Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkan Yardımcısı Yunus Soner'den Russia Today'e önemli açıklamalar
Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkan Yardımcısı Yunus Soner, Rusya’nın Russia Today isimli televizyonunda Türk-Rus ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Russia Today, Rusya’nın dışa yayın yapan en önemli kanalı. Dünyanın çeşitli dillerinde yayın yapan kanalın ortalama 700 milyon izleyicisi olduğu tahmin ediliyor.
Soner, kanalın “Crosstalk” isimli tartışma programına katıldı. Programın diğer katılımcıları, yayına Londra’dan bağlanan İngiliz gazeteci Jonathan Steele ve Vaşington’dan bağlanan, “Hayır Koalisyonu” lideri Brian Becker’di.
PYD ve Erdoğan hakkında sert tartışmaların yaşandığı programda Vatan Partisi yöneticisi Soner, şu açıklamalarda bulundu:
Suriye krizinin başlamasından beri TürkiyeABD müttefiki rolüne soyundu. Ülkemizin çıkarlarına ters olarak biz, Suriye’nin meşru hükümeti Esad’a karşı savaşan terör gruplarına destek verdik.
Rus jetinin düşürülmesi ise, Türkiye-Rusya ilişkilerinde yaşanan gerginliğin son adımıydı. Hatırlayınız, son haftalarda yeni bir koalisyon, ya da yeni bir yaklaşma oluştu. Buna Rusya önderlik etti, bu koalisyonu Rusya kurdu. Amacı, siyasi bir çözüm bulmaktı.
Rusya ve Türkiye yaklaşırken uçak düşürüldü
Bu bağlamda Rusya ve Türkiye arasında bile bir yaklaşma oldu. Devlet Başkanı Putin’le görüşmesinden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan bile, Esad’ı içeren bir çözümün mümkün olabileceğini söyledi.
Yani tutumlarda bir yaklaşma vardı. Ama şimdi bu Rus jetinin düşürülmesiyle bu yaklaşma durduruldu. Şimdi Türkiye’nin bütünüyle tekrar NATO’nun kucağına düştüğünü görüyoruz.
Burada Türkiye yine Suriye yönelik eski politikaya geri döndü. Bu politika Suriye’ye yönelik bölücü bir içeriğe sahip. Irak için de aynı durum söz konusu.
Fakat büyük resmi görmemiz, Batı’nın bütün bölge için hedefi görmemiz gerek.
Olgulara bakalım: Uluslararası bir koalisyon IŞİD’e karşı mücadele veriyor. Bütün batılı ülkeler buna dahil, bazı Arap ülkeleri de katılıyor. Uzun süreden beri IŞİD’e karşı bir bombardıman düzenleniyor. Ama bu oluşum varlığını sürdürüyor.
Bu nasıl oluyor? Böyle bir oluşum, dolaylı destek görmezse hayatta kalamaz. Bunu tespit etmemiz gerekiyor.
Soru: Geniş bir algıya göre Türkiye, IŞİD’le mücadelede bir sorun oluşturuyor. IŞİD ise Irak’ın 2003’te Batılı devletler tarafından işgali sonrasında oluştu?
Irak’ın 2003’te işgali Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından reddedildi. Bunu tespit edelim.
Türkiye’yi sorun olarak görürseniz, Ortadoğu’da hiçbir çözüm bulamazsınız
İkincisi: Türkiye’yi bir sorun olarak görürseniz, Ortadoğu’da hiçbir soruna çözüm bulamazsınız. Çünkü Türkiye de, farklı derecede de olsa, aynı emperyalist siyasetlerin mağdurudur.
Bu siyasetlerin amacı, her ülkenin milli birliğini yıkmaktır. Irak’ın, Suriye’nin ve gelecekte Türkiye’nin. Türk hükümeti burada çok kötü bir rol oynadı ve oynamaya devam ediyor. Yanlış yönlendirildiler ve halen yanlış hedefleri gerçekleştirmeye devam ediyorlar.
Erdoğan-IŞİD bağlantısı
IŞİD’le yürüttükleri ticarete dair elimizde bir kanıt yok. Ama örneğin Özgür Suriye Ordusu’nu destekledikleri, tartışmasız ve kanıta artık ihtiyaç duyulmayan bir gerçek. Ya da aynı şekilde el Nusra gibi gruplar. Ya da Fetih Ordusu. Ki bu Fetih Ordusu tam da Rus jetinin düşürüldüğü alanda faaliyet gösteriyor.
Soru: Siz bu grupları terör grubu olarak tanımlıyorsunuz?
Evet, kesinlikle.
Soru: Onlar ılımlı değil yani?
Burada çok net bir tanımımız var. Silah kullanarak Suriye hükümetine ve Suriye’nin milli birliğine karşı savaşan her grup terör grubudur.
Suriye’nin milli birliğine karşı olan herkes teröristtir
Bu nedenle YPG hakkındaki görüşlere de katılmıyorum. Çünkü YPG Amerikan destekli bir gruptur ve biz onların Suriye’nin milli birliğine destek olduklarını düşünmüyoruz. Tam tersine.
ABD’nin IŞİD’e karşı düzenlediği hava saldırılarına bakarsanız, bunların hepsinin bizim tabirimizle “Kürt Koridoru” ya da Amerikan koridorunu koruma amacıyla yapıldığını görürsünüz.
Yani ABD perspektifiyle IŞİD’e karşı mücadele, Kürt oluşumu için mücadeleden başka bir şey değildir. 2003Te Irak işgal edildiğinde de aynı şey olmuştu. Hatırlayınız:
ABD’nin IŞİD’e karşı mücadelesi, Koridor için mücadeledir
Amerikalıların ilk yaptıkları, Irak’ın kuzeyinde bir uçuşa yasak bölge inşa etmekti. Dolayısıyla ülkemizin birliğini korumak, burada bizim birinci önceliğimizdir.
Rus jetinin düşürülmesi konusunda: Bu kimin işine yaradı? Düşüren odur. Şu anda tam da arkamda (Stüdyo, Sarayburnu’nun karşısında Karaköy’de bulunmakta), İstanbul’da hava karardığı için göremiyorsunuz, yeni NATO gemileri demir attı. Birer Kanada, İspanya ve Portekiz gemisi İstanbul’un merkezinde demir attı.
Yeni NATO kuvvetleri Türkiye’deki ABD üslerine, ABD kontrolündeki üslere konuşlandırılıyor. Dolayısıyla uçağın düşürülmesi NATO’ya yaradı. Bir kere bunu doğru tespit edelim.
Batı’nın en korktuğu, sorunlara çözecek olan: Türk-Rus ittifakı
İkincisi, ister neoconlar deyin, ister emperyalistler. Bunların en çok korktuğu şey, bir Türk-Rus yaklaşımıdır. Oysa sorunu çözecek olan, tam da budur. Bu yüzden Erdoğan’a karşı tüm haklı eleştirilere rağmen. Hatırlatayım, biz muhalif bir partiyiz, hatta biz, eleştirilerimiz nedeniyle hapse de girdik. Ben Erdoğan’ı basın önünde eleştirmekten hiç mi hiç çekinmem. Biz Suriye hükümetiyle görüşmeler için bir kaç ay önce Şam’a da gittik.
Erdoğan’ı eleştirmekten korkmayız
Yani burada herhangi bir korku söz konusu değil. Fakat eğer burada, Ortadoğu’da krizi çözmek istiyorsak, terörü durdurmak istiyorsak, ABD’nin yaptığı gibi kullanmak değil, terörü bütünüyle bitirmek istiyorsak, o zaman bir Türk-Rus ittifakına ihtiyacımız var. Bu, yarın güneşin tekrar doğacağı kadar kesindir.
Bu nedenle Türk-Rus çatışmasının derinleşmesinin Ortadoğu’nun çıkarına olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca ben, Türk-Rus çatışmasının Viyana sürecini tehlikeye sokacağını görüşüne katılmıyorum.
Viyana süreci, Suriye’nin bölünmesinde yeni adım
Viyana süreci, Suriye’nin bölünme sürecini bir adım öteye götürmekten başka bir şeye benzemiyor.