Almanya'daki çocuklar Türkçeyi unutuyor

Almanya’da ilk ve ortaöğretim okullarında 36 yıl öğretmenlik yapan Bahattin Gemici, Almanya’da ve Avrupa’da yaşayan bir milyonun üzerindeki çocuğumuzun anadil dersi görmediği için Türkçeyi unuttuğunu, konuşulan sözcük hazinesinin 50’nin altına düştüğünü belirtti

AlmanyaTürk Toplumu (TGD) Genel Başkan Yardımcısı ve Kuzey Ren Vestfalya Türk Veli Dernekleri Federasyonu FÖTEV-NRW Yönetim Kurulu Üyesi olarak, NRW Bölgesinde 36 yıldır öğretmenlik yapan Eğitimci-Yazar Bahattin Gemici, ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde anadil eğitiminin önemine dair ulusal.com.tr’ye önemli açıklamalarda bulundu.

Gemici, “Almanya’daki ve Avrupa’daki çocuklarımız Türkçeyi unutuyor; Türkçe gazete ve kitap okuyamıyorlar. Çocuklarımızın ve gençlerimizin asimile edilmesini önlemek istiyoruz. Okul kayıtlarının yapıldığı şu dönemde velilerimiz Türkçe dersi için mutlaka başvurmalıdır” dedi.

Gemici, Almanya’da Türkçe dersinin önüne türlü engeller çıkarıldığını, dilini kaybeden çocuklarımızın ve gençlerimizin Türkiye ve kültürümüzle olan bağlarının giderek koptuğunu, bunun ileride ülkemiz ve turizm açısından büyük kayıplara yol açacağını söyledi.

ÇOCUKLARIMIZI TÜRKÇE DERSİNE KAYDEDELİM

Almanya’da şubat ayında gerek ilkokul, gerekse diğer okullara kayıtların başladığını ve 15 Mart’a kadar sürdüğünü belirten eğitimci-yazar Bahattin Gemici şunları söyledi: “Anadilini iyi öğrenen çocuklarımız derslerinde daha başarılı olmakta ve diğer dilleri de kolay öğrenmektedir. Onun için bütün velilerimiz çocuklarımızın anadili dersine katılımını teşvik ve takip etmelidir. İlkokullarda Türkçe dersine bir sınıf açılması için 15, ileriki okullarda ise 18 öğrencinin başvurusuna ihtiyaç vardır. Özellikle Türkçe dersi verilmeyen okullarda velilerimiz biraraya gelerek durumu kendi aralarında değerlendirmeli ve bu konuda ısrarcı olmalıdır.

Yurttaşlarımız derse kayıt dilekçelerini öğretmen ve veli derneklerinden, eğitim ataşeliklerimizden alabilirler. Bu dilekçelere ulaşamayan velilerimiz okulda verilen kayıt formuna Türkçe dersi istediklerini mutlaka yazmalıdır. Okul müdürlerinin bu dersi vermeye yanaşmamaları halinde verilen dilekçelerin fotokopileri bir elde toplanarak eğitim müdürlüklerine, gerekirse bakanlığa ve bize başvurabilirler.”

TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ

Anadili dersi bakımından en iyi konumda bulunan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde okula giden 245 bin Türk çocuktan sadece 45 bini Türkçe dersine katılıyor.

Anadili dersleri genellikle öğleden sonraya bırakıldığı ve verilen notların sınıfı geçmeyi etkilemediği için derse katılımın giderek azaldığını belirten Gemici, “Önümüze çıkarılan türlü zorluklara rağmen dilimizi ve ulusal kültürümüzü yaşatmak için başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes çaba göstermelidir. Türkçe dersi milli bir davadır; konsolosluklarımız da bu konuda duyarlı davranıyorlar. Almanya’da toplam 745 bin çocuğumuz okula gitmektedir. Türkçe ve Türkçe Kültür derslerine katılan öğrenci sayısı sadece 88 bindir. Bu durumu değiştirmek ve Türkçe dersine katılımı arttırmak bizim elimizdedir. Almanya’daki Türk toplumunun tüm kuruluşları bu yönde çaba harcamalıdır. Konsolosluklarımızın ve eğitim ataşeliklerimizin de bu yönde çaba gösterdiklerini görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Gemici, "Almanya’da Türkçe dersinin önüne konan bütün engellere rağmen bizler FÖTEV NRW, Almanya Türk Öğretmen Dernekleri Federasyon ATÖF, Almanya Türk Veli Dernekleri Federasyonu FÖTED ve Almanya Türk Toplumu TGD olarak anadilimize sahip çıkıyor ve bu durumu değiştirmek ve derse katılımı artırmak için okullara kayıtların 15 Mart’a kadar, tüm velilerimizi anadili dersi Türkçe için bir dilekçeyle okul yönetimlerine başvurmaya çağırıyoruz" dedi.

TÜRKÇEMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ, NEDEN TÜRKÇE DERSİ İSTİYORUZ?

Gemici sözlerine şöyle devam etti:

"Çocuk anadili ile ailesine, yurduna ve kültürüne bağlanır. Anadili eğitimi, çocuğun zihinsel ve duygusal gelişimine hizmet eder. Anadili konusundaki yetersizlik, ana-babalar ile çocukları arasındaki ilişkiyi tehlikeye sokar. Aile içinde yanlış anlaşılmalar, dargınlıklar ve giderek kopmalar başlar.

Anadilini ve kültürünü iyi öğrenen çocuğun kendine olan güveni ve saygısı artar. Başkalarının yanında eziklik duymaz; böylece içinde yaşadığı topluma uyumu da kolaylaşır.

Evde konuşulan Türkçe asla yeterli değildir. Çocuğun kendi yaşıtları ile aynı sınıfta ders görmesi, arkadaşlarıyla diyalog kurması, onları yalnızlıktan ve dışlanmışlıktan kurtaracak, okul içinde ve dışında birbirleriyle dayanışma ve yardımlaşma içinde olmalarını sağlayacaktır.

Çocuklarımızın derste Türkçe konuşmaları, okumaları, yazmaları, gelenek ve göreneklerimizi tanımaları, şarkı ve türküler söylemeleri, Atatürk’ü tanımaları, Nasreddin Hoca’yı, Keloğlan’ı, Karagöz ve Hacivat’ı, Yunus Emre’yi öğrenmeleri, ulusal ve dini bayramlarımızı kutlamaları son derece önemlidir.

Araştırmalar, anadilini iyi öğrenen çocukların, yabancı bir dili de iyi öğrendiğini kanıtlamaktadır. Ayrıca günümüz dünyasında birden çok dile gereksinim duyulmaktadır; birkaç dil öğrenen çocuklarımızın iş ve meslek edinme şansları artacaktır."

İŞTE TALEPLER

Gemici Türkçe dersinin başarılı olması için de taleplerini şöyle sıraladı:

Anadilde eğitim desteği, anaokullarında Almancayla paralel başlamalıdır. Çocuklar ilkokula başladıklarında, okuma yazma eğitimi ikidilli olarak verilmelidir. Birinci ve ikinci dil edinimi arasındaki farklar dikkate alınmalı, ikidilli okuma-yazma öğretiminde uygun yöntemler kullanılmalıdır. Bunun için ikidilli eğitmen ve öğretmenler yetiştirilmeli ve işe alınmalıdır.

İkidilli malzemeler geliştirilmeli, iki dillilik teşvik edilmeli, Türk yayınevlerinin ve yazarların çalışmaları desteklenmelidir.

Anadili dersi normal ders programı içinde yer almalı, haftada 5 saat (en az 3 saat) verilmelidir. Verilen not sınıf geçmeyi etkilemeli, başka bir yabancı dilin notunun yerini tutmalıdır. Anadili dersine kayıtlar okul başlangıcında bir kez yapılmalı ve okul bitinceye kadar geçerli olmalıdır. Anadili dersi açılabilmesi için ilkokullarda 10, ilkokuldan sonraki dönemde 15 öğrenci yeterli olmalıdır.

