Erdoğan'dan sert sözler: Sokağa çıkamaz hale gelirsin

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezi'nde 15 Temmuz anması etkinliğinde konuştu. Kılıçdaroğlu için sert ifadeler kullanan Erdoğan, "Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi böyle bir yanlışlığa sapması halinde asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmelidir. Açık konuşuyorum, böyle bir yola mı tevessül edeceksin, sokağa çıkamaz hale sen gelirsin. Korkaklardan, ödleklerden bir şey olmaz bu böyle bilinmelidir." diye konuştu.

Erdoğan'dan sert sözler: Sokağa çıkamaz hale gelirsin

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Onlar FETÖ'cülerin avukatlığına soyunabilir, PKK'lıları, YPG'lileri destekleyebilir, onlar DHKP-C'lilerle, marjinal sol örgütlerle kol kola girebilir, onlar ülkesine ve milletine ihanet etmiş herkesi kucaklayabilir ama biz bunların hiçbirini yapmadık, yapmayacağız. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Biz milletimize, Türkiye'de tek bir terörist kalmayana kadar mücadele edeceğimizin sözünü verdik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen ve AKP Sosyal Politikalar Başkanlığınca hazırlanan, "15 Temmuz Milli İrade Zaferi'nin Analizi Kitabı"nın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, kitabın hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Varlıklarını ortaya koyarak 15 Temmuz milli irade zaferinin kazanılmasını sağlayan şehitlere ve gazilere ithaf edilen kitabın, bu alanda yapılacak çalışmalara örnek olacağına inandığını belirten Erdoğan, araştırma sonuçları yanında Türkiye'deki darbelerin tarihçesinden, 15 Temmuz'un saat saat seyrine, şehitlerin isim, resim ve kısa bilgilerine kadar oldukça kapsamlı çalışma yapıldığını ifade etti.

Şehit yakınları ve gazilerle yüz yüze görüşülerek hazırlanan kitabın, 15 Temmuz zaferini kimlerin, hangi saiklerle kazandığını ortaya koyması bakımından gerçekten önemli olduğunu anlatan Erdoğan, araştırmanın gerçekleştirilmesinde, raporunun hazırlanmasında, kitap haline getirilmesinde emeği geçenleri tebrik etti.

Şehit yakınları ve gazilere şükran duygularını ileten Erdoğan, "Ülkemizi böyle bir felaketin eşiğine getirenleri Rabbim'in 'kahhar' sıfatıyla kahretmesini niyaz ediyorum. Türkiye, bu musibetin de üstesinden gelecektir. Bugünkü Türkiye'yi, nasıl ecdadımızın tarihe altın harflerle yazılan kahramanlıklarına borçluysak 15 Temmuz'un da gelecek nesiller için işte böyle bir anlam ifade edeceğine inanıyorum." diye konuştu.

"İnancımıza göre şehitler ölmez. Bize düşen şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmaktır." diyen Erdoğan, bu amaçla İstanbul ve Ankara'da darbe direnişinin sembolleri haline gelen mekanlarda anıtlar inşa edildiğini bildirdi.

Erdoğan, "İstanbul'da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakasında, Ankara'da ise Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin hemen önünde yapılan bu anıtların açılışlarını, darbe girişiminin yıl dönümü gecesi yapacağız. Tabii ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önünde yine böyle bir anıtı yapıp, onu da inşa edeceğiz." dedi.

Başka bir anıtın da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Marmaris'te inşa edileceğini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece yapacağımız bu açılışlara tüm milletimizi davet ediyoruz. İlk açılış törenini inşallah 23.15'te, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün Anadolu yakası çıkışındaki dev alanda gerçekleştireceğiz. İkincisini ise 16 Temmuz sabah namazını müteakiben bu defa Külliye'nin karşısında inşa edilen, oradaki anıtın olduğu bölgede yapacağız." .

CHP'nin yürüyüşü

Darbe girişiminin ardından 15 Temmuz'un "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olarak ilan edilerek, milli anma günleri arasına alındığını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Malazgirt Zaferi gibi, İstanbul'un fethi, Çanakkale, 30 Ağustos Zaferi gibi Selçuklu'nun, Osmanlı'nın ve Cumhuriyet'imizin kuruluşu gibi 15 Temmuz da milli tarihimizin sembollerinden biri olmuştur. Maalesef aradan geçen bir yıla rağmen hala 15 Temmuz'un anlamını kavrayamamış olan gafiller bulunduğunu biliyoruz. Bu gafillerin başında da ana muhalefet partisinin tepesindeki zat geliyor. Ankara'dan İstanbul'a kadar yürüyen bu kişi, derdinin ne olduğunu Maltepe Meydanı'nda yaptığı miting konuşmasında açık ve net ifşa etti. Kendisi yaptığı eyleme 'Adalet Yürüyüşü' adını vermişti. Olsa olsa 'sözde adalet yürüyüşü' olabilir ama talepleriyle bu kavramı ne kadar yanlış anladığını göstermiş oldu."

