İşte 1 Mayıs 1977 olaylarının gerçek yüzü

1 Mayıs 1977 katliamının yeniden tartışmaya açılması, 12 Eylül'ün taşlarını döşeyen Gladyo tertiplerini de beraberinde getirdi. O gün alandaki ajanlar eliyle 1 Mayıs 1977'yi hazırlayan kontrgerilla, Çiğli suikasti, Sirkeci Garı ve Yeşilköy Havalimanı bombalamalarıyla bir darbenin temellerini atmıştı. 12 Eylül'lün attığı temeller üzerinde mafya-tarikat iktidarı yükseldi.

İşte 1 Mayıs 1977 olaylarının gerçek yüzü

1 Mayıs 1977 katliamında kontrgerillanın rolü, bazı gazete ve televizyonlarda yapılan tartışmalarla yeniden kamuoyunun gündemine taşındı.

Katliama 1977 1 Mayıs'ı öncesinde Leninci ve Maocu gruplar arasındaki tartışmanın neden olduğu ileri sürülse de kontgerillanın rolü katliamın hemen ardından ortaya çıkartılmıştı.

1 Mayıs 1977 öncesinde provakasyonun ilk sinyalini Son Havadis, Tercüman ve Milliyet Gazeteleri verdi. Yazılarda, 1 Mayıs'ta olaylar yaşanacağı, Leninci ve Maocu grupların birbirine saldıracağı iddia ediliyordu. Bu yazılarla kamuoyu provakasyona hazırlanıyor, tertibin sorumlusu hedef en başından gizleniyordu.

Oysa olaylar iki grubun arasında değil, alana yerleştirilen ajanlar eliyle başlatıldı. 1 Mayıs günü, Kontrgerilla alanın tamamına hakimdi. Ajanların, iletişimi sağladıkları telsiz merkezine de Santiago-Dalyan ismi verilmişti.

Santiago koduyla Salvador Allende yönetiminin bir darbeyle devrildiği Şili, Balık ağı anlamına gelen Dalyan koduyla da uygulanacak harekat planları anlatılıyordu.

Taksim Meydanı'nda açılan iki el ateşin ardından, binlerce insan balıkların dalyana sıkıştırılması gibi, Kazancı yokuşuna sıkıştırıldı. Plan başarıya ulaşmıştı.

Halkın Sesi Dergisi kontrgerillanın rolünü, alana yakın bir yerde kurduğu telsiz dinleme merkeziyle ortaya koydu. Üstelik Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi üyeleri günler öncesinden tüm sol grupları provokasyon olabileceği için uyarmış, ama ikna edememişti.

Dönemin bağımsız Adalet Bakanı Zeyyat Baykara, 1 ay sonra yapılacak seçimlere kadar soruşturmanın tamamlanmasını sağladı. Olaylarla ilgili 100'e yakın isim hakkında dava açıldı. Davanın duruşma savcısı Çetin Yetkin, bazı isimlerin ifadelerinin dahi alınmadan davanın açıldığını, soruşturmanın eksik yürüdüğünü söylüyordu.

Kontregerilla, yaptığı eylemin sağlıklı soruşturulmasını da engellemişti. Eylem başarıya ulaştı. Ancak bu karanlık tertiplerin sonuncusu olmayacaktı.

Mayıs ayının son günlerinde İstanbul kanlı eylemlere sahne oldu. Sirkeci Garı ve Yeşilköy havalimanlarına atılan bombalarla 7 kişi öldürüldü, 40 kişi yaralandı. Aynı gün, İzmir'de muhalefetin yükselen lideri Bülent Ecevit'e suikast girişiminde bulunuldu.

3 Haziran 1977'de Bülent Ecevit Taksim Meydanı'nda büyük bir miting hazırlığındaydı. Mitingten 1 gün önce, dönemin başbakanı Süleyman Demirel yazdığı bir mektupla suikast uyarısı yapıyordu. Mektupta, "3 Haziran mitinginde dış güçlerce suikast yapılacağı" anlatılıyordu. Demirel, suikasti 1 Mayıs olayları ve Çiğli suikastını gerçekleştirenlerin yapacağını da vurguluyordu. Yani kontrgerilla yine iş başındaydı.

Demirel 3 olayın bağlantılı olduğunu ve aynı merkezden gerçekleştirildiğini saptıyordu.

Olayların merkezinde ise dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun vardı. Ersun'la birlikte ordu içerisindeki 200 kişilik kontrgerilla ekibi bir günde tasfiye edildi. Darbe planı gerçekleştirilemedi, ancak bayrağı CIA şefi Paul Heinze'nin "bizim oğlanlar" dediği Kenan Evren ve ekibi devraldı.

Kontrgerilla eylemleri Sivas ve Çorum'da Alevi-Sunni çatışmaları, Kahramanmaraş olayları, Ankara'da 7 TİP'linin öldürülmesi, Balgat ve Piyangotepe katliamları, Bedri Karafakioğlu, Bedrettin Cömert, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Ümit Doğanay, Ümit Kaftancıoğlu ve Kemal Türkler'in öldürülmesiyle devam etti.

1 Mayıs 1977 olaylarıyla başlayan kanlı eylemler, 12 Eylül darbesi için gerekli zemini hazırladı. 1977'de başlayan olaylar ve ardından gelen darbe, mafya-tarikat rejiminin ilk adımıydı.

ulusalkanal.com.tr