Türk çocuklarının Türkçe dersine katılımı 6. sınıfa kadar zorunlu olmalı ancak velinin yazılı başvurusu halinde bundan sorumlu tutulmamalıdır. Türkçe dersi 6. Sınıftan itibaren ikinci veya üçüncü seçmeli yabancı dil dersleri arasında yer almalıdır.

Anadili dersi organizasyon, içerik ve personel bakımından desteklenmelidir. Öğretmenlerin meslek içi eğitimine önem verilmelidir. Öğretmen kadroları göçmenlerin gereksinimlerine göre saptanmalı, Her ulusun öğrenci oranına göre öğretmen kadrosu verilmelidir.

Anadili dersine katılmak özendirilmeli, bazı Alman müdürlerin ve öğretmenlerin bu derse katılımı engelleme girişimlerine izin verilmemelidir. Özellikle okula kayıt döneminin yapıldığı şubat ayında başta öğretmen, veli dernekleri olmak üzere, eğitim ataşelerimiz ve tüm sivil toplum kuruluşları Türkçe kampanyaları düzenlenmelidir.

Almanca ders dilidir, okul dili değildir; çocuklarımızın okul bahçelerinde Türkçe konuşmaları engellenemez.

Türkçe öğretmeni olmayan okullara ve emekliye ayrılan öğretmenlerin yerine acilen yeni atamalar yapılmalı; öğretmenin uzun süreli hastalığı durumunda vekil öğretmenler görevlendirilmelidir. Öğretmenlerimizin çalışma koşulları düzeltilmeli, yerli ve göçmen öğretmen maaşları arasındaki eşitsizlik giderilmelidir.

YURTDIŞINDA TÜRKÇEYİ YAŞATMAK İÇİN

"Yurtdışında anadilimizi ve ulusal kültürümüzü yaşatmak için Türk toplumunun bireyleri, kurumları ve temsilcileri planlı, programlı ve uzun vadeli bir çalışma yürütmelidir" diyen Gemici, bu konudaki önerilerini de şöyle anlattı:

Her eyaletteki göçmen örgütleri bir araya gelmeli, Türkçe konusunu ele almalı, konuları derinlemesine incelemek için yatılı hafta sonu seminerleri düzenlenmelidir. Eyaletler düzeyinde yapılan çalışmalar federal düzeyde birleştirilmeli, koordineli bir çalışma yürütülmelidir.

Eğitim alanında çalışmalar yapan öğretmen ve veli dernekleri devletimiz tarafından her yönden desteklenmeli, bu alanda atılacak her adımda bu kuruluşlarla işbirliği yapılmalıdır.

Öğretmen ve veli temsilcilerinin, bilim adamlarının, Alman ve Türk tarafının üst düzey yetkililerinin katılacağı eğitim kurultayları, paneller, sempozyumlar ve açıkoturumlar düzenlenmeli; Türkiye’deki üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının desteği alınmalıdır.

Ana-baba eğitimi üzerinde önemle durulmalı, bu alanda projeler geliştirilmelidir. Öğretmenlerimiz, konsolosluklarımız eğitim, din ve çalışma ataşeliklerimiz aileleri anadili konusunda daha duyarlı hale getirmek için çalışmalıdır. Camilerde verilen hutbelerde Türkçemizin önemi vurgulanmalıdır. Türkçenin önemini, sorunlarımızı, istemlerimizi içeren bildiriler, afişler, Almanya’daki okul sistemi ve meslek eğitimi hakkında aydınlatıcı Türkçe broşürler hazırlanmalıdır.

