1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi sona erdi
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Gümüş: "Modern tıp uygulamalarının bilimsel olarak sonuçlarını tartışıyoruz ama geleneksel uygulamaları biraz daha kenara koyduk. Yıllar boyunca bunlarla ilgilenmedik. Artık bu uygulamaları da bilimsel arenada tartışalım, bilimsel çalışmalar yapalım, sonuçlarını kamuoyuna duyuralım, merdiven altından alalım, gerçekten hekimlerin uygulayacağı alanlar haline getirelim istiyoruz"
Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Eyüp Gümüş, modern tıp uygulamalarının bilimsel olarak sonuçlarının tartışıldığını ama geleneksel uygulamaların kenara koyulduğunu belirterek, "Yıllar boyunca bunlarla ilgilenmedik. Artık bu uygulamaları da bilimsel arenada tartışalım, bilimsel çalışmalar yapalım, sonuçlarını kamuoyuna duyuralım, merdiven altından alalım, gerçekten hekimlerin uygulayacağı alanlar haline getirelim istiyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirilen "1. Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi" sona erdi.
Alanında uzman birçok bilim insanını bir araya getiren kongrenin İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen kapanış toplantısında konuşan Gümüş, 4 bin 200 kişinin katılım sağladığı kongrede, yaklaşık 200'e yakın konunun masaya yatırıldığını söyledi.
Gümüş, tüm dünyanın ilgi gösterdiği uygulamaların kongrede ele alındığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hem ülkemizde hem de dünyada olan uygulamaları ülkemizin bilim insanları hem de dünyadan gelen uzmanlar tartıştı. Bundan sonraki süreçte biz bunların artık tartışılmasını istiyoruz. Modern tıp uygulamalarının bilimsel olarak sonuçlarını tartışıyoruz ama geleneksel uygulamaları biraz daha kenara koyduk. Yıllar boyunca bunlarla ilgilenmedik. Artık bu uygulamaları da bilimsel arenada tartışalım, bilimsel çalışmalar yapalım, sonuçlarını kamuoyuna duyuralım, merdiven altından alalım, gerçekten hekimlerin uygulayacağı alanlar haline getirelim istiyoruz. Bugün Çin'de, Almanya'da, Amerika'da, Avrupa'da birçok uygulama halk tarafından kullanılıyor. Bizim halkımız da bazı uygulamaları kullanıyor ancak bunlar ilk defa bu kongrede tartışıldı. Bütün dünya buraya geldi. Dünyada ilk defa yapılan bir kongre bu. Türkiye Sağlık Enstitüsü Başkanlığı bünyesinde Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Enstitüsü kurduk. Bütün bu çalışmaları değerlendireceğiz. Sonuçlarını da bilimsel dergilerde yayınlatacağı ve daha sonra da bunları dünyaya duyuracağız. Bu çerçevede binlerce yıllık geçmişi olan uygulamaları modern anlamda yeniden değerlendirip sağlık hizmetlerinin sunumunda kullanabiliriz diyorum. Bu bakımdan bu etkinlik bir açılımdır."
Sağlık profesyonelleri bu kongrede buluştu
Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Elif Güler Kazancı da kongrede 63 farklı oturumda, 77'si yabancı, toplam 304 konuşmacı tarafından sözlü bildiri ve 495 poster sunulduğunu belirtti.
Kazancı, 38 farklı ülkeden katılımcının yer aldığını, ayrıca 19 farklı atölye çalışmasına yaklaşık 600 sağlık profesyonelinin katıldığını aktararak, fuar alanında 4 bakanlık, 7 üniversite, 4 eğitim araştırma hastanesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 7 sivil toplum kuruluşu, 60 özel sektör temsilcisi tarafından stant açıldığını ifade etti.
Kongrenin, ilk gününden itibaren sosyal medyada önemli bir gündem oluşturduğunu vurgulayan Kazancı, #AnadoluTıbbı# etiketi ile Twitter gündeminde 2. sıraya kadar yükselerek 7 saat 13 dakika TT listesinde kaldığını söyledi.
Elif Güler Kazancı, toplam 15 bin 300 tweet atılarak 7 milyondan fazla kişiye ulaşıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu önemli kongrede uluslararası bilim insanları platformunda 'Anadolu geleneksel tıp modelinin' deneyimleri tanıtılmıştır. Geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın, modern tıbbın tamamlayıcısı olduğu vurgulanmıştır. Geçmişten geleceğe köprü kurulması ve tıbba bütüncül bir bakış açısı sağlanmaya çalışılmıştır. Anadolu, geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanında tarihsel ve kültürel birikimi olan, zengin bir coğrafyadır. Bu tarihsel birikime dayanarak, hastanelerimizi 'şifahane'ye dönüştürecek bir bakış açısının önemi tartışılmıştır. Geçmişten günümüze Anadolu hekimlerinin tıp dünyasına yaptığı katkılar ve eserlerinin detaylı bir şekilde incelenmesinin gerekliliği vurgulanmıştır."
"Gelecek noktasında daha ümitvarız"
DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu da kongrenin gerçekleştirilmesi için destek veren başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm kurumlara teşekkür ederek, bu önemli organizasyonun teknik bir ortağı olmaktan dolayı mutlu olduklarını aktardı.
Ursu, modern tıbbın, geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın entegre şekilde sağlık hedeflerine ulaşma konusunda birbirlerini destekleyebileceklerini düşündüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Son birkaç gün içerisinde birçok konuyu tartıştık ve bunların tamamı esasında yaklaşımların daha iyi anlaşılmasına da katkıda bulundu. Tabii ki kongre, bize hangi şekillerde ve opsiyonlarla bunu gelecekte daha iyi yaparız, bunun da ipuçlarını verdi. Şunu biliyoruz ki buradaki tartışma esasında 2014-2023 arasındaki geleneksel tıp stratejisine dayalı olarak yürüyor. Bu strateji esasında bence bu 4 gün boyunca kongrede yapılan tüm toplantıların da temelini oluşturdu. Deneyimlerden birçok şey öğrendim. Gelecek noktasında, entegrasyon noktasında daha ümitvar olduk. Pozitif sinerjiler oluştuğunu gördük. Konvansiyonel ve geleneksel ve tamamlayıcı tıp arasında, ki burada hastalar ve toplum için bir kazan-kazan ilişkisi oluşturmakta. Kongre esasında birçok konuyu ön plana çıkardı. Anadolu'nun geleneksel ve tamamlayıcı tıbbının ortaya koyabileceği çok şey var ve bu kongre esasında bu alanda daha fazla çalışmanın ve işin yapılması noktasında bir motivasyon oldu. Geleneksel ve tamamlayıcı tıbba artık insanoğlunun karşılaştığı sorunları çözme noktasında hak ettiği yeri vermenin zamanı da gelmiştir."
"Dünyada ciddi bir ilgi alanı oluşturdu"
Sağlık Bilimleri Üniversitesi GETAT Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu da geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın son yıllarda Türkiye ve dünyada ciddi bir ilgi alanı oluşturduğunu belirtti.
Müslümanoğlu, "Bu kongre belki de dünyada bu konuda yapılmış en büyük ve kapsamlı kongrelerden biri. Bundan sonraki senelerde de biz bunun devamını getireceğiz. Kongrede Türkiye'de akredite edilmiş 15 alt branşta toplantılar yapıldı. 600'e yakın katılımcının iştirak ettiği atölye çalışmaları yapıldı. 77'si yabancı olmak üzere 300'e yakın konuşmacı katıldı. En önemlisi de 500 civarında da poster ve bildiriyle bu toplantının bilimsel performansı oluştu. Buradan çıkardığımız sonuç, ülkemizde bu konuda çok daha fazla bilimsel çalışmayı oluşturmak durumundayız. Bunu da Batı tıbbıyla geleneksel tıbbı entegre ederek, birlikte çalıştırarak, kanıta dayalı tıp temelinde çalışmalar oluşturarak yürütmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.