Vatan Partisi'nin Genel Başkanlığına Doğu Perinçek seçildi
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek yeniden genel başkan seçildi. Vatan Partisi 10'uncu Olağan Kurultayı’nda yapılan seçimler sonucunda, Merkez Karar Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu üyeleri de belirlendi.
3 gün süren Vatan Kurultayı tamamlandı, Vatan Savaşına önderlik edecek yeni kurmaylar belirlendi.
Vatan Partisi 10'uncu Olağan Kurultay'ının sonuçlarına göre Doğu Perinçek yeniden genel başkan seçildi.
1227 delegeden 861'inin oy kullandığı seçimde Perinçek, geçerli 830 oyun tamamını aldı.
Seçimlerde 90'ı asil 20'si yedek olmak üzere 110 kişilik Merkez Karar Kurulu üyeleri de belirlendi. En yüksek oyu 766 oy ile Çağdaş Cengiz alırken, Cengiz'i 764 oyla emekli Albay Hasan Atilla Uğur, 754 oyla emekli Tümamiral Soner Polat takip etti.
Merkez KArar Kurulu üyelerini toplumun her kesiminden halk önderleri oluşturdu. Çok sayıda gencin yer aldığı listenin yaş ortalamasının düşük olması dikkat çekti.
Kıbrıs Kahramanı emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, emekli Tuğgeneral Süleyman Yüksel ve emekli Tuğamiral İlker Güven de Merkez Karar Kurulu listesinde yer aldı. Bu isimlerin yanı sıra, Mardin'de koruculuk yapmış Ahmet Aslan, Diyarbakır'da işveren Selahattin Gönül ile işçi önderi Mehmet Ali Tavukçu da Merkez Karar Kurulu üyesi seçildi.
Seçimlerde, 7 asil 3 yedek olmak üzere 10 kişilik Merkez Disiplin Kurulu da belirlendi.
Kurultayın son gününde Merkez Karar Kurulu üyelerinin adaylıklarını koymasının ardından Genel Başkan adayı Doğu Perinçek tarihi bir konuşmayla kurultayı kapattı.
Doğu Perinçek’in konuşması şu şekilde:
Bu kurultayda Türkiye’yi konuştuk. Kurultayımızda Suriye’yi, Irak’ı,İran’ı, Batı Asya’nınacı çeken insanlarını,bölgemizdeki yangınları ve dünyayı konuştuk. Bakınız başka partilerin kurultaylarına, gündemde Türkiye yok. Batı Asya, dünya, Toros Dağları’ndaki kartal, Diyarbakır’ın karpuzu, Aydın’ın yemişi, Ankara’nın keçisi, Trakya’nın domatesi, en önemlisi Türkiye’nin Hakkari’den Kırklareli’ne kadar o zengin gönüllü fedakar görmüş geçirmiş halkı yok.Diğer kurultayları görüyoruz; çelme takmak var, arkadaşın omzuna basmak var, kulis var, ayak oyunları çekişmeler bölünmeler sandalye atmalar var. Ama bu kurultayımızın ve geleneğimizin en güzel özelliği birbirimize gül yaprağından daha ağır sözlerin söylenmemesi. Burada ayrı fikirleri ortaya koyduk, ama hiçbir arkadaşımız başka bir arkadaşımıza gül yaprağından daha ağır bir söz söylemedi.
Kahraman Türk Polisi’ne güvenliğimizi sağladığı için teşekkür ederiz. Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne gösterdikleri özen nedeniyle teşekkür ediyor ve onların kahramanca bombaların üzerine atlayan fedakarlığını ve cesaretini kurultayımız adına selamlıyorum.
ATLANTİK’TEN AVRASYA’YA
Bugün anlaşılması gereken en önemli olay şudur: Türkiye 1945’te bağlandığı Atlantik sisteminden kopmakta ve Avrasya’ya doğru yönelmektedir. Geleceğimizi belirleyecek özellik budur. 2014 yılında Silivri duvarlarının yıkılması bu açıdan bir dönüm noktası.Silivri duvarlarının yıkılması basit bir hapishane duvarı yıkılması değildir. Türkiye’nin bileklerindeki kelepçeleri kırmasının başlangıcıdır. Bu dönüm noktasında Vatan Partisi önderliğinde o mücadeleye emek veren halk kitlelerimizin ve gençliğimizin imzası var!
Biz Vatan Partisi olarak Silivri’de savcılar yanımıza geldiği zaman duvarları yıkıp çıkacağız, FETÖ mensupları girecek dedik. O zaman bize gülüyorlardı. Sen hayal görüyorsun diyorlardı. Ama biz niçin Silivri zindanlarının yıkılacağını gördük. Türkiye’nin dinamiklerine, birikimine, kendimize,Türk Milleti’ne baktık, o zindanlarını yıkılacağını gördük. Şimdi bizim kaldığımız hücrelerde bizi tutuklayanlar kalıyor!
“EVVELA SOSYALİST OLMALI MADDEYİ ANLAMALI”
Şimdi de Türkiye’nin önünde neler olacağını görüyoruz. Çünkü hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir. Biz bilime dayanarak siyaset yapıyoruz. Bilim ne demek zorunlu olanı anlamak. Maddenin zorunluluklarını anlamak tahlil etmek. Hem toplumsal hem maddi bilimlerde böyle. Atatürk’ün daha 1905 yılında not defterine yazığı gibi “evvela sosyalist olmalı maddeyi anlamalı” diyoruz. Vatan Partisi de Türkiye’nin yaşadığı kültürel ekonomik sosyolojik süreçleri kavradığı için Vatan Partisi olmuştur.
BORÇLANMA DEĞİL ÜRETİM EKONOMİSİ
Türkiye bugün borçlanma ekonomisi nedeniyle bir batağın içerisinde. Kriz derinleşiyor. Çünkü Türkiye’nin önünde 200 milyar dolarlık sıcak para ihtiyacı var. Bunun altından kalkılması mümkün değil. Bugüne kadar Türkiye borçlanarak çarkı çevirmeye çalıştı. Ama geldiğimiz nokta bir çıkmaz. Onun için AKP’ninTürkiye’yi tek başına yönettiği yılların sonuna geldik. Artık onlar ekonominin çarkını çeviremez hale gelmiştir. Çarşılar fabrikalar kapanıyor, İşten atmalar yaşanıyor. Bu nedir, Cumhuriyet döneminin en derin krizidir. Böyle derin bir krizin içerisindeyiz.
Bizim Türkiye ekonomisini yeniden halkçılıkla,kamuculukla, üretim ekonomisiyle yönetme günlerimiz gelmiştir. Bu koşullar Türkiye emekçilerinin,sanayicilerin,üreticilerin ,tarihin gündemine girdiği koşullardır. Kriz dönemlerinde Türkiye yeni koşullara girer. Brecht “Büyük çözümler dar çıkmazlarda bulunur” diyor. Türkiye ekonomisi kör çıkmazda. Türkiye 1920 de olduğu gibi üretim ekonomisi ile düze çıkacak. Bu aynızamanda bir devrim programını ifade ediyor.
DÜNYANIN GELECEĞİNDE SÖZ SAHİBİ OLAN PARTİ, VATAN PARTİSİ’DİR
Türkiye sistem değiştirmenin sancılarını yaşıyor. Bu Türkiye’nin sistem değiştirmesidir. Türkiye emperyalist sistemin denetiminden kurtulma tekrar Kemalist sistemde olduğu gibi halkçı, komşularıyla ilişkiler içerisinde kamucu bir sisteme yönelmiştir.
Rus konuğumuz “Türkiye ile Rusya arasındaki dostluk dünyayı kurtaracaktır dedi. Türkiye Rusya dostluğu dünya dengelerini değiştiren dostluktur. Dünya halklarının, mazlumların, gelişen ülkelerin bulunduğu kamucu yeni uygarlığa yerleşmesidir. Biz Vatan Partisi olarak sadece Türkiye’nin değil dünyanın geleceğinde de söz sahibiyiz.
Partimiz uluslararası alanda dikkatle izlenen, tahlilleri siyasetleri incelenen ve birçok devlet ve partide de benimsenen bir parti olma noktasına gelmiştir. 1920lerde Mustafa Kemal Paşa ‘biz yalnız Anadolu’nun müdafaasıyla meşgul değiliz. Biz aynı zamanda bütün mazlum milletlerin kurtuluşu davasıyla mücadele etmekteyiz.’ demişti. Türkiye tekrar o rolü üstlenmiş bulunuyor. Bu rolü üstlenmiş olanlar da Vatan Partisi’ndedir.
DEMİR TAVINA GELMEKTEDİR!
Bu koşullar bize aynı zamanda kendi ülkemiz çapında hükümet kurumlarında bulunmak, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak gibi tarihsel süreçlerin önünü açmıştır. Bizim iktidar olmaktan söz etmemiz yenidir. Ancak bunun nesnel, siyasi ekonomik, dünya koşullarında geçerliliği vardır. Bizim partimiz demiri tavında döven demircilerin partisidir ve şimdi demir tavına gelmektedir. Vatan Partisi şunu tespit edebilmektedir. Artık Türkiye’yi tek başına Tayyip Erdoğanlar yönetemez!
Beşar Esad’a Putin’e sövdüler, özür dilemek zorunda kaldılar. Almanya’ya faşist diyorlar, Hollanda’ya ırkçı diyorlar. Bunlar hem gerçeklere dayanmıyor hemde onları yalnızlaştırıyor. Türkiye’ye yönelik emperyalist tertiplere fırsat veriyor.Terörle mücadeleyi bu siyasetlere sonunda kadar götürmek mümkün değil. FETÖ’ye karşıPKK’ya karşı mücadelede Vatan Partisi’nin siyaset ve stratejilerine ihtiyaç var!
