilere karşıt tutum geliştiren Alman iç siyaseti Almanya demokrasisinin sorunudur.
Bazı Alman siyasilerin AB kurumlarına ve devletlerine "emir" yağdırması ise bir Avrupa sorunudur.
Marine Le Pen ile aynı dili kullanan Schulz'un sosyal demokrasiye yaptığı kötülüğün Alman siyasetine sirayet etmemesi gerekirdi.
Bu tabloda Türkiye için mesele yoktur. Ama Almanya siyasi kültürü için tarihi dersleri hatırlatacak şekilde pandoranın kutusu açılmıştır.
Bazı Alman siyasetçiler Avrupa için gerici bir siyaseti savunurken Türkiye ortak Avrupa siyasetine ve geleceğine damga vurmaya devam edecek.
ulusal.com.tr