Cami tuvaletinde taciz ve istismar
İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan Dibek Camii'nde skandal olaylar yaşandı.
Daha önce de uyuşturucu madde ticaretinden sabıkası olduğu iddia edilen tuvalet görevlisi Cevat Yeşilbaş'ın, özellikle Suriyeliler'e ve küçük çocuklara birçok defa cinsel istismarda bulunduğu ortaya çıktı.
CİNSEL ORGANINI ELLEYEREK CİNSEL TACİZ
Odatv'den Hakan Erol'un haberine göre, Cezaevinden çıktıktan sonra "tövbe" etmesi karşılığında yersiz yurtsuz kalmasın diye caminin bir önceki imamı tarafından tuvalet görevine atandığı ifade edilen Cevat Yeşilbaş'ın bilinen ilk taciz olayı 2016 yılında camii tuvaletinde gerçekleşiyor. Yeşilbaş, Z.A. adlı 13 yaşındaki erkek çocuğunun cinsel organını elleyerek cinsel tacizde bulunuyor.
Z,A ifadesinde, cami içerisinde çeşmeden su içerken, Cevat Yeşilbaş’ın arkadan yaklaşarak kollarıyla kendisinin vücudunu sardığını ve cinsel organına dokunduğunu ifade etti. Yeşilbaş’ın, olayı kimseye söylememesini de tembihlediğini belirten Z.A., eve giderek olayı annesine anlattığını ve Yeşilbaş’tan şikayetçi olduğunu ifade etti.
Z.A, ailesiyle beraber Fatih Çocuk Bürosu'na ifade verip şikayetçi olurken, bu süre zarfında Yeşilbaş'ın bir süre ortadan kaybolduğu belirtildi. Yeşilbaş'ın, olaylar yatışınca yeniden aynı caminin tuvaletinde görev yapmaya başladığı belirtilirken, duruma imam ve cemaatin de ses çıkarmadığı iddia edildi.
"ÇOK DA İMANLIYMIŞ"
2017 yılında ise bir başka dikkat çeken olay daha yaşandı...
Sabah saatlerinde Yeşilbaş'ın çalıştığı tuvaletin önünde üzeri tamamen çıplak olarak ağlayan 15 yaşlarında bir Suriyeli erkek çocuğu görüldüğü ifade edildi. Yeşilbaş'ın, çocuğu içeri alıp yıkadığı, abdest aldırdığı, ardından da giydirip, yedirip yolladığı ifade edildi. Yeşilbaş, olayı caminin yanında bulunan esnaf İ.K'ya anlatırken, dükkan sahibi İ.K ise verdiği ifadesinde, "Bu olay gerçekten bu şekilde oldu. Hatta Cevat çocuk için ‘çok da imanlıymış' şeklinde yorum da yaptı. Ben de Cevat’ın çok düşünceli bir insan olduğunu içimden geçirdim, bir kötü niyet aramadım” diye ifade etti.
İ.K ifadesinde şu ifadeleri kullandı:
“1-2 önce dükkandayken karşı apartmanda oturan engelli olup olmadığını bilmediğim ancak her gördüğümde vicdanımın sızladığı, İstanbul’da yalnız başına nasıl yaşayabileceğini saf olması sebebiyle düşündüğüm Ş. İsimli bayanı mahalledeki Dibek Camiinin tuvalet görevlisi Cevat Yeşilbaş’a bağırırken, parmağını sallarken gördüm. Ne dediğini hatırlamıyorum. Cevat önemsemedi, arkasını dönüp gitti. Kendisini mahallede bir daha görmedik. Bu olay sebebiyle Ş.’nin yakınları Cevat isimli kişiyi araştırmaya başlamışlar. Bana da sordular. Ben de tarihini tam hatırlamıyorum, ancak 6 ay ya da 1 yıl kadar süre önce Cevat’ın benim dükkanıma sabah saatlerinde geldiğini, camide tuvalette karşısında Suriyeli tamamen çıplak bir çocuğun çıktığını bu çocuğu camide sıcak suyla yıkadığını, gusül abdesti aldırdığını, kendi elbiselerinden giydirip gönderdiğini anlattığını söyledim. Bu olay gerçekten bu şekilde oldu. Hatta Cevat çocuk için ‘çok da imanlıymış' şeklinde yorum da yaptı. Ben de Cevat’ın çok düşünceli bir insan olduğunu içimden geçirdim, bir kötü niyet aramadım.”
CAMİ İMAMI: "KORKUYORDUM"
Cami imamı İ.D. ise, verdiği ifadesinde Yeşilbaş'ın 14 yaşındaki üvey oğluna ve onun arkadaşlarına da cinsel taciz de bulunmuş olabileceğini düşündüğünü belirtirken; Yeşilbaş'ın üvey oğlunun, arkadaşının bazı günler cami tuvaletinde bulunan aynı odada kaldıklarını ifade etti.
Yeşilbaş'ın 3. eşiyle nikahını kıyan İmam İ.D, ifadesinde Yeşilbaş için, "Tehditkar tavırları ve sabıkalı geçmişi sebebiyle kendisinden biraz korkuyordum. Bana ve çocuklarıma zarar verebileceğinden endişeliydim. Camiye Kuran kursuna gelen kadınların da Cevat’tan çekindiklerini eşim bana anlattı. Fakat ben elimde kesin bir delil olmadığı için bir şey yapamadım" diye belirtti.
