Tayyip Erdoğan’ın karşıdevrim manifestosu
BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, 29 Nisan 2014 günü AKP Meclis Grubu’ndaki konuşmasıyla Türkiyemizin bağımsızlık ve özgürlük birikimine meydan okudu. Kurdukları Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin stratejik konumlanmasını belirtti. Türk Devriminin iki yüzyıllık kazanımlarına duyduğu kini bir kez daha ilan etti. 1876 Anayasa Devrimi, 1908 Hürriyet Devrimi, İstiklal Savaşımız, Cumhuriyet Devrimimiz, milli devlet, bütünüyle Atatürk Devrimi, hepsi hedefteydi.
Yeni Şafak gazetesi, bu stratejik bildiriyi “2023 Manifestosu” başlığıyla verdi.
Hesaplaşma eşiğinde korkulardan kurtulma çağrısı
Tayyip Erdoğan, irticaya ve bölücülüğe açıkça “korkulardan kurtulma” çağrısında bulunuyor. “İrtica ve bölücülüğün” ön safında bulunuduğunu bu kavramları kullanarak belirten kendisi. Arkada kalan iki yüzyılda Ortaçağ kuvvetlerinin “trajedisini” hatırlatıyor ve yakınıyor.
Korkusu bölgesel çapta. Mısır’da Münafık Kardeşler yargılamasında birbiri ardı sıra verilen 589+683 idam kararına göndermede bulunuyor. Anlaşılıyor ki, cesarete ihtiyaçları var.
En önemlisi hesaplaşma eşiğinde bulunduğumuza dikkat çekiyor. Cumhuriyetin 100. Yılına giderken ya Cumhuriyet kazanacak, ya da “gericilik ve bölücülük”!
Tayyip Erdoğan’ın yandaş ‘muhalifleri’
Buraya kadar bilinmeyen bir şey yok. Mesele, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Fethullah Gülen rejimini yıkacak strateji ve siyasetlerde! Türkiyemizi yeniden demokratik devrim rotasına yöneltmenin başka yolu yok.
Washington canibinden “deliğe süpürme” işaretleri alınmasından sonra Tayyip Erdoğan’ın yeni muhalifleri zuhur etti. Gerçekten bu işaret verildi mi, yoksa parmak mı sallandı, bunu tartışmıyoruz. Ama o işareti aldıklarını söyleyenler var. En başta CHP yöneticileri şevklendiklerini gizlemediler. Taksim’de Tayyip Erdoğan’ın otorite gösterisine malzeme olanlar, hep yeni “muhalif” cemaatinden. Unutulmaz Donanma Komutanımız E. Ora. Nusret Güner, onlardan “yandaş muhalefet” diye söz ediyor.
Bunlar stratejik düzlemde BOP Eşbaşkanıyla aynı saftalar. Atlantik sistemine toz kondurmuyorlar. Hatta zaman zaman Tayyip Erdoğan’ı ABD yetkililerine şikayet ediyorlar. “Laiklik tehdit altında değil” diyorlar. Tıpkı Tayyip Erdoğan gibi karşıdevrimden özürler diliyor ve “bölgesel özerkliği” savunuyorlar. Faizcilik yarışında herkesin önüne geçme çabasındalar. İttihat Terakki devrimciliğine düşmanlıkta AKP gericiliğini aratmıyorlar. Hepsi AİHM Kararından sonra bile “Ermeni soykırımı” teranesini sürdürüyor. Atatürk’e açık ve sinsi düşmanlıkta farkları yok.
Dayak yemek için üretilen taktikler
Tayyip Erdoğan’ın “2023 Manifestosu”, herkesin önüne stratejik saflaşma ve hesaplaşmayı bir kez daha getirmiştir. Son iki yüzyılın hesaplaşmasıdır bu! Türk Devriminin safındasın ya da karşısındasın. Karşısında isen, istediğin kadar nutuk at, laf yarıştır, hatta aşağıla, Tayyip Erdoğan ile aynı saftasın ve onu deviremezsin! Hep dayak yersin! Sürekli dayak yiyecek taktikler üretiyorsun!
Rejim savaşı
Bilim tarihimizin köşe taşlarından Niyazi Berkes’in 1960’larda yayımlanan “İki Yüzyıldır Neden Bocalıyoruz” başlıklı bir kitabı vardı. Kanımca şu soru daha doğrudur: “İki Yüzyıldır Niçin Savaşıyoruz”.
Biz, son iki yüzyılda emperyalizme karşı insanlığın en ön cephesinde savaşan bir milletiz! İki yüzyıla dört devrim sığdırmışız. Ve o devrimlerin de arkasında büyük imparatorluklar birikimi var.
Tayyip Erdoğan bir kez daha hatırlattı:
Savaş hala o savaş!
Cepheler yine o cepheler!
Ve hesaplaşma vaktindeyiz!
İki yüzyıllık o büyük devrimci birikimin ağırlığını duyuracağı yıllara girmiş bulunuyoruz.
Korkmaları boşuna değil!
Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota