Cumhurbaşkanı Erdoğan: 3400 terörist etkisiz hale getirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde İyilik Ödülleri Programı'nda konuştu. Erdoğan, "Dünyaya sesleniyorum, siz ne yapıyorsunuz? Siz bombalarla Doğu Guta'da binlerce, çocuk, yaşlı, kadın, bu insanları öldürürken, Suriye'de bir milyona yaklaşan insanı öldürürken, biz sadece mazlum olanlara yardım elini uzatıyoruz, aramızdaki fark bu. Sivil insanlar ölüyor, bilerek konuşun. Biz sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Sivilleri de hedef alsaydık, Afrin çoktan düşmüştü beyler. O kadar hassas gidiyoruz ki, aman siviller vurulmasın. Ama bunlar, sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları yağdırıyor. Bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyeti aynen gözeterek yolumuza devam edeceğiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 3400 terörist etkisiz hale getirildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde İyilik Ödülleri Programı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zeytin Dalı Harekatı'nın başlangıcından bu yana 3400 teröristin etkisiz hale getirildiğini söyledi. Erdoğan, "Dünyaya sesleniyorum, siz ne yapıyorsunuz? Siz bombalarla Doğu Guta'da binlerce, çocuk, yaşlı, kadın, bu insanları öldürürken, Suriye'de bir milyona yaklaşan insanı öldürürken, biz sadece mazlum olanlara yardım elini uzatıyoruz, aramızdaki fark bu. Sivil insanlar ölüyor, bilerek konuşun. Biz sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Sivilleri de hedef alsaydık, Afrin çoktan düşmüştü beyler. O kadar hassas gidiyoruz ki, aman siviller vurulmasın. Ama bunlar, sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları yağdırıyor. Bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyeti aynen gözeterek yolumuza devam edeceğiz" dedi.

Erdoğan'ın açıklamaları:

Allah'ın selamı, rahmet ve bereketi hepimizin üzerine olsun. 4. Uluslararası İyilik Ödülleri vesilesi ile dünyanın farklı kıtalarından Türkiye'ye teşrif eden bütün misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Gönüllerimizi buluşturan Türkiye Diyanet Vakfımıza ve Diyanet teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Eski başkanımız sayın Mehmet Görmez hocamıza da gayretleri için şükranlarımı sunuyorum.

Ödülümüz, Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın da en prestijli projelerinden biri haline geldi. Bu ödüller vesilesiyle bizler de birbirinden değerli hayır faaliyetlerinden haberdar olduk. Etrafımızda yaşanan onca savaşa, şiddete, insanı insanlığından utandıran vahşet haberlerine rağmen sevindik, umutlandık. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.

Az önce hep beraber izlediğimiz hayat hikayeleri, insan olarak bizi diğer varlıklardan ayıran temel hasletlerin halen diri olduğunu gösteriyor. Bu seneki ödüller layık görülen, çevresinde hayat tamircisi olarak bilinen engelli hayvanlara bugüne kadar tam 200 protez yapan Mardin Derikli Hasan Kızıl kardeşim, eğitim, tarım ve çevre alanındaki özgür çalışmaları ile Türk milletinin hayırseverliğini Afrika'nın çorak topraklarına taşıyan Sevde Sevan Usak hanımedefendiyi, komşusu açken tok yatan bizden değildir hadisini rehber edinen doktor Mahmut Karaman Beyefendiyi, yetim ve öksüzlere sahip çıkan, Amerika'da onlarca çocuğa sıcak bir yuva sunan yetimlerin babası Libyalı Muhammed kardeşimi, Levent Uçkan hocamızı, velhasıl, bu yıl iyilik ödüllerini tevci ettiğimiz tüm kardeşlerimi gönülden tebrik ediyorum.

"AFRİN'E GİRDİK, GİRİYORUZ"

Vefa ödülünün milletimizin gözbebeği, istikbalimizin ve istiklalimizin teminatı kahraman Mehmetçiklerimize takdim edilmesinden de büyük bir memnuniyet duydum. TSK gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla vatanımızın güvenliğini temin ediyor. Sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, tuzaklarla çocukları katleden terör örgütünün makyajı tel tel dökülüyor. Şu an itibarıyla 3400 teröristi etkisiz hale getirdik. Afrin'e girdik, giriyoruz, çok fazla bir şey kalmadı. Biz Afrin'i gerçek sahiplerine teslim etmek için giriyoruz.

Adalet ve merhametten taviz vermeden, kara propagandaya aldırmadan, Afrin'i, Münbiç'i ve Suriye'nin kuzeyini bu katil sürülerinden temizleyeceğiz. Hem bölgedeki, Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizi terör örgütlerinin zulmünden kurtaracak hem de Suriye'nin yeniden inşasına yönelik adımlar atacağız.

Türkiye Diyanet Vakfı gerek yurt içindeki, gerekse yurt dışındaki başarıları ile göğsümüzü kabartan hizmetlere imza attı. Dualarla, sadece Hakk'a ve halka dayanan bu müessesemiz, dünyanın 140 ülkesinde bir abideye dönüştü. Küçük adım şimdi binlerce öğrenciye sahip çıkan, her yıl milyonlarca insana dokunan devasa bir hayır harekatının ve hareketinin adı oldu.

