Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş'tan İncirlik Üssü açıklaması
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklama yaptı. Almanya'nın İncirlik Üssü'nden çekilme kararını değerlendiren Kurtulmuş, "İncirlik Üssü, Türk üssüdür. Bu tamamıyle kendi kararlarıdır. Söyleyecek bir şeyimiz yok" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "PKK'ya, FETÖ'ye ve diğer terör örgütlerine, Türkiye düşmanı terör örgütlerine karşı Almanya'da hassas olunması ve bunlara hiçbir şekilde destek verilmemesiyle ilgili talebimiz bir kere daha gündeme gelmiştir. 4 bin 500 dosyanın yeniden açılması meselesi de bu talebimizin bir karşılığıdır." dedi.
Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna ilişkin düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin ekonomik ve mali yapısı ile dünya ekonomisindeki küresel gelişmelerin Kurul tarafından masaya yatırıldığını, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın sunum yaptıklarını söyledi.
Kurtulmuş, Türkiye ve dünya ekonomisini zorlayacak muhtemel gelişmelerin de üzerinde durulduğunu ifade ederek, "Türkiye ekonomisinin makro dengeleri itibarıyla sağlam olan yapısının sürdürülebilmesi için gerekli bütün tedbirlerin aynı kararlılıkla sürdürülmesi konusunda görüş beyanında bulunuldu. Yine aynı şekilde özellikle bu dönemde Türkiye ekonomisinin üretim yapısının geliştirilmesi, güçlendirilmesi için de atılması gereken adımlar, şimdiye kadar atılan adımların bundan sonra da tutarlılıkla atılması konusu gündeme gelmiş oldu." diye konuştu.
"Türkiye'nin hassasiyetleri hatırlatıldı"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kurtulmuş, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in Türkiye ziyareti hatırlatılarak, "Görüşmelerin ardından Almanya'nın İncirlik'ten çekileceğini bir Alman gazeteye açıkladı Bakan. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bakan açıklamasında, 4 bin 500 dosyanın gözden geçirileceğini söyledi, bu noktada olumlu adım bekliyor musunuz Almanya'dan Türkiye'ye karşı?" sorusunun yöneltilmesi üzerine, görüşmenin yapılmış olmasının başlı başına olumlu bir adım olduğunu vurguladı.
Türkiye ile Avrupa Birliği ve Almanya arasında özellikle referandum sürecinde yaşanan gerginliklerin geride bırakılmasına yönelik her iki tarafın da iradesinin ortada olduğunu söyleyen Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdüdü:
"Sayın Dışişleri Bakanımız, mevkidaşına Türkiye'nin gerekli hassasiyetlerini bir kere daha hatırlatmıştır. PKK'ya, FETÖ'ye ve diğer terör örgütlerine, Türkiye düşmanı terör örgütlerine karşı Almanya'da hassas olunması ve bunlara hiçbir şekilde destek verilmemesiyle ilgili talebimiz bir kere daha gündeme gelmiştir. 4 bin 500 dosyanın yeniden açılması meselesi de bu talebimizin bir karşılığıdır. Ayrıca, Türk vatandaşlarına Almanya'nın bazı yerlerinde yapılan baskıların, özellikle referandumda 'evet' oyu verilmesinden dolayı ortaya çıkan baskıların da kabul edilemez ve anlaşılamaz olduğu ifade edilmiştir."
Kurtulmuş, Almanya'da yaşayan Türk vatandaşların aynı zamanda Almanya'nın parçası olduğuna işaret ederek, siyasi tercihlerinden dolayı herhangi bir baskı altına alınmalarının asla kabul edilemeyeceğini söyledi.
"İncirlik Üssü Türk üssüdür, Konya'daki üs ise NATO üssüdür"
Almanya'nın Türkiye'deki askeri varlığına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kurtulmuş, "İncirlik Üssü Türk üssüdür, Konya'daki üs ise NATO üssüdür." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Alman parlamenter heyetin İncirlik'i ziyaret edip etmemesinin gündemde olduğunu anımsatarak, şunları dile getirdi:
"İncirlik Üssü'nü Almanların ziyaret etmesinin şimdilik şartlar dolayısıyla uygun olmadığı Sayın Dışişleri Bakanı'ndan muhatabına ifade edilmiştir. Ayrıca, Konya'ya ziyarete gelecek olan kişilerin de eğer gelirlerse, Türkiye karşıtı eylemlilik içerisinde olan milletvekillerinin bu listede olmamasını tavsiye ettiğimiz kendilerine iletilmiştir. Dolayısıyla çok çetin konuların konuşulduğu bir müzakere olduğu açıktır ama bu müzakerenin yapılmış olması, bizim açık yüreklilikle söylediklerimizi bir kere daha iletmemiz, Almanya'nın da kendi durumunu gözden geçirerek uzun yıllardır özellikle NATO çerçevesinde müttefikliği bulunan iki ülkenin arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine adım atması önemlidir. Bu gelişmeden sonra biz de hep beraber bunu bir olumlu adım olarak görerek daha ileri adımların atılmasını temin etmeye çalışacağız."
Bir gazetecinin, "FETÖ elebaşı Gülen ve bazı HDP'li milletvekillerinin vatandaşlıktan çıkarılmasına yönelik İçişleri Bakanlığı tarafından bir adım atıldı. Zamanlama açısından nasıl bir süreç işleyecek? Hukuki açıdan vatandaşlıktan çıkarılma, iade sürecini zorlaştıracak mı?" şeklindeki ifadeleri üzerine ise Kurtulmuş, 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) gereğince işlemlerin yapıldığını anımsattı.
Kurtulmuş, 130 kişilik bir liste olduğunu ve iki HDP'li milletvekilinin de içinde bulunduğunu ve bu kişilerin mahkemelere ifadeye çağrıldığını ancak yurt dışında oldukları için ifadelerinin alınamadığını anlattı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Yurt dışında olmaları artık sabit bulunduğu için mahkemelerin süreçlerinin aksatılmaması amacıyla bu kişilerin ilgili savcılıklar ve mahkeme heyetleri tarafından bunlarla ilgili 'Yurda dön' çağrısı yapılması için İçişleri Bakanlığına talepte bulunulmuştur." dedi.
Bu talep üzerine gereken çağrının yapıldığını ve bunun Resmi Gazete'de yayımlandığını, üç ay içinde yurda dönmemeleri halinde ilgili kişilerin vatandaşlıklarını kaybetme ihtimalleri bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Vatandaşlıklarını kaybetmeleri, her birisinin tek tek münferit dosyalar üzerinden karar verilecek ve bu karar İçişleri Bakanlığı tarafından değil, Bakanlar Kuruluna getirilerek Bakanlar Kurulu tarafından verilecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, 130 kişiyle ilgili hukuki sürecin başladığını ancak bunun hemen vatandaşlıktan çıkarılma anlamına gelmediğini, üç aylık süre bulunduğunu, bu süre sonucunda da Bakanlar Kurulunun karar vermesi halinde bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılabileceğini sözlerine ekledi.
ulusalkanal.com.tr