Başta TRT olmak üzere tüm basın-yayın organları yurttaşlarımızı, anadilimiz Türkçe ve çocuklarımızın eğitimi konusunda duyarlı hâle getirmeye çalışmalı, duyurular ve kamu spotları hazırlamalıdır.

Yurtdışında yaşayan Türk toplumunun ulus ve dil bilincinin güçlendirilmesi için sanatçıların, yazarların, sporcuların ve bilim insanlarının katılacağı kültürel etkinlikler düzenlenmelidir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı öğretmenlerimiz ve velilerimizle birlikte yığınsal olarak kutlanmalı, buralarda anadili konusu gündeme getirilmeli ve istemlerimiz kamuoyuna duyurulmalıdır.

Alman kurumlarıyla (siyasi partiler, öğretmen sendikaları, üniversiteler, kiliseler) politikacı, yazar, bilim ve sanat adamlarıyla ilişkiye geçilmeli, destekleri alınmalıdır.

Alman okul sistemi içinde çocuklarımıza yapılan haksızlıklara anında ve üst düzeyde tepki gösterilmeli, bu konuda Türk öğretmen ve veli dernekleri birlikte hareket etmelidir. Almanca ders kitaplarında Türk düşmanlığını körükleyen metinlere yer verilmemesi için girişimlerde bulunulmalıdır.

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve devrimlerimizin Almanya’da okutulan ders kitaplarında yer alması için çalışılmalıdır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin Türkiye ile bağlarını güçlendirmek amacıyla öğrenci değişimi desteklenmelidir. Almanya’dan Türkiye’ye gidecek üniversiteli gençlere, “Türkiye Cumhuriyeti Tarihi”, “Atatürk ve Devrimleri” konulu seminerler verilmelidir.

BAHATTİN GEMİCİ KİMDİR?

Bahattin Gemici, Ankara/Nallıhan’da doğdu. Hasanoğlan Atatürk İlköğretmen Okulunu bitirdi. Ilgaz ve Kurşunlu’da iki yıl öğretmen olarak çalıştıktan sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Almanca bölümüne devam etti. 1977ʼden itibaren Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin Herten kentinde 36 yıl öğretmenlik yaptı.

Almanya’da yaşayan Türk toplumunun eşit haklara kavuşması için verilen mücadeleye katılan Gemici, çok sayıda derneğin ve girişimin kurulmasında, yönetiminde görev aldı; ırkçılığa ve yabancı düşmanlığına karşı çalışmalar yaptı; seçme ve seçilme hakkı için kampanyalar düzenledi, Türkçemizi yaşatmak için yoğun çaba gösterdi.

Dil Derneği ve Alman Yazarlar Birliği üyesi olan Gemici’nin şiirleri, öykü ve makaleleri çeşitli dergilerde, gazetelerde, antolojilerde, ders kitaplarında ve Batı Alman Radyosu’nun (WDR) programlarında yer aldı.

KİTAPLARI:

Yarım Bırakma Türkünü (1988), İlkokullar İçin Şiirler (1988), Sing’ weiter dein Lied (1989), schweigend... aufschreiend... (1993), Esinti (1996), Un-heimisch fremd (2005), Şimdi Vaktidir... (2005), Almanya Öyküleri (2006), Önce Eğitim (2013), Gözden Irak (2013), Der unbekannte Nachbar (2016), Stefans Zuckerfest und Alis Weihnachten-Stefan’ın Şeker Bayramı ve Ali’nin Noel’i (2017), İki Ülke Arasında (2018)

ÖDÜLLER:

Georg-Tappert-Ödülü (1983), Herten Ödülü (1985), Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Kültür Bakanlığı Edebiyat Bursu (1989/1992), Köln VHS’nin düzenlediği şiir yarışmasında birincilik ödülü (1996), TRT-INT Ödülü (2003), Türkiye’nin Sesi Radyosu Öykü Ödülü (2006)

MEHMET ÖZAYDIN/DÜSSELDORF

ulusal.com.tr

çocuk almanya türk okul Türkçe