Perinçek: Kömür bile dağıtamayacaklar
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Antalya ziyaretinin son gününde 100. Yıl Park Restoran’da konuştu.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Antalyaziyaretinin son gününde 100. Yıl Park Restoran’da konuştu. Antalya’yı Atatürk Devrimi’nin ön cephesi olarak tanımlayan Perinçek, konuşmasında Davutoğlu’nun Tunceli konuşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Perinçek şöyle konuştu:
“Antalya’mızın değerli aydınları, değerli emekçileri, çiftçileri, sizleri böyle kararlı, zinde, ışıl ışıl görmek bizlere güven veriyor. Bugün Antalya’da Atatürk Devrimi’nin ön cephesindeyiz. Antalya, Atatürk Devrimi’nin ön cephesidir. Atatürk devrimine kastı olanlar önce sizi vurup geçecek, sizi vurmadan Atatürk’ü vuramazlar. Sizde o kararlılığı görüyorum. İstiklal Savaşı kararlığını görüyorum.
Değerli arkadaşlar, biz burada Atatürk devriminin ön cephesi olarak toplantı yaparken, Tunceli’de de AKP iktidarının Başbakanı Davutoğlu bir konuşma yapıyor. Konuşmasında Dersim olayları nedeniyle özür diliyor. Buradan Antalya’dan, Türkiye’nin her yerinden bu AKP iktidarının temsilcilerine şunu söylüyoruz.
Siz kim oluyorsunuz da Atatürk adına özür dilemeye kalkıyorsunuz? Kimsiniz siz?
Tunceli Üniversitesi’nin adını Munzur Üniversitesi yapacaklarmış. Siz kim oluyorsunuz da Tunceli’nin adını değiştirmeye kalkıyorsunuz? Siz kim oluyorsunuz?
Orada bir müze açacaklarmış. Dersim Müzesi…
Biz Ankara’da bir müze açacağız. Damat Ferit Paşa’nın yanına da Tayyip Erdoğan’la, Davutoğlu’nu koyacağız.
Cumhuriyeti yıkmaya kalkanların müzesini yapacağız, ibret olsun diye… Cumhuriyet Devrimini yıkmaya kalkanların sonu ne olur? Nasıl perişan olurlar?
İşte onun müzesini açacağız.
Değerli arkadaşlar, bu müzeyi bir masal, efsane gibi görmeyin. Bunlar, yani ABD’nin proje görevlileri, Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanları ve onların çevresindekiler yıkılıyorlar, yıkacağız!
Onlar Atatürk’le hesaplaşmaya kalktılar. Şimdi biz, onların iktidarını yıkacağız!
Borçlanma Ekonomisinin Sonuna Geldik
Borçlanma ekonomisinin sonuna geldiler. Davutoğlu, 11 bakanı ile yaptığı açıklamada iflası ilan etti. Artık borçlanma ekonomisini sürdüremezler. Türkiye’yi esnafıyla, çiftçisiyle, sanayici ve tüccarıyla birlikte borçlandırdılar. Vatandaş borç içinde. Hacizci kapıya geldi. Ormanları sattılar. ABD emirleriyle vatanı satma ve parçalama durumuna geldiler.
Borcu ödeme kabiliyetleri yok. Bu ekonominin yürümeyeceği, çarkın dönemeyeceği ortada. Dış ödemeler açığı ile ithalatta daralma olacağını, sanayide daralmalar olacağını, fabrika kapılarına kilit vurulacağını, işçilerin sokağa atılacağını kendileri gördüler ve bunun itiraflarını yapıyorlar. Kaçınılmaz olarak karma ekonomiye geçilecek. Yeniden Atatürk Cumhuriyeti’nin devletçi, halkçı ekonomisine geçilecek.
Yüce Divan Sandalyesine Oturacaklar
Dersim’de katliam yapıldığını iddia edenlerin, Cumhuriyet İle hesaplaşmaya kalkışanların, BOP görevlisi olarak Türkiye’yi PKK ile işbirliği yaparak bölmeye kalkanların yeri Yüce Divan sandalyesidir.
