Anayasa Mahkemesinden 6639 sayılı "torba kanun"a kısmi iptal
Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda "torba kanun" olarak bilinen 6639 sayılı Kanun'un bazı hükümlerini iptal etti. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyetinde, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı ve Sağlık Bakanının seçeceği iki üyenin yer alacağına ilişkin düzenleme ile Gençlik ve Spor Bakanlığı merkez teşkilatıyla Spor Genel Müdürlüğündeki bazı kadrolarda görev yapanların, görevlerini sona erdiren kanun hükmü, Anayasa'ya aykırı bulundu. Mektebi Tıbbiyeyi Şahane adıyla hizmet vermek üzere inşa edilen Marmara Üniversitesi adına tahsisli Haydarpaşa Kampüsü'nün, Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilmesini öngören düzenlemenin de aralarında bulunduğu diğer hükümlere ilişkin iptal istemleri ise reddedildi
Anayasa Mahkemesi, kamuoyunda "torba kanun" olarak bilinen 6639 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen iki düzenlemeyi iptal etti.
CHP, 6639 sayılı Kanun'un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu. Başvuruyu esastan görüşen Yüksek Mahkemenin, iptal ve ret kararları, gerekçeleriyle Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Mütevelli Heyetinin, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Rektör ve Sağlık Bakanının seçeceği iki üye ile YÖK tarafından seçilen bir üye olmak üzere toplam beş üyeden oluşacağını, mütevelli heyetine Sağlık Bakanlığı Müsteşarının, Müsteşarın katılmadığı toplantılara ise Rektörün başkanlık edeceğini öngören düzenleme iptal edildi.
İptal gerekçesinde, bilimsel özerkliğin, idari ve mali konularla birlikte üniversitelerin özerkliği için olmazsa olmaz nitelik taşıdığı, bu unsurlardan herhangi birine yapılacak müdahalenin diğer unsurların da olumsuz etkilenmesine neden olacağı belirtildi.
Üniversitelerin, merkezi idare tarafından doğrudan atanan kişilerce yönetilmesinin, bu kurumların bilimsel özerkliğini de doğrudan etkileyeceği ifade edilen gerekçede, üniversite mensuplarının, bilimsel ölçütler ve etik kurallar çerçevesinde eğitim, öğretim, araştırma ile yayın yapabilmesi için herhangi bir dış etkiden uzak kalacak bir ortamın bulunması gerektiği kaydedildi.
Gerekçede, Mütevelli Heyetinin salt çoğunlukla karar alabileceği göz önünde bulundurulduğunda merkezi idareyi temsil eden Sağlık Bakanlığının Müsteşarı ile Sağlık Bakanının doğrudan seçeceği üyelerin karar alma sürecinde belirleyici olacağına işaret edilerek, bu şekilde merkezi idareye üniversite üzerinde denetim ve gözetim yetkisini aşan nitelikte bir yetki tanınmasının Anayasa'nın 130. maddesiyle güvenceye alınan bilimsel özerklik ilkesiyle bağdaşmadığı belirtildi.
Bu düzenlemenin iptali nedeniyle Mütevelli Heyetine Sağlık Bakanlığı Müsteşarının, Müsteşarın katılmadığı toplantılara ise Rektörün başkanlık edeceğini öngören hükmün de uygulama olanağı kalmadığı ve bu nedenle iptalinin gerektiği bildirildi.
Söz konusu iptal hükümlerinin 6 ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırıldı.
Kamu görevini sona erdiren düzenleme
Gençlik ve Spor Bakanlığı merkez teşkilatı ile Spor Genel Müdürlüğü ve Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde, genel müdür yardımcısı, müşavir, teftiş kurulu başkanı, 1. hukuk müşaviri, daire başkanı, bölge müdürü ve bölge müdür yardımcısı, gençlik hizmetleri spor il ve ilçe müdürü, federasyon genel sekreteri, yurt müdürü ve gençlik merkezi müdürü kadrolarında bulunanların görevlerini hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona erdiren kanun hükmü de iptal edildi.