Yeşilbaş'tan, kendisini tehdit ettiği için şikayetçi olan imam İ.D, ifadesinde şunları söyledi:
"Ben 2012 yılında Dibek camiine imam olarak atandım. Benden önceki Hüseyin hoca zamanında tuvalete görevli olarak Cevat Yeşilbaş alınmış. Hüseyin hoca bana bu kişinin eski sabıkalı olduğunu, ancak uyum sağladığını söyledi. Cevat Yeşilbaş, bu şekilde görevine devam etti. Hatta tuvaletten kazandığı ücretler geçimi için yeterli olmadığı zamanlarda cemaatten toplanan paralarla kendisine yardımcı da oldu. Bu süreçte sadece Cuma günleri toplanan paranın içerisinden bozuklukları bana sormadan alması tuhafıma gitti. Kendisini bir keresinden uyardığımda tehdit eder tavırla paraları yerlere attı. Ben de daha sonra bu olayı kurcalamadım. Bunun dışında uyumlu birisiydi. Hatta mahalleden dul bir bayanla evlenmek istedi. Ben kadınla görüştüm. Kadın da evlenmek istiyordu. Nikahlarını kıydım. Cevat’ın bu kadından bir kız çocuğu dünyaya geldi. Bu arada Cevat’ın camiye gelenlere kabadayı ve tehditkar tavırları da dikkatimi çekmeye başladı. Bu arada o tarihlerde camimizin diğer imamı Fethullah Küçük bana, ‘Kuran kursu öğrencilerinden Z.A.’e karşı Cevat’ın cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tahkikat yapıldığını anlattı. Bunun üzerine Cevat ile ilgili şüphelerim daha da arttı. Ancak emin olmak için Zekeriya’nın babası A.A’yı ara sıra telefonla aradım. Görüşmelerimizden A.A’nın bu konuyla ilgili Savcılığa gittiğini düşündüm, çünkü A.A bana polise gittiğini polisin de kendisine savcılığın ona dönüş yapacağını söylediğini anlattı.
Bu arada ben Hacca gittim. Olayı takip edemedim. Döndüğümde Cevat’ı işten çıkartmayı düşündüm, ancak Z.A. olayında hiçbir gelişme olmadığı ve sonuç gelmediği için bunu yapamadım. Açık konuşmak gerekirse tehditkar tavırları ve sabıkalı geçmişi sebebiyle kendisinden biraz korkuyordum. Bana ve çocuklarıma zarar verebileceğinden endişeliydim. Camiye Kuran kursuna gelen kadınların da Cevat’tan çekindiklerini eşim bana anlattı. Fakat ben elimde kesin bir delil olmadığı için bir şey yapamadım. Etraftan araştırdım. Arapça bildiğim için mahallemizde oturan Libyalı bir aile ile görüştüm. Onlar bana üstü kapalı olarak Cevat’ın çok iyi biri olmadığını söylediler. Bu ailenin fertlerinin ismi Nebile ve Halit’ti, turist olarak gelmişlerdi daha sonra mahalleden ayrıldılar.
Fethullah Küçük hoca bana bir keresinde de Cevat’ın kucağına 12 yaşlarında bir kız çocuğunu oturtup tuhaf şekilde sevdiğini de söyledi. Cevat’ın evlendiği kadının 14 yaşlarında bir erkek çocuğu vardır. Y. İsimli bu çocuk ile ne zaman konuşsam çocuk hep dalgındı. Hep hüzünlüydü. Cevat, Y. İle çoğu günler tuvaletin içerisindeki oda da beraber kalırdı. Bir keresinde K. İsimli bir çocuk da onlarla kaldı. Ben o zaman şüphelenmesem de şimdi olayları duyunca bu çocuklara da istismarda bulunmuş olabileceğini değerlendiriyorum. Çünkü Cevat, Y’yi sürekli benden uzak tutuyordu. Yine Cevat’ın garip davranışlarından biri de; eşinin birileriyle görüşmesini istemez halleriydi. Sürekli korumalı şekilde evden camiye, camiden eve şeklindeydiler. Muhtemelen baskı yapıyordu.
Cevat’ın bana karşı taciz vs. olayı olmadı, ancak hal ve tavırlarından alttan alta beni tehdit ediyordu. Ben Cevat’tan beni tehdit ettiği için şikayetçiyim. Bu ifademden sonra endişem artmıştır. Can güvenliğim tehlikededir. 6284 sayılı yasadaki hükümlerden yararlanmak istiyorum”
AYYUKA ÇIKTI
Son olarak Yeşilbaş, cami etrafında oturan ve yüzde 50 zihinsel engelli raporu bulunan evli bir kadını taciz etmesiyle olayın ayyuka çıktığı belirtildi.
Yeşilbaş'ın, zihinsel engelli Ş.B'ye tacizinden sonra, Ş.B'nin ailesi konunun peşini bırakmazken, Yeşilbaş'ın da yine ortadan koybolduğu aktarıldı. Ailenin araştırmaları sonucu, diğer olayların da gün yüzüne çıktığı ifade edilirken, aile, Çağlayan Adliyesi'ne, konuyla ilgili olarak bilgisi olan herkesi kendi imkanlarıyla ifadeye götürdüğü belirtildi.
İmam İ.D'nin ifade vermek istemediği ileri sürülürken, imamın "ihmalkârlık"yüzünden kendisinden şikayetçi olunacağı belirtildikten sonra ifade verdiği belirtildi.
Yaşanan son taciz olayından 7 ay sonra polis tarafından yakalanan Cevat Yeşilbaş, İstanbul 3. Ağır Ceza mahkemesinde tutuklu olarak yargılanıyor...
Yeşilbaş, 13 Kasım Salı günü hakim karşısına çıkacak...