'Bakan Yılmaz’ın konulara vakıf olmadığı her cümlesinden belli oluyor'
Eğitim uzmanı gazeteci Abbas Güçlü, Milliyet gazetesindeki köşesinde değişen liselere giriş sınavını değerlendirdi. Güçlü yazısında, "Bakan Yılmaz’ın konulara vakıf olmadığı her cümlesinden belli oluyor" ifadelerini kullandı.
Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü'nün yazısı şöyle:
Liselere giriş sistemi, derin hayal kırıklığı yarattı dersek hiç yalan olmaz!
Peki, açıklanan yeni sistem, dersanelere olan bağımlılığı azaltıp, sınav yarışını sona erdirir ve kalıcı olur mu?
Evet demek mümkün değil.
Bakan Yılmaz’ın konulara vakıf olmadığı her cümlesinden belli oluyor!
Kontrolü altındaki liseleri, farklı kategorilere ayırması ise kabul edilemez.
Sınava, adayların yüzde 10’unun girmesi öngörülüyor ki, en büyük yanılgı bu noktada yaşanacak.
Yüz binlerce öğrenciyi 60 soru ile sıralamak ise ölçme değerlendirmenin ruhuna aykırı.
İkamete dayalı kayıt sistemi ise çoktan iflas etti. İlkokulların önündeki servis araçları ve şişirilmiş notlar bunun en çarpıcı örneği...
Okul bölgeleri, belki büyük şehirlerde mümkün ama küçük yerleşim bölgelerinde, göç hareketliliğini artırmanın ötesine geçemez!..
Artılar-Eksiler
İşte Bakan Yılmaz’ın açıklamaları ve değerlendirmemiz:
- Eğitim bölgesi ve sınavsız mahalli yerleştirme sistemini getirdik. Bu sistemde veli ve öğrencimiz adresine en yakın okula yerleştirilecek.
Bunun böyle olmayacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok!
- Başvuruda öğrencinin karşısına 5 okul çıkacak, tercih yapacak.
Bu, büyük kentlerde mümkün ama peki ya küçük beldeler?
- Her okul türüne göre hiçbir öğrencimizi, istemediği bir başka okul türüne yerleştirmeyeceğiz.
Peki ya o bölgede, öğrencinin istediği okul yoksa?
- Bundan sonra, adres bölgelerindeki liselere farklı akademik düzeylerde farklı ilgi ve birikimdeki öğrenciler gelecek, akademik çeşitlilik sağlanacak ve bu, okulun başarı seviyesini yükseltecek.
Sayın Bakan, kendi çocuğunu en yakın liseye gönderir miydi?
- Tercihe bağlı ve adrese en yakın okula yerleştirme olacağı için bu yaştaki öğrencilerin üzerinden sınav baskısı kalkmış olacaktır.
Pek fazla bir şeyin değişmeyeceğini, hep birlikte göreceğiz.
- Esas gayemiz sınavsız liselere geçişi sağlayabilmektir.
Son 40 yıldır hep aynı şey söyleniyor.
- Bunun için ne yapmak lazım? Bizim bütün liselerimizi fen lisesi ayarına, sosyal bilimler ayarına ve proje okulları ayarına çıkarmamız lazım.
Bunun mümkün olmayacağını en iyi kendisi biliyor!
- Ülke genelinde belirlediğimiz farklı illerdeki sınırlı sayıdaki okulumuza sadece isteyen 8. sınıf öğrencilerimizin girebileceği bir sınav hazırladık, isteğe bağlı. Bu liselerin ismini ve sayısını mayıs ayı gibi açıklayacağız.
Şu anda kendileri bile önlerini göremiyor!
- Velilerimiz çocuklarını bu sınava ister yönlendirir isterse de yönlendirmez. Bir liseye yerleşmek için bu sınava girmek zorunlu değildir. Mevcut TEOG’da mutlaka sınava girmek zorundaydınız. Sınav mecburiyeti ortadan kalktı.
TEOG getirildiğinde hiç böyle denilmiyordu! Ayrıca kim daha iyi okul için mücadele vermek istemez ki!
- Sınav yerelde yapılacak ama bütün sorular merkezden Bakanlığımızca hazırlanacak.
Bu neyi değiştirecek ki!
- Sınav sonuçlarını da kısa süre içerisinde yani haziran ayı içerisinde ilan edeceğiz.
Sorun, sınavların ne kadar hızlı açıklanacağında değil, içeriği ve seçiciliğinde!
- Sınav çoktan seçmeli soruların yer aldığı, sözel ve sayısal olmak üzere iki bölüm ve tek oturumdan oluşacak. Sınav temel dersleri içerecek. Toplam 60 soru olacak ve 90 dakikalık bir süre verilecek. Sınavı 8’nci sınıf müfredatı ağırlıklı olmak üzere 6., 7. ve 8. sınıf ders müfredatına ve müfredatla amaçladığımız kazanımlara, ders kitaplarımıza uygun şekilde yapacağız.
3 yılın birikimini 60 soru ile ölçmek mümkün değil. Sorular zorlaştıkça, dersaneye bağımlılık artacaktır!
- Gerek bizim liselere kayıt sisteminde gerekse Yükseköğretim Kurulu’nun liselerden üniversitelere geçiş sisteminde yaptığı değişikliklerin bütün amacı 21. yüzyılı Türkiye’nin yüzyılı yapmaktır.
Her iki sistemin de adil, seçici ve kalıcı olması mümkün değil!
- Beş tercih, bulunduğu yere en yakın bir tercihtir. Bir de bu sınava girenler için de beş tercih veriyoruz. Ancak gerek bu sınava girenler, gerekse de adrese yakın olarak kaydedilecek öğrencilerin duyurusunu aynı anda yapacağız ve merkezi olarak yerleştireceğiz.
Kafaları daha da karıştırmanın ötesinde bir işe yaramayacaktır!
- Biz, eğitim bölgelerini oluştururken, o şekilde oluşturacağız ki velimizin istediği meslek lisesi de olsun, velimizin istediği Anadolu lisesi de olsun, velimizin istediği imam hatip lisesi de olsun. Dolayısıyla bu eğitim bölgesi oluşturması, bu sorunu ortadan kaldıracak.
Küçük yerleşim bölgelerinde bu mümkün değil! Çok programlı liseler de bu sorunu çözmez!
- 8’inci sınıf ağırlıkta olmak üzere, 6, 7 ve 8’inci sınıftaki ders kitaplarının müfredatı ve kazanımları çerçevesinde, hepsini öğrencilerimize soracağız. Biz 6, 7 ve 8, hangi müfredatla öğrencilerimize ne veriyorsak hepsini bir şekilde ölçeceğiz . 60 dakikada mı 30’a yakın ders ve yüzlerce konu taranacak?..
Özel Türk ve yabancı okullara girişler ise tam bir maceraya dönüşecek gibi görünüyor!..
Özetin özeti: Üniversitelere giriş sistemi gibi liselere giriş sisteminin de kalıcı olması mümkün değil!..