Çalma hastalığının kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı

Medical Park Trabzon Hastanesi Psikoloğu Niltem Hürfikir halk dilinde çalma hastalığı olarak bilinen Kleptomani’nin çok az görülen bir ruhsal hastalık olduğunu belirterek hastalığın kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söyledi.

Çalma hastalığının kadınlarda ve erkeklerde görülme oranı

Medical Park Trabzon Hastanesi Psikoloğu Niltem Hürfikir halk dilinde çalma hastalığı olarak bilinen Kleptomani’nin çok az görülen bir ruhsal hastalık olduğunu belirterek hastalığın kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü söyledi.

Kleptomani hastalarının çaldıkları eşyanın işe yarayıp yaramamasının önemi olmadığına işaret eden Hürfikir, “Kişinin, herhangi bir eşyaya ihtiyaç duymaksızın, tekrarlayıcı biçimde gelen çalma dürtüsüne karşı koyamama durumudur. Kişi aslında çaldığı nesneyi alacak maddi güce sahiptir. Fakat çalma dürtüsüne karşı koyamaz. Çalma davranışını önceden planlamaksızın gerçekleştirirler. Bu davranış genellikle aniden ortaya çıkar. Çalan hastalar herhangi bir eşyayı çaldıklarında mutluluk hissederler. Çalınan eşyanın değerinin hiçbir önemi yoktur. Çünkü asıl amaç ruhu tatmin etmektir. Hırsızlık yaptıkça kendilerini daha rahat hissederler. Çaldıkları eşyaların işlerine yarayıp yaramadığının önemi yoktur” dedi.

Hastalığın kadınlarda daha sır görüldüğünü kaydeden Hürfikir, “Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Kadınlarda 30-35 yaşlarından, erkeklerde 50-55 yaşlarından daha sık görülmektedir. Büyük çoğunlukla genç ergenlik döneminde başlayan, fark edilmez ise ve tedavi edilmezse uzun yıllar devam etme eğiliminde olan bir sorundur” ifadelerini kullandı.

Kleptomani’nin çok az görülen bir ruhsal hastalık olduğuna dikkat çeken Hürfikir, “Kleptomani çok az görülen bir ruhsal hastalıktır. Genel olarak hırsızlık hastalığına sahip olanların sayısı bilinmemektedir Tahmini oranla yakalanan dükkan hırsızlarının yüzde 5-25 ’inde kleptomani vardır” diye konuştu.

ÇALMA HASTALIĞININ EŞLİK ETTİĞİ PSİKOLOJİK HASTALIKLAR NELERDİR?

Çalma sorununun tek başına yaşanan psikolojik hastalık olmadığı yapılan çalışmalar sonucu ortaya konduğunu ifade eden Hürfikir, “Yapılan çalışmalarda, dürtüsel çalma sorununun tek başına yaşanan psikolojik hastalık olmadığını göstermektedir. Bu sorunu dile getiren kişilerde, dürtüsel çalma ile beraber psikolojik bir ya da birkaç sorunun olduğu görülür:, depresyon, yeme bozuklukları, , obsesif kompülsif bozukluk (Takıntı Hastalığı) -cinsel işlev bozuklukları, alkol ve uyuşturucu kullanımı, kişilik bozuklukları, dissosiyatif bozukluklar” şeklinde sıraladı.

Kleptomani'nin nedenleri ile ilgili olarak ise Hürfikir, şu bilgileri verdi: “Çocukluk döneminde yaşanan travmatik yaşantıların bu sorunun gelişiminde oldukça belirleyici bir etkendir. Çalma davranışını yapan kişi, travmatik yaşantıların etkisini ve oluşturduğu olumsuz duyguyu bastırmak için bilinçdışı bir çabayla bu semptomu geliştirebilir. Ebeveynlerinden yeterince sevgi ve ilgi göremeyen çocuklarda ,çevresi tarafından sürekli baskı gören ve hayatı başarısızlıklarla dolu geçen bireylerde görülebilmektedir. Kendini bir gruba ait hissetmeyen ve kendini yalnız gören bireyler hayatta bir yer edinebilmek için bu yola başvurabilirler. Ergenlik çağındakiler başkaldırı, arkadaşlara gösteri ya da arkadaşların baskısı gibi nedenlerle yapabilirler. Stresle baş etme yöntemlerindeki yetersizlikten de kaynaklanabilmektedir. Bu soruna sahip kişiler bu durumdan utandıkları için veya bunun hastalık olduğunu bilmediklerinden dolayı çok az bir oranda tedavi arayışına girerler."

Hastalığın tedavisi ile ilgili olarak ise Hürfikir "Her vakayı kendi içerisinde değerlendirmek önemlidir. Bu sorun dürtüsel bir bozukluktur ve altta yatan psikolojik sorunlara söz konusu olmaktadır. Kişinin geçmişi ve şu anı ile ilgili olumsuz olaylar saptanması ,bunlara yönelik uygun düşünce modellerinin geliştirilmesi ve toplumsal ilişkilerindeki uygunsuz savunma mekanizmalarının değiştirilmesini hedefleyen terapiler tedavide etkili olmaktadır. İlaç Tedavisi ise Dürtüsel hareketleri ve kaygı durumunu azaltmaya yönelik ilaç tedavileri de bu hastalığın tedavisinde etkili olmaktadır” şeklinde konuştu.

BEKİR KOCA/İHA