Eski telefonun bir dileğe dönüşsün
Bir Dileğim Var grubunun kurucusu, oyuncu Alper Türedi, yeni projesi #birdileğedönüşsün'ün detaylarını Türkiye ve global ölçekte kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları hakkında eleştiri ve değerlendirmelere yer veren haber sitesi NeFayda.com için anlattı.
NeFayda.com yazarlarından Gizem Güneş Erbil'in sorularını yanıtlayan Alper Türedi'nin söyleşisinden öne çıkan başlıklar şöyle:
Bundan üç yıl kadar önce, bir gece bilgisayar başındayken ansızın kurdu Bir Dileğim Var grubunu oyuncu Alper Türedi. Kızını 2002 yılında lösemi hastalığından kaybeden Türedi, bu grupla lösemi ve kanser hastası çocukların dileklerini gerçekleştirmeyi hayal etti. Bugüne kadar 20 farklı ilde, 25 hastanede, 676 çocuk “Bir dileğim var” dedi, o dilekler bir bir gerçek oldu. Bir Facebook grubundan derneğe dönüşen bu oluşum, şimdilerde yepyeni bir projenin hayata geçirilmesi için kolları sıvadı. #birdileğedönüşsün projesiyle hem hasta miniklerin anne-babaları için tam teşekküllü bir konukevi açılacak hem de geri dönüşüm yoluyla çevrenin korunmasına katkı sağlanacak. “Eski cep telefonunuz bir dileğe dönüşsün” diyor Alper Türedi. Gelin, şimdilerde 500 bine ulaşan gönüllüsüyle yola devam eden derneğin kuruluş hikâyesini ve geri dönüşüm projesinin ayrıntılarını kendisinden dinleyelim.
Çocukların hayallerini gerçekleştirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Bir gece ansızın gelişti aslında. Ben kızımı 2002 yılında lösemi hastalığından kaybettim. Çok uzun yıllar hayata küstüm diyebiliriz. Onu kaybettikten çok yıllar sonra bir gece Facebook üzerinden hasta çocuklarımızın dileklerini yerine getirmek amaçlı bir sayfa açmayı düşündüm. Çok garip gelecek belki size ama sanki bir el bana dokundu ve “Bunu yapmalısın” dedi. Böylelikle 27 Mayıs 2014 gecesi saat 02.30’da grubu kurdum. Eşime “Bir grup kurdum, bu çocuklar için bir şey yapmak gerek” dedim. Yani tamamen plansız programsız başladı. Ertesi gün kızımın öldüğü hastaneye gidip kendimi tanıttım. Orada 10-12 kadar çocukla tanıştım. Her biriyle tek tek konuşup dileklerini öğrendim, sayfamda bu dileklerin listesini yaparak paylaştım. O zaman grupta yalnızca 150-200 kadar kişi vardı. Çocukların dileklerini kendilerine ulaştırdığımda çektiğim videolar gruptaki üye sayısının kısa zamanda artmasını sağladı. İnsanlar, bağışlarının gittiği yeri görmeye hasretmiş. O videolarla hediyelerinin ulaştığını gördüler, bu onlara samimi geldi. Erzurum’da da Diyarbakır’da da ben vardım, her yere gittim, dilekleri kendim teslim ettim. Böylece bu amacı sahiplendiğimi de gördüler. Az çok oyunculuğumdan dolayı tanınıyor olmamın da yarattığı güvenle gruba destekler arttı. Zaman içinde grubumuz derneğe dönüştü. Bugüne kadar 20 farklı şehirde, 25 hastanede, 676 çocuğumuzun dileği gerçekleşti.
Çocukların ne gibi dilekleri oluyor genellikle?
Genellikle elektronik çağında olduğumuz için teknolojik dilekleri oluyor. Laptop, tablet, cep telefonu gibi istekler öne çıkıyor. Bunların haricinde oyuncak veya çocuk odası gibi dileklerle de karşılaşıyoruz. Bazen de tanışmak istedikleri sanatçılar oluyor.
Dileklerini sorduğunuz çocuklarla ilgili hiç unutamadığınız bir anınız var mı?
