Kadınlara Milletvekili Seçme Seçilme Hakkı Tanınmasının 81. Yıl Dönümü
Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen ilk on yılda Atatürk ve devrimci arkadaşları tarafından yapılan devrimlerin hedefi ülkemizde çağdaş uygarlığa ulaşmak ve aşmak olarak konulmuştur. Kadınlara önce yerel yönetimlerde, sonra muhtarlık seçimlerinde ve 1934 yılında da milletvekili seçme ve seçilme hakkının Anayasa değişikliği yolu ile tanınması demokratikleşme yolunda atılan çok önemli bir adımdır. Ancak, birçok Avrupa ülkesinden önce Türkiye'de Kadınlara Milletvekili Seçme Seçilme Hakkı tanınmasına rağmen 77 Yıl içinde bir arpa boyu yol alınamamış, doğru başlangıç sürdürülememiştir.
5 Aralık 1934 tarihinde, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınmasından sonra 1935 yılında yapılan genel seçimde 18 kadın milletvekili seçilmiş ve Türkiye “siyasette kadın oranıyla” Dünya ikincisi olmuştur. 1935’de İsveç Meclis’inde kadın milletvekili oranı % 5 iken, 2010’da % 47’ye yükselmiştir. Türkiye’de ise, 1935’de TBMM’de %4.6 olan kadın milletvekili oranı, 2011’de yüzde on dörtte kalmıştır.
Kadınların meclislerde eşit temsilinin sağlanması, gerçek demokrasinin yaşama geçirilmesi için öncelikle 2010 Anayasa değişikliğine uyum sağlamak üzere Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanununda değişiklik yapılmalı ve Partilerin de Tüzüklerinde “her kademede, organlarda, delegelikte ve meclislerde kadın ve erkeklerin eşit sayıda yer almasını sağlayacak” hükmüne yer verilmelidir. Bu yolda bir siyasi irade oluşamamışsa da, kadınların örgütlü mücadelesi, son iki genel seçimde kadın milletvekili oranının önce % 9’a (2007), sonra 2011’de %14 oranına yükselmesini sağlamıştır.
Ülkemizde her on kadından ikisi okuma yazma bilmiyor, kadın istihdamı giderek azalıyor,(% 26); her üç kadından biri aile içi şiddet mağduru, son 11 ayda günde 256 kadın cinayeti işlenmiştir. Eşit hakların yasalarda yazılı olması yetmemekte, yaşama geçirilmesi için kararlı bir devlet politikası belirlenmesi ve uygulanması gerekmektedir.
İKKB olarak, kadınlar eşitlik için mücadele karar verici konuma geleceklerine, Atatürk’ün aydınlanma devrimine sahip çıkacaklarına ve Gerçek Demokrasiyi Kadın Erkek Elele vererek yaşama geçireceklerine inanıyoruz.
Nazan Moroğlu, İKKB Koordinatörü
Kadınlara Milletvekili Seçme Seçilme Hakkı Tanınmasının 76. Yıl Dönümünde
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği
Birçok Avrupa ülkesinden önce Türkiye'de Kadınlara Milletvekili Seçme Seçilme Hakkı tanındı, ancak 76 Yıl içinde bir arpa boyu yol alınamadı.
Nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasette eşit sayıda temsil edilememesi, aslında her şeyden önce bir demokrasi meselesi.
5 Aralık 1934 tarihinde, kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınmasından sonra 1935 yılında yapılan genel seçimde 18 kadın milletvekili seçilmiş ve Türkiye “siyasette kadın oranıyla” Dünya ikincisi olmuştur.
1935’de İsveç Meclis’inde kadın milletvekili oranı % 5 iken, 2010’da % 47’ye yükselmiştir. Türkiye’de ise, 1935’de TBMM’de %4.6 olan kadın milletvekili oranı, 2010’da yüzde ona bile ulaşamamıştır (%9.1). Bu DOĞRU BAŞLANGIÇ SÜRDÜRÜLMEMİŞTİR .
Dünya Ekonomik Forumu 2010 Raporuna göre ise, Türkiye kadın erkek eşitliğinde çok üzücüdür, en alt sıralarda, 134 ülke arasında 126'ncı olarak yer almaktadır.
Kadınların meclislerde eşit temsilinin sağlanması, gerçek demokrasinin yaşama geçirilmesi için öncelikle 2010 Anayasa değişikliğine uyum sağlamak üzere Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanununda ve Parti Tüzüklerinde “her kademede, organlarda, delegelikte ve meclislerde kadın ve erkeklerin eşit sayıda yer almasını sağlayacak” değişiklik önerilerimizin dikkate alınmasını istiyoruz.
Ülkemizde kadınların %19’u okuma yazma bilmiyor, kadın istihdamı giderek azalıyor,(% 22.2); her üç kadından biri aile içi şiddet mağduru, namus adına işlenen kadın cinayetleri; son yedi yılda yüzde 1400 artmıştır.
TÜKD olarak kadınlar karar verici konuma geldiğinde, bu olumsuz tablonun değişeceğine, Atatürk’ün aydınlanma devrimine sahip çıkacaklarına ve Gerçek Demokrasiyi ve Kalkınmayı Kadın Erkek Elele vererek yaşama geçireceklerine inanıyoruz.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği
10 Aralık İnsan Hakları Günü
İnsan Hakları İhlallerinin Yaşanmadığı Günler Hala Çok Uzak !!
10 Aralık 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile insanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükler tanımlanmış, her insanın yasa önünde ayrımcılık yapılmaksızın eşit olduğu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağı ilan edilmiştir.
İnsan Hakları Beyannamesi insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürmektedir. Bu nedenle, 10 Aralık her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanır. Ancak, insanlık savaşlardan ders almadıkça, insan hakları ihlalleri devam etmektedir.
Ne yazık ki günümüzde en temel insan haklarından olan yaşama hakkı, özgürlüğün korunması hakkı ihlal edilmektedir.
İKKB olarak, başta “kadının insan hakları ihlalleri” olmak üzere, 10 Aralık İnsan Hakları gününde Beyannamenin şu maddelerine önemle dikkat çekmek ve uygulanmasını talep etmek herkesin hakkıdır, düşüncemizi kamuoyu ile paylaşmak isteriz.
Nazan MOROĞLU
İKKB Koordinatörü
ulusalkanal.com.tr