"BİZ SİVİL İNSANLARI HİÇBİR ZAMAN HEDEF ALMADIK"

Dünyaya sesleniyorum, siz ne yapıyorsunuz? Siz bombalarla Doğu Guta'da binlerce, çocuk, yaşlı, kadın, bu insanları öldürürken, Suriye'de bir milyona yaklaşan insanı öldürürken, biz sadece mazlum olanlara yardım elini uzatıyoruz, aramızdaki fark bu. Sivil insanlar ölüyor, bilerek konuşun. Biz sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Sivilleri de hedef alsaydık, Afrin çoktan düşmüştü beyler. O kadar hassas gidiyoruz ki, aman siviller vurulmasın. Ama bunlar, sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları yağdırıyor. Bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyeti aynen gözeterek yolumuza devam edeceğiz.

Burada şahitlik ettiğimiz örnekler bize İslam'ın özünü de anlatıyor. Kız çocuklarını katleden, kadınlara zulmeden bireyler İslam'la müşerref olduktan sonra adalet timsallerine dönüşmüştür. İslam, içkiyi su gibi tüketen toplumdan, insanlığın kutup yıldızı sahabeler çıkarmıştır. Birilerinin son zamanlarda söyledikleri birçok şeyler var. Detaya girmeyeceğim. Onların hepsi Diyanet camiasının ilgi alanındadır, gereğini yapacaklardır. Akif'in dediği gibi, bizim derdimiz, Müslüman olarak hedefimiz; "Doğrudan doğruya Kur'an'dan alıp ilhâmı, asrın idrâkine söyletmeliyiz İslâm'ı."

Bazı ukalalar dolaşıyor etrafta, hadisler üzerinde, yok şöyleydi yok böyleydi gibi laflarla dolaşıyor. Bu hadisi şerifler Kur'an'ın hükümlerine aynen uyuyorsa bizim için sahihtir ve biz ona uyarız. Kim ne derse desin.

Alimlerimiz, ariflerimiz, hocalarımız için son derece önemli olduğuna inaniyorum. Hem dinimize yönelik saldırıların, hem de Müslümanlara ilginin arttığı bir dönemde hocalarımızın İslam'ı anlatırken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Alanı boş bırakmayacağız. Diyanet camiamızın, başta Din İşleri Yüksek Kurulu olmak üzere Türkiye'nin dört bir yanındaki mensupları ile alanı hiçbir zaman boş bırakmayacaklar. Ondan sonra biz vazifemizi yaptık, ne oldu falan diyemezler. Ki, gelip birileri oraları işgal etmesin.

"SOSYAL MEDYANIN, İNTERNETİN PARILTISINA KENDİMİZİ KAPTIRMAYACAĞIZ"

İnternetin, sosyal medyanın hayatımıza girdiği bir dönemde menfi ifadeler hızla yayılıyor. İlgili ilgisiz birçok kişi bunları maksadı aşacak şekilde, Müslümanları ve İslam'ı karalamak için kullanabiliyor. Tüm ilahiyatçılarımızın bu noktada azami gayret göstermesi gerektiğine inanıyorum. Kimseyi incitmeyelim, daima güler yüzlü irşad vazifesimizi yerine getireceğiz. Sosyal medyanın ve internetin parıltısına kendimizi kaptırmayacak, dibini görmediğimiz kuyuya asla dalmayacağız. Sözümüzün ağırlığını kuyumcu titizliği ile tartarak, birliğimiz ve sevgimizle insanları İslam'a çağırmaya devam edeceğiz. Müslümanlar olarak birbirimize kentlenmemiz, safları sıklaştırmamız gerekiyor.

"BİRİLERİ BİZİ FETÖ, DEAŞ VE BOKO HARAM'IN SAPIK DİN ANLAYIŞINA MAKUM ETMEYE ÇALIŞIYOR"

Birileri bizi ısrarla, FETÖ, DEAŞ ve Boko Haram'ın sapık din anlayışlarına mahkum etmeye çalışıyorlar. Özünden ve ruhundan kopradıkları, rahatça kullanabildikleri bu yapıları bize adeta dayatıyorlar. Türkiye genelinde 251 şehidimiz var. Bunlar bizde yara. Biz bunları unutmadık, unutmuyoruz, unutmayacağız. Hukuk içerisinde de bunun bedelini ödeyecekler. DEAŞ ve FETÖ eski Roma'nın sembollerinden Janus'un biri doğuya biri batıya bakan iki yüzü gibidir. İslam ümmeti olarak artık şunu görmemiz gerekiyor. Birileri bizi kendi dinimizin kavramları ile, kendi dinimize mensup görünenlerle vurmaya çalışıyor. Mesele beyaz pirincin içindeki beyaz taşı bulup çıkarmaktır.

Gençlerimizin üç beş şarlatanın elinden mankurtlaşmasına asla müsaadet etmemeliyiz. Modern Hasan Sabbah'ların sapık anlayışları ile Neo Haşhaşilere çevirmesine izin vermemeliyiz. Din eğitimine çok büyük önem vermeliyiz. Muteber kurumlar, vakıflar ve şahıslar tarafından yürütülmesini sağlamak zorundayız. Bizler gerçekten zengin bir kaynağa sahibiz.

Hocalarımızın, vaizlerimizin, Kur'an kursu öğreticilerimizin evvela kendilerini çok iyi yetiştirmeleri sonra bu birikimlerini her cinsiyetten, her yaştan insana aktarmaları gerekiyor. Allah yar ve yardımcımız olsun.

Dün bir uçak kazasında ölen 11 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, ailesine sabırlar diliyorum. Bu sabah Çorum'da trafik kazasında 11 ölümüz var, ailelerine sabırlar, yaralılara da şifalar diliyorum.

ulusal.com.tr

zeytin dalı harekatı cumhurbaşkanı erdoğan beştepe