Cumhuriyet Söyleşileri Kıraç'la başladı
Ulusal Kanal'da Çağdaş Cengiz'in sunduğu 'Cumhuriyet Söyleşileri' programı başladı. Dün akşam ilk bölümü yayınlanan programın ilk konuğu Kıraç oldu.
Kıraç'ın müzik stüdyosunda yapılan söyleşide Türkçe'nin tarihinden, Ergenekon destanına, milli bayramların kutlanmasından Andımız'a birçok konu konuşulduTürk tarihi üzerine yaptığı incelemelerle dikkat çeken Kıraç, soisimlerinin Ergenekon destanında demir dağların eritilmesi kararını veren komutan Kıraç Bey'den geldiğini söyledi.
Kumpas davalarında Ergenekon isminin seçilmesinin bilinçli ve alçakça tercih olduğunu, bunun kendisini çok yaraladığını vurgulayan Kıraç, toplum hafızasında yanlış bir yere kodlanmak istendiğini belirtti. Türkiye'de tarihin yanlış öğretildiğini söyleyen Kıraç, Türklerin 1071'den önce Anadolu'da olduğunu ifade etti.
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLER
Andımız tartışmalarının da konuşulduğu programda "çocukken milli bayramlarda nasıl hissederdiniz" sorusunu Kıraç şu şekilde yanıtladı: Gerçek bir coşku, yerinde duramazsın. Herkes sokaklara çıkacak şarkılar söylenecek, gösteriler yapılacak. Büyük bir kutlama yaşadık biz çocukluğumuzda. Birinci sınıftan itibaren her bayram görev aldımç Şiir okudum, bando takımında şeflik yaptım, halk oyunları oynadım. Okullardan bando takımları tören alanına doğru yürüyüş yapardı. Halk da onları izler. Bayraklar her yerdeydi. Olumsuz şeyler olduğunda bu törenlerde birlik olunurdu. Ama o coşku artık yok. 1980'lerden sonra o yola girildi. Andımız için 1930'lu yılların militan faşizan ağızları diyolar. Bu şekilde bakarsanız İstiklal Marşı da yalan. Türk bayrağı da gidiyor. Geçmişe dair bütün tarihi yok edip insani ne kadar değer varsa hepsi de gidebilir. Ama bunlar bizim eserlerimiz. Bizi biz yapan değerler. 1930'ların Türkiyesi şu gün için bile dünyada çok örnek bir ülke. Çin bunu yapıyor şu anda. Türkiye bir yerlere gelecekse, o ruhun tekrar vücut bulmasıyla olacak.
AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDEKİ ALPLER
Tarih bilincinin önemini vurgulayan Kıraç'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
- Atatürk'ün deyimiyle Türklerin en az yedi bin yıldır Anadolu'da olduğuna eminin. Bunun için belgelerde var. Fakat derslerde hala Türkler 1070'de Anadolu'ya gelen göçebe bir topluluk olarak anlatılıyor. Türklerin Atatürk'ün deyimiyle dünyayı aydınlatan bir güneş olduğunun, tarihinin araştırılması lazım. Türkiye'de devletin bu alanda yaptığı çok çalışma yok. Halkta senin benim gibi bir akım vatansever insanlar bunları araştırıyoruz.
- Avrupa'nın göbeğinde Alpler var. Alp ismi Yunanca'da Latince'de yok. Sadece Türkçe'de var. Ve bütün Avrupa'da o dağlara Alpler deniliyor. Bunun nedeni nedir düşünsünler. Dil konusu bana göre çok önemli. Tarih için en önemli bilgileri dil kökeninden alabiliriz diye düşünüyorum ben. Çünkü dil sanal evrimleşme yaşamıyor. Yüzyıllar içerisinde kendiliğinden bir evrim geçiriyor.
- Türkçe çok zordur, ingilizce çok kolaydır derler. Çocuklarımız hep ingilizce eğitimi alıyor. Ana sınıfları da dahil, yabancı dil olmayan bir okul yok. Bu ülkeye kırk yıldır yapılan bir eziyettir bu. Büyük vebali var. Bunun tamamiyle karşısındayım. Eğitimin tamamiyle Türkçe olması lazım. Bu konuda Oktay sinanoğlu'yla aynı heyecandaydık. Türkçe, Hint Avrupa kökenli dillerden beş bin yıl daha büyük bir evrim geçirmiş.