Bilim insanları, İstanbul, Ankara ve İzmir'deki havası en kirli yerleri açıkladı!
Türk Toraks Derneği tarafından "Hava kirliliğine artık yeter" temalı "Hava Kirliliği ve Akciğer Sağlığı" başlıklı sempozyum düzenlendi. Toplantı öncesi hava kirliliğine dikkati çekmek için bir grup bisikletçi ellerindeki pankartlarla toplantının yapılacağı otele bisikletleriyle geldi.
Türk Toraks Derneği tarafından düzenlenen "Hava kirliliğine artık yeter" temalı "Hava Kirliliği ve Akciğer Sağlığı" başlıklı sempozyum başladı.
Sempozyum kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, hava kirliliği sorununun sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en önemli problemlerinden biri olduğunu, 2 gün boyunca yapılacak sempozyumda uzman isimlerle konuyu derinlemesine tartışacaklarını ifade etti.
Kalyoncu, sempozyum için Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Solunum Derneği gibi uluslararası sağlık kuruluşlarından da katılımcıların olduğu bilgisini verdi.
Türkiye'nin havası en temiz ili, Rize
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek, Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği standartlara göre, havası en temiz ilin Rize olduğunu belirtti.
Elbek, genel anlamıyla Türkiye'nin orta derece hava kirliliği olduğuna dikkat çekerek, büyük şehirlerde hava kirliliği oranlarının standartların 4-5 kat üzerinde çıktığını ifade etti.
Ölçümlerin 2014'te başlandığını belirten Elbek, 2017'de Türkiye'nin yasal mevzuatına göre, hava sahasının yüzde 66'sının kirli olduğunu kaydetti.
İstanbul, Ankara ve İzmir'in ilçe düzeyinde kirlilik haritasını da anlatan Elbek, İstanbul'da Göztepe, Esenyurt ve Aksaray, Ankara'da Sıhhiye ve Kayaş, İzmir'de ise Bornova ve Bayraklı'nın en çok hava kirliliği yaşanan yerler olduğunu söyledi.
Elbek, "Dünya Sağlık Örgütü'nün izin verdiği sınırlar içerisinde olmasa da İstanbul'da öncelikle Silivri, Sarıyer ve Şile'de, Ankara'da Sincan ve Bahçelievler'de, İzmir'de Güzelyalı'da yaşanmasını öneririz." diye konuştu.
Hava kirliliğinin sağlığa etkisi
Sempozyumun eş başkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır ise Türkiye'de ve dünyada en çok öldüren ve sağlığa en çok olumsuz etki yaratan kalp-damar hastalıklarının, inmenin ve solunum sistemi hastalıklarının hava kirliliği ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Çalışır, İstanbul Göztepe'de yaşayan birinin hiçbir egzersiz yapmadığını varsaydıklarında bir yıl içerisinde 233 gram zehirli toz solumakta olduğunu, bu tozların içerisinde kanser, kalp krizi, inme, felç, çocukların gelişim geriliği gibi birçok hastalık olduğunu aktardı.
Ankara'da ise Kayaş'ta yaşayan birinin 319 gram zehirli toz soluduğunu kaydeden Çalışır, İzmir Gaziemir'de yaşayan birinin ise 205 zehirli toz soluduğunu ölçümlediklerini dile getirdi.
Çalışır, Türkiye'de hava kirliliğinden kaynaklanan rahatsızlıklardan 30 bin kişinin hayatını kaybettiği bilgisini paylaşarak, "Bunlar tamamen önlenebilir hastalıklardır, Türkiye'de her yıl 350 bin kişi hayatını kaybediyor, bunların yüzde 10'u işte bu zehirli tozlar nedeniyle kaybediyoruz. Eğer temiz bir havada yaşıyor olsaydık, bu insanlarımız hayatta olacak." dedi.
Hava kirliliği için "Havanız Cebinizde aplikasyonu"
Toplantıda ayrıca, Türkiye’nin tüm illerinin hava kirliliğinin takip edildiği "Havanız Cebinizde" aplikasyonun tanıtımı da yapıldı, aplikasyon sayesinde il ve ilçelerin hava kirliliği durumu veriler halinde telefondan izlenebiliyor.
Öte yandan, toplantı öncesi hava kirliliğine dikkati çekmek için bir grup bisikletçi ellerindeki pankartlarla toplantının yapılacağı otele bisikletleriyle geldi.
Toplantında ayrıca, Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Solunum Derneği yetkilileri de Avrupa'da ve dünyada yapılan çalışmalar ve araştırmalar hakkında bilgi verdi.