Bir hastane ziyaretimde yine bir çocuğumuza dile benden ne dilersen dedim. “İstediğim her şeyi dileyebilir miyim?” diye sordu. Evet dediğimde, “İyileşmeyi diliyorum” dedi bana. Çok zor bir andı benim için. Beni çok korkuttun yahu, zor bir şey isteyeceksin zannettim. Zaten iyileşeceksin, onun için buradasın. Bir tane dilek hakkın var, bu kadar kolay bir şey için kullanma bence dedim. Playstation istedi, getirdim. Maalesef yedi ay sonra kaybettik ama dileğini yerine getirdiğimdeki mutluluğunu size kelimelerle tarif edemem. Gaziantep’te yaşayan 16 yaşındaki bir kız çocuğumuz, “Benim en büyük dileğim Emre Çolak’la tanışmak” dedi. Emre de o zaman Galatasaray’daydı. Nasıl ulaşabilirim diye düşündüm. Bir umut, gruba yazdım; Arkadaşlar Emre Çolak lazım, acil diye. 100’lerce insan sosyal medyada ne kadar Emre Çolak hesabı varsa ulaşmışlar, deyimi yerindeyse taciz etmişler. Emre ile konuştuğumuzda, bir örgüt peşime düştü sandım demişti. Yani bugüne kadar gerçekleştiremediğimiz bir dilek olmadı. Bu da gönüllülerimizin ortak çabalarıyla oluşan bir sonuç.
Önce lösemili çocuklarla başladınız, sonrasında bütün zor durumda olan çocuklara doğru evrildi projeniz. Nasıl oldu bu?
Çünkü bir hastaneye gidip orada birkaç çocukla görüştüğünüzde, diğer hasta çocuklar da fark ediyor sizi. Bizim dileklerimizi sormayacak mısınız diyorlar. Nasıl sırtınızı dönebilirsiniz? Veya durumu çok kötü olan bir ailenin hasretle dileklerinin gerçekleşmesini bekleyen çocukları… Bir süre sonra benim açımdan süreç doğal olarak bu yönde gelişti. Ayrıca grubumuzda kişiler çoğaldıkça, yayınladığım dilek listesine giremeyen gönüllülerimizin de sayısı çoğaldı. Bize ne zaman sıra gelecek diye soran, bekleyen bir sürü gönüldaşımız oldu. Onlar da böylece daha çok çocuğa ulaşıyor, karşılıklı bir mutluluk hissi bu yaşadığımız.
Dileklerini gerçekleştirdiğiniz çocukların tedavileriyle ilgili güzel haberlerini de alıyor musunuz? İletişiminiz devam ediyor mu?
Ailelerle iletişimimiz sürüyor. Mesela bir annemizden bir çocuğun bir fotoğrafı geldi. Çocuğu tanıyamadım, o kadar iyi görünüyordu ki. İki yıl önce dileğini gerçekleştirdiğimiz meleklerimizdenmiş. Saçları uzamış, ışıl ışıl, sağlıklı. Nasıl hoşumuza gitti, size anlatamam.
Şimdi yeni bir projeniz var. Geri dönüşüm projesiyle hasta miniklerimiz ve aileleri için konukevi açmak. #birdileğedönüşsün nasıl bir proje?
Dernek gönüllülerinin cep telefonu, laptop, tablet gibi çalışmayan veya kullanmadıkları elektronik eşyalarını derneğimize bağışlamasını amaçlıyoruz. Bu kullanılmayan, bozuk elektronik eşyalar derneğimize destek veren geri dönüşüm şirketine verilecek. Gönüllülerimiz dilerlerse bu aletleri direkt olarak kendilerine en yakın kargo şirketine giderek, isim-telefon ve e-posta adreslerinin yazılı olduğu bir zarfın içinde “Bir Dileğim Var Derneği/Exitcom Recycling Tesisleri Çepni Mahallesi, Suadiye Bağdat Caddesi No:40 41170 Kartepe/Kocaeli” adresine ulaştırabilirler. Evlerde kullanılmayan ortalama 8 milyon kadar cep telefonu olduğu tahmin ediliyor. Bize bu rakamın yalnızca 16’da biri gerekiyor, yani 500 bin telefonla konukevini yapabiliyoruz. Kampanya için gönderilecek telefon veya tabletlerin bozuk, çok eski model veya kırık dökük olması hiç fark etmiyor. Bu aletler geri dönüşüme girdiğinde içlerinden bakır, paladyum, altın ve gümüş ayıklanıyor. Bu maddeler toplanıyor ve satılıyor. Böylelikle çevreye de duyarlı bir iş ortaya çıkmış olacak. Geri dönüşümü yapan şirket, bu işten hiçbir kar elde etmeyecek. Satıştan sağlanan tüm gelir derneğimize aktarılacak. TÜBİTAK tarafından denetim altında olan güvenilir bir firma. Mimar bir dostumuz da hiç ücret almadan konukevi projemizi hazırladı.
Peki, neden konukevi?
Kanser hastası çocukların refakatçileri hep anneler. Babalar akşama kadar trombosit için koşturuyor, evrak kaşeletme, imzalatma gibi işlerle meşgul oluyor. Akşam ise evine gitmek zorunda kalıyor. Ama evleri İstanbul’da olmayan, İstanbul’a sevk almış çocukların babaları hastanenin banklarında ve kafelerinde yatıyor. Ben kızımın hastalığı esnasında böyle babalardan bazılarını evimize davet ediyordum, onları misafir ediyordum. O da başka bir çocuğun babası. Aynı kaderi paylaşıyoruz. Sırtı yumuşak bir yatak görecek ki ertesi gün aynı işlere koşturabilsin. Birinci sebep bu. İkinci sebep de başka bir şehirden sevk alıp gelen ailenin hemen boş yatak bulması mümkün olmuyor. Hastanelerde genelde ilk yatak boşalınca çocuğunuzu alacağız deniyor. Ailelerin yatak boşalıncaya dek beklemesi gereken, zorluklar yaşadıkları zamanlar oluyor. O nedenle kapısında kızımın isminin yazdığını hayal ettiğim konukevini inşa edilmiş ve çalışır halde görmeden bu işin peşini bırakmayacağım. Konukevimiz tamamlandığında istiyorum ki bize destek veren her bir dostumuz ben de bu projeye bir cep telefonu yollamıştım, binanın ortaya çıkmasında benim de katkım var desin, kendini iyi hissetsin, imece usulü olsun. Binamızı hep beraber hizmete açalım. Tırnaklarımızla derneğimizi bu hale getirdik, bu büyük projeyi de yine el birliğiyle yapalım. Bunu gerçekleştirmek için hedef süremiz de bir yıl.
Yakınlarda başka bir projeniz olacak mı?
Bir ay sonra yeni bir projeye başlayacağız. Bunu henüz hiçbir yerde duyurmadık. 10 popüler sanatçı tarzlarının dışında birer şarkı söyleyecek. Projeye tamam diyenler arasında Zara, Kibariye, Ata Demirer, Volkan Konak gibi isimler var. Tarzlarının dışında olup, bugüne kadar okuyamadıkları ancak hep okumak istedikleri parçaları seslendirecekler. Popçu türkü, türkücü rock okuyacak. Bu albüm de raflarda yerini alacak. Albümden kazanılan parayla da yoksul ailelerin çocuklarının bir yıllık bütün kırtasiye ihtiyaçları karşılanacak. Yoksul çocuklarımız yalnızca Doğu’da değil Türkiye’nin her yerinde var. Onlara ulaşacağız.
Türkiye’nin önde gelen şirketleri de sponsorlarınız arasında. Nasıl katkılar sağlıyorlar?
Türk Hava Yolları ana sponsorunuz, bütün uçuşlarımızı karşılıyor. Yurtiçi Kargo kargolarımızı taşıyor. Pronet dernek ofisimizin güvenliğini sağlıyor. LC Waikiki limitsiz giyim eşyası veriyor. Yakıt destekçimiz Ecufast, iletişim destekçimiz ise Ogatel firması. Kar Ambalaj derneğimizin logosunun basıldığı koli ve ambalaj desteği veriyor.
Peki derneğinizin başka herhangi bir konuda katkıya ihtiyacı var mı? nefayda.com ailesi olarak buradan duyurmanıza vesile olalım.
Evet, aslında var. Genelde hastanelere hep eşimle gidiyoruz. Her hastaneye iki kez gitmemiz gerekiyor. Birincisinde dileklerini öğreniyoruz. Bunun için farklı illere uçakla gidebiliyoruz. Ancak ikinci gidişimizde dilekleri de götürdüğümüz için uçakla değil arabayla gitmek durumunda kalıyoruz. Saatlerce araba kullanıp, yorgun argın bir halde aynı gün dönmemiz gerekiyor. Eğer eşim ve ben gittiğimiz yerde bir gece konaklayabilirsek, öteki günün sabahında dinç bir şekilde dönüş yoluna koyulabiliriz.
ulusalkanal.com.tr