Işık Kansu'nun Cumhuriyet'te yayımlanmayan o yazısı

Işık Kansu'nun Cumhuriyet'te yayımlanmayan o yazısı

Cumhuriyet gazetesinin işine son verdiği 37 yıllık deneyimli yazar Işık Kansu’nun yayımlanmayan o yazısı:

AKÜLÜ ARABA

Bir annenin ortopedik engelli çocuğu için akülü araba isteği Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yerine getirilmiş, bakanlar tarafından da aileye teslim edilmişti.

Eski Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanı Bülent İlik, vergilerimizle alınmış o arabanın, o çocuk için anasının ak sütü gibi helal olduğunu belirtip diyor ki:

“Bize düşen bu haktan, çevremizdeki her ortopedik engelli yurttaşımızın yararlanabilmesi için doğrudan Başbakan’a mektup yazmalarını sağlamak veya bilgilendirmek. Üstelik bunlarda bizim de vergilerimizle katkıda bulunduğumuzu bilerek.”

Bülent İlik, bu armağanı eğer Başbakan kendi cebinden aldı ise, küçücük bir yasal düzenleme ile diğer ortopedik engelli yurttaşlarımıza da bu arabalardan dağıtılmasını öneriyor. Bir koşulla:

“Tek bir ricamız, öyle kameralara, bakanlara; kısacası teşhire, etiketlemeye kaçmadan teslimatların yapılması, bakanların yorulmamasıdır. Akülü araba ortopedik engelli tüm yurttaşlarımız için haktır. Kimsenin lütfu değildir. Teşhir etmeden, incitmeden, ayırmadan hepsine verilmelidir.”

TEZEK

CHP milletvekili Ensar Öğüt; Posof, Damal, Hanak, Ardahan, Çıldır, Göle’den doğal gaz ve ham petrol boru hatları geçtiğini anımsatıp bir çarpıcı gerçeği açıkladı:

“21. yüzyılda halen daha Ardahan merkezde insanların yüzde 40’ı tezek yakıyor.”

SAÇMALIK

Çevremizde olup biten, ülkemizde yaşanıp giden saçmalıklar eninde sonunda sona erecek hiç kuşkusuz.

Söğüt dalına yuva yapan mandanın yavrusunu elbet bir gün sinek kapacak.

Mandanın ağırlığından söğüt kalırsa geriye, o bizim söğüdümüz olmaya devam edecek.

İMAMIN ÖRGÜTÜNDEN SEÇMELER

Emekli Emniyet İstihbarat Müdürü Sabri Uzun’un son kitabı “İn”den öğreniyoruz ki; ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaatinin bir Türkiye imamı var. Bu imam, ayda bir- iki kez Amerika’ya gidiyor, Fethullah Gülen ile görüşüyor. Gerekli yönlendirmeleri alıyor ve Türkiye’ye dönüyor.

Bu imam, Gülen’den aldığı yönlendirmeleri, İstanbul Emniyet Müdürlüğü bölge avukatına aktarıyor. Kurye avukat da, savcılara, emniyetteki istihbaratçılarla üst düzeydeki yetkililere iletiyor.

Cemaatin Marmara Bölge sorumlusu var. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni. Ama, emniyetin istihbarat, terörle mücadele, kaçakçılık ve suçlarla mücadele şubelerindeki cemaatçi polislerin ve müdürlerin sorumlusu. İç Anadolu bölge imamı da, tarih öğretmeni. O da, Emniyet Genel Müdürlüğü ile Ankara’daki emniyet müdürlerinden sorumlu.

Uzun’un kitabında, 11 Eylül 2007’de Ankara Kurtuluş çok katlı otoparkında polis köpekleri tarafından bulunduğu iddia edilen 580 kilogram patlayıcı yüklü minibüs konusunda da epey ilginç sorular soruyor:

“Yapılan ihbara göre PKK, 11 Eylül olaylarının yıldönümünde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a suikast planlamıştı. Başbakan öldürülecekti. Ey cemaat imamı polis müdürleri! O patlayıcı dediğiniz gübreyi siz satın almadınız mı? O minibüsü kendi ajanınıza verip Ankara’ya siz getirtmediniz mi? Üzerinde parmak izi bulunmasın diye İstihbarat Dairesi’nin garajında yıkattığınız minibüsü bir polis memuruna eldivenli kullandırtmadınız mı? O minibüsü Kurtuluş Parkı’na cemaat park etti, yien cemaat buldu dersek daha doğru olmaz mı? Neden polis köpeklerini kendi komplolarınıza alet ediyorsunuz?”

Kitap çıkalı bir kaç hafta oldu. Bu sorulara henüz yanıt verildiğine tanık olmadık.

MÜCADELESİZ ZAFER

Kadir Has Üniversitesi, “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”nı açıkladı. Araştırmaya göre, halkımızın yüzde 43.5’i Recep Tayyip Erdoğan’ı başarılı buluyormuş. Yine halkımızın yüzde 33.2’si Recep Sultan Sarayı’nın “Türkiye’nin gücünü gösterdiği” kanısındaymış. Yüzde 9.6’sı ise “ihtiyaçlar çerçevesinde yapıldığı”na inanıyormuş.

Böyle bir iklimde, solda kağıt üzerinde bir takım ittifaklar üretip aklı başında, düzenli hiçbir ciddi mücadele vermeden Yunanistan’daki gibi zafere ulaşılacağına inananlar var.

Ne diyeceksiniz... Umut, fakirin ekmeği...

ÜYE ÖN SEÇİM İSTİYOR

CHP örgütleri, seçimler öncesi, milletvekili adaylarının belirlenme yönteminin berraklaşmasını bekliyor. Ön seçim mi, fermuar mı, merkez yoklaması mı, atama mı, bilmek istiyorlar. Ona göre program yapacak, ona göre çalışacaklar.

Parti örgütünde partili adayların öne çıkarılmasını isteyenler çoğunlukta. Geçenlerde bir çok ilden gelen CHP üyeleri Ankara’da biraraya gelerek adaylarını kendilerinin seçmesi gerektiğini duyurdular:

“Adaylarımız, hakim denetiminde üyelerin katılımıyla yapılacak ön seçimlerle belirlenmelidir. Aday belirlenmesinde kontenjan kullanımı, siyasi partiler yasasının gösterdiği yüzde 5 oranında uygulanmalı, aynı kişi için ikinci defa kontenjan uygulanmamalıdır. Ülkede iktidar olmak için; örgütlerimizde emek veren CHP ilkelerini, felsefesini ve ideolojisini özümsemiş adaylarla halkımızın karşısına çıkmalıyız.”

ulusalkanal.com.tr

cumhuriyet Işık kansu