"Bunlar ağaca su değil, dikene su veriyor"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini duyunca aklına Mevlana Hazretleri'nin "adalet" tanımı geldiğine değinen Erdoğan, "Mevlana Hazretleri, 'ağaca su vermeyi adalet, dikene su vermeyi zulüm' olarak tanımlıyor. Bunlar ağaca su değil, dikene su veriyor. Darbecileri ve teröristleri savunan CHP Genel Başkanı, bizden dikenlere su vermemizi talep ediyor. Biz asla böyle bir zulüm yoluna başvuramayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"(Hasta) dediler, 'Durumu çok kötü' dediler ve cezaevinden çıkmasını istedikleri Mardin Belediye Başkanı, baktık ki bayağı yürüyebiliyor. Hani bu hastaydı? Nasıl hasta bunlar? Arkasında PKK terör örgütünün olduğu bu kişilerle beraber nasıl oluyor da omuz omuza yürüyebiliyorsunuz? Bunlar değil mi, bizim bu kardeşlerimizin katilleri olanlar? Bu şehitlerimizin failleri bunlar değil mi? Aksi takdirde şehitlerimizin huzurunda bizim boynumuz bükük kalır, gazilerimizin karşısına çıkacak yüzümüz olmaz. Onlar FETÖ'cülerin avukatlığına soyunabilir, PKK'lıları, YPG'lileri destekleyebilir, DHKP-C'lilerle marjinal sol örgütlerle kol kola girebilir, onlar ülkesine ve milletine ihanet etmiş herkesi kucaklayabilir ama biz bunların hiçbirini yapmadık, yapmayacağız. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Biz milletimize, Türkiye'de tek bir terörist kalmayana kadar mücadele edeceğimizin sözünü verdik."

Erdoğan, "Biz elinde silahı olan her teröristi imha edeceğimize kasem ettik, yemin ettik. Teröristleri destekleyen herkesi, yaptığına pişman edeceğimize ahdettik. Şayet ana muhalefetin başındaki zat, 15 Temmuz günü İstanbul'da köşe bucak saklanmak yerine, darbecilerin karşısına dikilmiş olsaydı, belki bu yürüyüşe başka gözle bakabilirdik." değerlendirmesinde bulundu.

"Lider eğer taşın arkasına saklanırsa, millet dağın arkasına saklanır"

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, "Bir radyo programına çıkıp, 'Bir darbe girişiminde bulunulacağı zaman tankların karşısına ilk defa ben çıkarım' diyen bu değil mi? 15 Temmuz gecesi, havalimanına indiği zaman hemen oradaki arkadaşlarıyla havalimanındaki tankların oradan çekilmesini isteyip, tanklar oradan çekildikten sonra Bakırköy Belediye Başkanı'na kaçıp giden o değil mi? Bakırköy Belediye Başkanı'nın evinden bütün geceyi takip eden, izleyen o değil mi? Utanmadan, sıkılmadan 'Oteller kapalıydı, gidecek otel yoktu, onun için belediye başkanımızın evine gittim' diyen o değil mi? 'Eğer cumhurbaşkanının geleceğinden haberim olsaydı beklerdim' diyen, bu yalanı söyleyen de o değil mi? Benim gelmeme ne gerek, benim milletim orada. Sen bu milletin arasında niye değilsin?" ifadelerini kullandı.

Kendisinin havalimanında bekleyenlerin arasına geldiğini, vatandaşla ertesi gün öğleye kadar havalimanında kaldıklarını anlatan Erdoğan, süreci Başbakan Binali Yıldırım ile yönettiklerini, atamalar yaptıklarını, duruma hakim olduklarını ve 16 saatte işi bitirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Lider eğer taşın arkasına saklanırsa, millet dağın arkasına saklanır." sözünü anımsatarak, "İşte bunlar dağın arkasına saklananlardan. Çünkü kaçıp hemen belediye başkanının evine saklandı. Biz de hamdolsun bu yok, biz kararlıyız." dedi.

Erdoğan, "Emin olun bunların üç haftalık yürüyüşü kadar gürültü çıkarmadık." değerlendirmesinde bulundu.

"Utanmadan, Batı'da gidip farklı farklı şeyler anlatabiliyorlar"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasına tepki olarak başlattığı yürüyüşe işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hükümetimiz, bu yürüyüşte bunların 'kılına zarar gelmesin' diye tüm tedbirleri aldı. Bu güvenlik altında Ankara'dan İstanbul'a yürüdüler. Ama hala bakıyorsunuz utanmadan, sıkılmadan Batı'da gidip farklı farklı şeyler anlatabiliyorlar. 'Demokrasi' diyorlar. Demokrasinin güvencesi Türkiye'de AK Parti iktidarıdır, diğerleri hikaye. Özgürlüklerin garantisi Türkiye'de AK Parti iktidarıdır. Biz özgürlüklerin boyutunu biliriz.

Ana muhalefetin adeta geçmişi konumundaki daha önceki iktidarı biliriz. Bir DSP'nin parlamentodaki iktidarı döneminde, parlamentoya gelip girmiş olan bir Merve Kavakçı kardeşimize o parlamentoda, şu anda ebedi alemde olan zat, 'bu kadını buradan atın' diye bağırdığında alkış tutanların kimler olduğunu biliriz. Hani özgürlük, nerede özgürlük anlayışınız? Özgürlük anlayışı bizde var."

Türkiye'de şu anda böyle bir sıkıntının bulunmadığını, herkesin istediği gibi okuyabildiğini anlatan Erdoğan, "Bunlar hiçbir zaman özgürlüğün tanımını yapamadılar. 'Özgürlük nedir' bunu anlamadılar ki... Ama biz bütün kavgamızı özgürlük için verdik." diye konuştu.

"Korkaklardan, ödleklerden bir şey olmaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Sokaksa sokak diyerek kendi aklınca milleti ve devleti tehdit eden bu kişi böyle bir yanlışlığa sapması halinde asıl kendisinin sokağa çıkamaz hale geleceğini iyi bilmelidir. Açık konuşuyorum, böyle bir yola mı tevessül edeceksin, sokağa çıkamaz hale sen gelirsin. Korkaklardan, ödleklerden bir şey olmaz bu böyle bilinmelidir.

Sokakta aranan adaletin adı intikamdır. Onun sonu da vandallıktır. Adaletin aranacağı meşru zeminler bellidir. Meclis'i çalıştırmamak için her yola başvuranlar, şimdi çıkmış 'Meclis devre dışı bırakıldı' diye uğraşıyorlar. Bunun için de ağlamaya başladılar. Anayasa Mahkemesinden kürsü hakimlerine, savcılara kadar hukuk sisteminin tüm mensuplarına hakaret edenler, 'adalet' diye yeri göğü inletiyor. Adalete giden tüm yolları tıkamayı maharet sananlar siz değil misiniz? Hakim, savcıların tamamını kendi partisine mensup kişilerden almakla övünen adalet bakanlarının partisi siz değil misiniz? Geçmişte onları da biliyoruz. 'Ben onları almayacağım da MHP'lileri mi dolduracağım adalete' diyen kişi sizin partinizden değil miydi? Bunlar milleti de kendi gibi balık hafızalı zannediyorlar."

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu partinin 27 Mayıs'ta rahmetli Menderes'i tıpkı bugün de yapmaya çalıştıkları gibi ahlaksız iftiralarla darağacına gönderdiğini unutmadık. Bu partinin 28 Şubat döneminde cuntacılarla nasıl kol kola yürüdüğünü unutmadık. Parlamentonun kahir ekseriyetine sahip olduğumuz bir dönemde beyefendiden önceki genel başkanlarının, partimizin kapatılma talebiyle Anayasa Mahkemesinde olduğu dönemde, 'Ankara'da da yargıçlar varmış meğer' dediklerini unutmadık. Nasıl demokrasi bu? Kahir ekseriyette parlamentoda olan bir AK Parti'nin kapatılması için başvurmadıkları yol, yöntem kalmadı. Bu partinin siyasi tarihimizin en büyük cinayeti olan 367 garabetinin bunlar tarafından nasıl savunulduğunu, bunun mimarı olduklarını da unutmadık."

"Siz kim, adalet kim? O kavram ve onun için verdiğiniz örneklerin hiçbiri, bırakın samimiyetinizi yansıtmayı, ağzınıza dahi yakışmıyor." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

Bunlar haklarını korumak için yollara düştükleri FETÖ'cülerin şehit ettiği 250 masum için, kol kola yürüdükleri bölücü örgütünün sadece son iki yılda şehit ettiği 2 bine yakın güvenlik görevlimiz için, mensuplarıyla kucak kucağa olduğu bir başka terör örgütünün şehit ettiği Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz için, ülkesine hizmet için ter dökerken makamında şehit edilen kaymakamımız Muhammet Fatih Safitürk için, hayatının baharında kurşunlanan öğretmenimiz Şenay Aybüke Yalçın için ve diğer şehitlerimiz için acaba tek damla göz yaşı dökmüşler mi? "

erdoğan AKP