Çin düşmanlığında yarışıyorlar: Hem içeriden hem dışarıdan Uygur kışkırtması

ATLANTİK YALANLARI DEVAM EDİYOR

Amerika, Uygur kışkırtmasına bir yenisini daha ekledi.

Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Atlantik merkezli Çin karşıtı psikolojik harekâtın algı ajanlarıyla bir araya geldi. Pompeo, Uygur asıllı Mihrigül Tursun, Gülçehre Hoca, Firkat Cevdet ve Arafat Erkin ile görüştü.

Görüşmenin ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Pompeo'nun görüştüğü isimlere, Çin'in İslam ve diğer dinlere karşı yürüttüğü baskı kampanyasının sonlandırılması için Amerika'nın desteği konusunda vaatte bulunduğu belirtildi.

Açıklamada, Amerikan Dışişleri Bakanlığının Çin'e ilişkin 2018 İnsan Hakları Raporu'ndan bölümlere de yer verildi. Raporda; Çin yetkililerinin, Müslümanların evlerinde zorla kaldığı, Müslümanlara zorla içki içirip domuz eti yedirdiği gibi iddialar yer aldı.

Çin Devleti bu ve buna benzer iddialarla ilgili yıllardan beri mücadele ediyor ve her platformda bu iddiaları yalanlıyor.

Atlantik cephesi ise yalanlarına devam ediyor. Pompeo görüşmenin ardından sosyal medyadan konuyla ilgili paylaşımda bulundu. Amerikan Dışişleri Bakanı, "Çin, bir milyondan fazla Uygur, Kazak ve diğer Müslüman azınlık üyelerini Nisan 2017'den beri toplama kamplarında tutuyor. Çin baskılarına son vermeli ve zorla tutulan bu kişileri serbest bırakmalıdır." dedi.

Pompeo'nun, İslam ve Terör kavramlarını birlikte kullanılması ise dikkat çekti. Amerikalı Bakan, Çin'in İslamcı teröristleri Birleşmiş Milletler'in yaptırımlarından koruyamayacağını söyledi.

YALAN MECLİS'E TAŞINDI

CHP Milletvekili Gürsel Tekin, ABD'nin desteklediği ayrılıkçı Uygur gruplarının piyasaya sürdüğü sözde “işkence” propagandasını TBMM gündemine taşıdı. Tekin, “Çok sayıda TC vatandaşının Çin'de toplama kamplarına atıldığı” iddialarının Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından yanıtlanmasını istedi.

Tekin soru önergesinde şu ifadeleri kullandı:

“Çok sayıda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Çin Halk Cumhuriyeti’nde toplama kamplarına ve hapishanelere atıldığı, akıbetlerinin bilinmediği, ilkokul çağından küçük Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ‘yetimhanelere’ konulduğu iddiasına Buzzfeednews haber sitesinde yer verilmiştir.

Bahse konu vatandaşlarımızın durumu hakkında Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, ilgili konsolosluk ve elçilik, Türkiye Büyük Millet Meclisi dâhil olmak üzere ilgili makamları bilgilendirdiği aileler tarafından sunulan belgelerce kanıtlanmıştır. 59244875-130.07-[8353]1123765 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu tarafından mağdur bir aileye verilen yanıt bu kanıtlardan sadece bir tanesidir.

Buradan hareketle;

29.03.2019 tarihi itibarı ile Çin Halk Cumhuriyeti’nde akıbeti bilinmeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı kaçtır? Bu vatandaşlarımızın ad, soyad ve yaşları nelerdir? Her biri ayrı ayrı belirtilmek sureti ile vatandaşlarımızın Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki durumu hakkında yetkililerin bilgi sahibi olduğu tarih ve bu vatandaşlarımızın her biri için Çin Halk Cumhuriyeti nezdinde bulunulan girişimler ile bu girişimlerden elde edilen sonuçlar nelerdir?

Çin Halk Cumhuriyeti’nde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kayıp olduğu/edildiği, kamplara konduğu, hapishanelere atıldığı; ilkokul çağından küçük Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ‘yetimhanelere’ konduğu bilgisi dünya ve ülkemiz kamuoyundan neden gizlenmiştir? 29.03.2019 tarihi itibarı ile Çin Halk Cumhuriyeti’nde yukarıda anılan insanlık ve hukuk dışı muamelelere maruz kalan vatandaşlarımızın uluslararası anlaşmalardan doğan haklarının korunması adına hangi çalışmalar yürütülmektedir?”