Vatan Partisi'nden Yeniçağ yazarı Uğuroğlu'na yanıt
Vatan Partisi Basın Bürosu Başkanı Osman Erbil, Yeniçağ Yazarı Orhan Uğuroğlu'nun "Perinçek'ten MHP'yi kızdıracak öneri" başlıklı yazısında bilgi ve değerlendirme yanlışları olduğunu belirterek yanıt verdi.
Vatan Partisi’nden, Orhan Uğuroğlu’nun Yeniçağ gazetesinde yayınlanan “Perinçek’ten MHP’yi kızdıracak öneri” başlıklı yazısına yanıt geldi. Vatan Partisi MYK Üyesi, Basın Bürosu Başkanı Osman Erbil imzasıyla servis edilen yanıtta Uğuroğlu’nun yazısında önemli bilgi ve değerlendirme yanlışlarının bulunduğu ifade edildi.
Vatan Partisi’nin yanıtı şöyle:
"Sayın Orhan Uğuroğlu,
Bugünkü yazınızda Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in son açıklamalarını ve yaptığı çağrıları yorumlamışsınız.
Yazınızdaki bazı önemli bilgi ve değerlendirme yanlışlarınızı düzeltmenizi
sizden rica ederiz. Şöyle ki…
1)VATAN VE ÜRETİM HÜKÜMETİ ÖNERİSİ MHP’Yİ DIŞLAMIYOR, CUMHUR İTTİFAKI’NI GÜÇLENDİRİYOR
“Perinçek’ten MHP’yi kızdıracak öneri” başlığıyla yayımladığınız yazınızda “Doğu abim bugün Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan’la el ele… Ve MHP’yi dışlayan projesini, “Vatan ve Üretim Hükümeti” olarak açıkladı.” ifadesini kullanmışsınız. İlk önce belirtmek gerekir ki burada bir mantık hatası var. Vatan Partisi Genel Başkanı sizin ifadenizle, “Devlet Bahçeli ve Recep Tayyip Erdoğan ile el ele” ise nasıl olur da MHP’yi dışlayan bir hükümet önerisi sunmuş olur?
Nitekim böyle bir öneri zaten söz konusu değil, hatta bizim için tartışma konusu bile değil. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, uzun bir süredir kamuoyuyla paylaştığı “Üreticilerin Milli Hükümeti” önerisini, son olarak hem 11 Mayıs 2020 tarihinde Habertürk’teki canlı yayında, hem de 13 Mayıs 2020 tarihinde CNN Türk canlı yayınında ifade etmiştir.
ERDOĞAN’IN CUMHUR İTTİFAKI AÇIKLAMASI
Ne daha önceki açıklamalarda ne de söz konusu programlarda MHP’nin içinde yer almayacağı bir hükümet formülü savunulmuştur. Aksine Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Mayıs 2020 tarihindeki “Cumhur İttifakı’nı güçlendireceğiz” önerisini olumlu bulmuş ve bu tespitin gereği olarak iktidarın tabanını genişletecek “Vatan ve Üretim” hükümetini önermiştir. Cumhurbaşkanımızın Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlukları işaret ederek Cumhur İttifakı’nı güçlendirmeyi savunması, Vatan Partisi’nin öngörüleri ve siyasal analizleriyle örtüşmektedir. Genel Başkanımız, 11 Mayıs günkü programda “Önümüzde büyük zorluklar var. Büyük zorluklar büyük kuvvetlerle yenilir. Mesele bu kuvveti hükümet katında yaratmaktır. Sayın Cumhurbaşkanı da ‘Bu meselelerin üstesinden gelmek için Türkiye’nin kuvvete ihtiyacı var.’ demiş oldu. Bunun için Üreticilerin Milli Hükümeti’ni kurma mecburiyetimiz var. Ancak böyle bir hükümetle zorlukları bütün millete paylaştırabilir ve yenebiliriz. Sorumluluk Cumhurbaşkanındadır.” ifadelerini kullandı. Cumhur İttifakı’nı güçlendirmeyi, “Üreticilerin Milli Hükümeti” formülüyle desteklediğimize göre “MHP’siz bir formül” iddianız geçersizdir.
DAVUTOĞLU VE BABACAN’IN AMERİKANCI PROGRAMI
Sayın Uğuroğlu, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Davutoğlu, Babacan ve Gül’e karşı tavrını “Çarşı her şeye karşı” sözüyle sloganlaştırarak eleştiriyorsunuz.
AK Parti’nin 2014 öncesi siyasetlerinin şimdiki savunucusu olan ve Amerikan projesi olarak AK Parti’yi parçalamakla görevlendirilmiş isimleri savunmanızı size ve hiçbir milliyetçi şahsa yakıştıramıyoruz.
Vatan Partisi’nden ne bekleniyor?
