Aşık Veysel'siz 48 yıl
Dünyaca ünlü halk ozanı Aşık Veysel Şatıroğlu'nun ölümünün üzerinden 48 yıl geçti. O, birleştirici yönü, yapıcı kişiliği, tabiat sevgisi, mütevazılığı ve eserleriyle hafızalara kazındı. Sivas'ın Şarkışla ilçesindeki evi müze olarak kullanılıyor.
"Ben giderim adım kalır, dostlar beni hatırlasın" diyen Âşık Veysel’in 48. ölüm yıldönümü.
Âşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Veysel Şatıroğlu çiçek hastalığına yakalanarak yedi yaşında 1 gözünü kaybetti, diğer gözü de çok az görüyordu. Kaza sonucu o gözü de göremez oldu.
Babası ‘oyalansın’ diye ona bir saz almıştı. 10 yaşından itibaren en yakın yoldaşı o sazıydı. Civardaki âşık ve ozanlardan ders de aldırmıştı babası. Şiirler, deyişler ezberletiyordu.
Duygularını dizelere ve sazının tellerine dökmeye başlamıştı. 25 yaşına geldiğinde köydeki bir akrabasıyla evlendi. Bir oğlu bir kızı oldu. Yıllar sonra 2. evliliğini yaptı. 6 çocuğuyla geniş bir aile kurdu.
Ona göre asıl körlük görememek değil gördüğünü anlayamamaktı.
1930’larda Sivas’ta edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ile tanıştı. Onun vesilesiyle Âşıklar Bayramı’na katıldı. ‘Âşık Veysel’ yöresinde ilk böyle tanınmaya başladı.
1940’larda Köy Enstitüleri kurulunca Âşık Veysel oralardaki öğrencilere saz dersleri vermeye başladı. Artık adı her yerde bilinir olmuştu.
1973 yılında akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirdi. "Benim sadık yârim’" dediği kara toprağa kavuşmuş oldu.
Sivrialan köyündeki evi müze olarak kullanılıyor. Aşık Veysel’in sazı, paltosu, radyosu evinde sergileniyor.