Rıza Zelyut, yeni unvan aldı

Rıza Zelyut, yeni unvan aldı

Ulusal Kanal'da yazmaya başlayan tanınmış gazeteci Rıza Zelyut, bundan böyle gazeteci unvanını kullanmayacağını, onun yerine "Celalî ve Kemalî" unvanını seçtiğini açıkladı.

Kendisine bunun sebebini sorduk:

-Neden gazeteci unvanını bırakıyorsunuz?

-Ben gazeteci olmadan önce yazar diye bilinmekte idim. Aslolan da odur... Yazarlık, gazetecilikten de köşe yazarlığından da önemlidir. Sayısı 18'i bulan kitaplarım da yazar unvanını hak ettiğimi gösteriyor. Ayrıca Türkiye Yazarlar Sendikası'nın 1979'dan beri de üyesiyim. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyeliğim çok daha sonradır.

-İyi ama siz "yazar" değil de "Celalî ve Kemalî" diye bir unvan eklediniz adınızın önüne...

-Doğrusu budur. Bu iki kelime hem benim hem de Türk milletinin tarihinin en kısa özetidir. Celalî, 16. Yüzyıl'da Muhteşem Süleyman diye anılan Kanuni Sultan Süleyman zamanında, 1527'de, Tokat-Turhal bölgesinde ayaklanan Bozoklu Celal'in yanlılarına verilen bir unvandır. Celalî demek, Türk-Türkmen demektir. Celalî demek, kurduğu Osmanlı Devleti'nin yönetiminden uzaklaştırılıp üstüne üstlük 3 ayrı vergi ile soyulduğu için öfkelenen Türk halkının hesap sorması demektir. Bunun adına günümüzde devrimcilik/halkçılık diyoruz...

Celalî demek, devletini ele geçiren dönme devşirme takımına kafa tutan önder demektir. Tam da bugünlerde böyle Celalîlere ihtiyaç vardır...

-Ya Kemalî ne oluyor?

-Sanırım ne dediğimi algıladınız... Kurtuluş Savaşı başlatıldığında, İstanbul'da İngilizlerle işbirliği yapan Padişah Vahideddin ve adamları, Mustafa Kemal yanlısı yurtseverlere Kemalî diyorlardı. Böylece onları soyguncu Osmanlı düzenine başkaldıran Celalî Türkmenlere benzeterek aşağılamaya çalışıyorlardı.

Kemalî, Kemalist demek...

İçinde 1920'lerin ruhunu taşıyanlardan birisi olarak kendimi Kemalî görüyorum.

Eğer yeni bir Türkiye kurulacak ise bunu Orta Çağ sistemlerinin özlemcileri değil, millîci ve devrimci olan Celalî-Kemalî güçleri kuracaktır...

ulusalkanal.com.tr

Rıza Zelyut