- 2014 öncesindeki Amerikan güdümlü siyasetlerin şimdi bekçiliğini yapanlara sessiz kalmamız mı?
- Partimizin 40 yıldır savaştığı Amerikan Gladyosu FETÖ’ye özgürlük isteyenlere tepki göstermememiz mi?
- Ezelden beri karşı çıktığımız, AB kapısına bağlanmayı, Borçlanma-Sıcak Para ekonomisini bugün Türkiye’ye reçete diye sunanları görmezden gelmemiz mi?
- Parti programlarında, çalışmalarında “Terör silahla çözülmez” buyuran “PKK açılımına” dönüşü savunanlara itiraz etmememiz mi?
- “Türklüğü” anayasadan silmek için gizli toplantılar yapanlara, Türk düşmanı sivil anayasacılara karşı üç maymunu oynamamız mı?
- “Ergenekon- Balyoz” kumpasını hala darbe planı olarak sunan devlet-millet düşmanı, ABD’nin “muhalif yeni parti” suyuyla yıkadığı Amerikancılara meydan okumamamız mı?
KÜÇÜK AMERİKA SİSTEMİNE DÖNÜŞ YOK!
Biliyoruz siz bizi, bu yönde bir “muhalif çizgiye” girmediğimiz için beğenmeyeceksiniz, ancak dikkatinizi çekerim bu konularda Vatan Partisi hep haklı çıktı. Genel Başkanımız Doğu Perinçek, Ergenekon kumpasının FETÖ hakimlerine 2008’de söylediği “Biz çıkacağız, Siz içeri gireceksiniz” sözü o dönem bizim dışımızdaki çevrelerde ciddiye alınmazken yedi sene sonra söylediklerimiz bir bir gerçekleşti. O zaman da emperyalizmle mücadelede Türk milletine güveniyorduk şimdi de. İşte bu özgüvenle, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Abdullah Güllü bir masayı geçmişte milletçe yıktığımızı ve böyle masanın bir daha asla kurulamayacağını belirtiyoruz. Onların özlemini çektiği Küçük Amerika sistemi Türkiye’nin geleceğinde olmayacak. Bu nedenle Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in söz konusu isimleri davet ettiği “Memleket Masası” yıkılmış bir masadır.
2)VATAN PARTİSİ’NİN “HDP KAPATILSIN BAŞVURULARI GEÇERSİZ DEĞİLDİR”
Sayın Uğuroğlu, yazınızda HDP’nin kapatılması için Vatan Partisi’nin Yargıtay’ a yaptığı başvuruların geçersiz olduğunu ileri sürmüşsünüz.
Türkiye Cumhuriyeti’nde her vatandaşın ve her kurumun (buna siz de dahilsiniz) bölücülük faaliyetlerinin odağı haline geldiğini gördüğü siyasi partiler için kapatılma talebinde bulunma hakkı vardır.
Basitleştirerek söylersek ortada bir suç varsa -ki artık bütün kanıtlarıyla sabittir, herkes ilgili yargı makamına gereğinin yapılması için başvuruda bulunur, bulunmalıdır. Vatan Partisi, diğer siyasi partilerden farklı olarak “HDP’nin kapatılması için” 4 kez Yargıtay’a başvurmuş ve vatanseverliğin gereğini yapmıştır.
Sizin belirttiğiniz Yargıtay’ın bu başvuruya yanıt verme hususuyla ilgilidir. Çünkü, Siyasi Partiler Kanununun 100/c maddesi, hükümete ve Mecliste grubu olan siyasi partilere vatan bütünlüğü ve cumhuriyete karşı faaliyetlerin odağı haline gelen bir partinin kapatılması için, dava açma hakkı tanımıştır. Dolayısıyla bu kategorideki bir siyasi parti başvuru yaptığında, Yargıtay’ın da söz konusu kanunu uygulama sorumluluğu devreye girecektir. HDP için kapatma davası açılacaktır.
Burada AK Parti’ye, CHP’ye, MHP’ye ve İYİ Parti’ye çok önemli bir görev düşüyor. HDP’nin PKK ile ilişkisine tepki gösteren siyasi partilerin Yargıtay’a neden başvuru yapmadığını hem sorguluyor hem de bu çağrımızı yineliyoruz: “HDP’nin kapatılması için başvurun!”
Peki Sayın Uğuroğlu, bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? PKK’nın siyasi kolu olan HDP’nin kapatılmasıyla ilgili bizim tespitimizi paylaşıyor musunuz?
Yazınızın sonundaki “Ancak AKP, MHP ve yandaş medya HDP’yi suçluyor. Demek ki Perinçek HDP’nin kapatılması için onlara çağrı yapıyor.” şeklindeki ifadenizin ardından sizden de HDP kapatılması için bir çağrı bekliyoruz. "