Yüksek Mahkemenin iptal gerekçesinde, Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devletinin gereklerinden olan hukuki güvenlik ilkesinin, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kıldığı anlatıldı.
Kamu personellerinin bulundukları görevlerden alınmalarını gerektiren haklı neden olmadıkça görevlerine son verilmemesinin hukuki güvenlik ilkesinin gereği olduğu ifade edilen gerekçede, iptali istenen hükmün hukuki güvenlik ilkesiyle bağdaşmadığı ve bu nedenle anayasaya aykırı olduğu bildirildi.
Diğer iptal istemlerine ret
Yüksek Mahkeme, kanuna ilişkin diğer iptal taleplerini ise reddetti.
İptal istemi reddedilen hükümler arasında, Mektebi Tıbbiyeyi Şahane adıyla hizmet vermek üzere inşa edilen ve Marmara Üniversitesi adına tahsisli olan Haydarpaşa Kampüsünün, Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edilmesini öngören düzenleme de yer aldı.
Ret gerekçesinde, yasamanın genelliği ilkesi gereğince Anayasa'nın temel ilkeleriyle yasaklayıcı hükümlerine aykırı olmamak kaydıyla kanun koyucunun her konuda düzenleme yapma yetkisi bulunduğuna işaret edildi.
Bu kapsamda, kanun koyucunun anayasal sınırlar içinde kalmak, kamu yararı ve hizmetin gereklerini dikkate almak koşuluyla kamu mallarının tahsisine ilişkin kuralları belirleme yetkisine sahip olduğu belirtildi.
Düzenlemenin gerekçesinde, büyük mimari değeri yanında ülkede tıp eğitimi alanında tarihten gelen özel bir konumu da bulunan binanın misyonuna uygun olarak tarihi adıyla birlikte yaşatılması amacıyla ilk kurulduğu adla hizmet vermek üzere Sağlık Bilimleri Üniversitesine tahsis edildiğinin belirtildiği aktarılırken, bunun da kamu yararına aykırı bir amaç içermediği ifade edildi.
Kamu yararı amacı dışında bir amaç gözettiği saptanamayan ve kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında kalan kuralda hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmadığı, kuralın Anayasa'ya aykırı olmadığı kaydedildi.
1 Ocak 2016 tarihine kadar teknik ve teknik olmayan kayıplarının oranı ülke ortalamasının üzerinde olan dağıtım bölgelerinde, diğer dağıtım bölgelerinden farklı düzenlemeler yapılmasına, hedef kayıp-kaçak oranlarının bir önceki yılın gerçekleşmeleri dikkate alınarak ve sonraki uygulama dönemleri de dahil olmak üzere yeniden belirlenmesine EPDK'yı yetkili kılan kanun hükmünün iptal istemi de reddedildi.
Ret gerekçesinde, EPDK'nın, iptali istenen kuralla her bir dağıtım bölgesinin bir yıl önceki kayıp kaçak oranlarını dikkate alarak bölgesel bazda kayıp kaçakla mücadele eylem planı hazırlayabileceği ve hedef kayıp kaçak oranlarını belirleyebileceği anlatıldı.
Kuralın kayıp kaçak oranının düşürülmesi için gerekli önlemlerin alınabilmesine yasal zemin oluşturmak amacıyla ihdas edildiği belirtilen gerekçede, kamu yararı dışında bir amaç güttüğüne dair bir sonuca da ulaşılamadığı kaydedildi.
Kuralın kanun koyucunun takdir yetkisi kapsamında olduğu ve anayasaya aykırılık teşkil etmediği belirtildi.
Gerekçede ayrıca, söz konusu kuralda tüketicilerden kayıp kaçak bedeli alınacağına ilişkin herhangi bir düzenleme de yer almadığı ifade edilerek, Anayasa'ya aykırılık iddialarının bu yönden değerlendirilemeyeceği belirtildi.