Seyit Rıza’nın, Şeyh Saitler’in heykelini dikmek, Güneydoğu’daki belediyeleri teröre teslim etmek Yüce Divanlık suçlardır. Türkiye’yi komşularla hasım hale getirmek Yüce Divanlık suçtur. Bunların hepsi Türk Ceza Kanunu’nda idamlık suç olarak tanımlanıyordu, şimdi ağırlaştırılmış müebbet. Biz bunları sonsuza kadar vatan düşmanı olarak, Atatürk düşmanı olarak onları mahkum edeceğiz.
Atatürk’ün Programına Sadakatsizliği Kabul Etmiyoruz
Birtakım arkadaşlar neden birleşmiyorsunuz, birleşme için ne istiyorsunuz sorularını soruyorlar. Bu birleşme mevki, makam, koltuk paylaşma ile olmaz. İşçi Partisi bir milletvekili şirketi değil, milli hükümeti kuracak öncü partidir. İşçi Partisi bir fedai partisidir. Biz pazarlık yapmıyoruz. Tek bir şartımız var, o şartta Atatürk’ün bize bıraktığı program. O program bizim tek şartımız. O programa sadakatsizliği kabul etmiyoruz. Seyit Rıza heykellerinin önünde Atatürk’e meydan okumayı kabul etmiyoruz. Kim onların yanında olursa uyarıyoruz, omuzlarını silkeliyoruz, kendine gel diyoruz.
Güneş, Su, Emeğin ve Ellerin Burada
Hükümet olacağız. Milli Hükümeti kuracağız. Paranın giriş-çıkışını kontrol edeceğiz, yani Özal’ın piyasaya sürdüğü “liberal olacağız, dünyaya açılacağız” anlayışını kabul etmiyoruz. Dünyaya açılacağız dediler, Türkiye’yi saman, pirinç, canlı hayvan ithal eden hale getirdiler. Biz gümrüklerimizi tekrar dikeceğiz. Tarımda, sanayide üreticimizi koruyacağız. Doların, altının fil gibi şişip bizim alın terimizi emerek gitmesine izin vermeyeceğiz. Kaynakların bu şekilde faize gitmesine izin vermeyeceğiz. Yatırıma yönlendireceğiz, paylaşmaya üretime yönlendireceğiz.
Biz dışarıdan ithal etmeyeceğiz, işte güneş işte su, emeğin, ellerin burada, üret diyeceğiz. Bunun hesaplarını yaptık. Türkiye bütçesinden 20 milyar dolar ayırdığınız zaman dışardan ithalata son verir, bundan 15 yıl önce olduğu gibi üreticinin karnını doyurur, üstünü giydiririz.
Bu ekonomiyi dış politika ile tamamlayacağız. Irak, İran, Lübnan, Mısır’la işbirliği yapacağız. Bölücü terör örgütünü temizleyeceğiz. Sınırlarımızda dikenli tel değil kardeşlik geçecek. ABD’nin bu bölgede ikinci İsrail kurmasına izin vermeyeceğiz. Bunları Suriye ile görüşüyoruz. İran, Irak, Mısır’la konuşuyoruz. İşçi Partisi olarak heyetlerimiz gidiyor ve görüşmeler yapıyor.
İşçi Partisi Güneydoğu ile Antalya’yı Birleştiren Partidir
Bu AKP gitmez, deviremeyiz, kömür makarna dağıtıyor diyenler var. Onların kömür dağıtacak ekonomisi kalmayacak. Krizi kendileri itiraf ediyorlar. Önümüzdeki döneme böyle bakmayalım. Bir karar dönemine giriyoruz. Çözüm gündeme geliyor. Somut olarak İşçi Partisi’nde toplanacağız. İşçi Partisi’ni güçlendirip büyüttüğümüz zaman başka ne varsa bir ayağa kalkma olacak. Herkes Türkiye’de esen rüzgarı hesaba katmak zorunda kalacak.
Değerli arkadaşlar, İşçi Partisi Güneydoğu ile Antalya’yı birleştiren partidir. Şimdi sizi, o birliği kuvvetlendirmeye çağırıyorum. Atatürk’ten kalan devrimin programını iktidar yapmaya çağırıyorum.
ulusalkanal.com.tr