GÜÇLÜ MECLİS GÜÇLÜ HÜKÜMET
Önümüze AKP iktidarı Türkiye’yi tek başına yönetemez ama Türkiye’nin önünde Tayyip Erdoğan’a düşmanlık yapan bir hükümet seçeneği de yoktur. Şu tarihsel süreçte Vatan Partisi’nin önderlik iddiasının en kanıtlayıcı tavrı budur. Bir atanmışlar rejimi ile güçlü cumhurbaşkanlığı adı altında güçsüz ekiplerle Türkiye’nin sorunu çözülemez. Milletten güç alan güç bir meclis ve güçlü bir hükümet ile sorunları çözeriz!
Türkiye bugün bir vatan savaşında. Amerika’nın üzerimize sürdüğü piyonlara karşı bölücü terör örgütü PKK, FETÖ ve dolaylı olarak Amerika’ya karşı savaş veriyoruz. Biz Amerika’ya PKK ve FETÖ’ye karşı milletçe bir savaş verirken Tayyip Erdoğan’ın kendisi Türk milletinin düşmanı konumunda mıdır, nerededir? Bize düşman mı, nerede?
TAYYİP ERDOĞAN’IN EN BÜYÜK DÜŞMANI ABD
Geçmişten kalan hatıralar, öfkeler kinlerle, değil bugünün gerçekleriyle saptayacağız. Erdoğan 24 Temmuz 2015 ten itibaren PKK’nın üzerine yürüyor. 1453’teki mevzilenmede değiliz, 2013’te de değiliz. Gün bugündür. Bugünkü duruma baktığımızda Tayyip Erdoğan PKK ile savaşıyor.
Türk Ordusu’nun yenilmesini isteyenler, Amerika bizimde altımıza bir koltuk koyar belki diyenler var. Adlarını anmayacağım. Ama Erdoğan PKK’ya karşı savaşıyor. Ne yapacaksınız? Düşmanlık mı yapacaksınız?
Bizi içeri atanlar ikiye bölündü. Erdoğanlar FETÖ ile bağlarını kopardı. Türkiye FETÖ’nün yargıdan, polisten, askerden ve diğer devlet kurumlarından ve toplumdan temizlenmesi sürecine girdi. Vatan Partisi’nin görevi bu süreci ilerletmek geliştirmek ilerlemesini sağlamak.
Bakın Tayyip Erdoğan yönetimi bugün Şangay işbirliği yönetiminden, Rusya’yla ilişkilerini geliştirmekten bahsediyor. Biz Rusya ile bugün silah arkadaşı olduk. Suriye’de birlikte askeri hareketler yürütülüyor. Bunlarda Tayyip Erdoğan yönetimizamanında oldu. Bugün Erdoğan’a en çok ABD düşman.
Aynı zamanda Kız-erkek okulların ayrılması, Abdülhamid, Lozan… Bunları gören karşısında dikilen bir Vatan Partisi var. Onları da görüyoruz ve orada en kararlı tavırları alıyoruz.
GÜNEYDOĞU’DA ÇİÇEK AÇTIRAN PARTİ, VATAN PARTİSİ
Bu partinin en büyük ümidi, başarısı Güneydoğu örgütlerimizin çiçek açar gibi kurulmasıdır. Silopi’den, Şırnak’tan,Mardin’den, Van’dan, Hakkari’den İran sınırından arıyorlar. Vatan Partisi Hakkari ile Edirne’yi birleştiriyor.
Vatan savaşının en büyük gerçeği devletin ve milletin bütün güçlerini seferber etmektir. Karşımızdaki güçler büyüktür. Türkiye’nin ABD’ye karşı duran, durma kabiliyeti olan bütün kuvvetleri bir araya gelmelidir.
VATAN PARTİSİ, ERGENEKONDAKİ DEMİRCİNİN PARTİSİDİR!
10. Genel Kurultay ile Vatan Partisi tarih yapan bir parti konumuna gelmiştir. Burada bize karşı yürütülen psikolojik savaşa göğüs geriyoruz. Kendimize güveniyoruz, yaptıklarımıza güveniyoruz. Biz hesap kitap partisiyiz, matematikçiyiz. Aynı Atatürk’ün İstiklal Savaşı’na başlarken yaptığı gibi. Biz buradan Türk Milleti olarak büyük bir zaferle çıkacağız. Bağımsız ve başı dik Türkiye’yi, üreten Türkiye’yi kuracağız. Çiftçilerin, üzümcülerin, buğdaycıların,portakalcıların, domatesçilerin, tezgah başında çalışanların, petrolde, demirde, fabrikada iş yapanların Türkiye’sini kuracağız. Bütün mesele bu birikimin başına geçmektir.
Vatan Partisi Ergenekon’daki demircinin partisidir!Sevginin partisidir. Bizim maddi yoksunluk değil problemimiz, biz sevgide yoksunluk kabul etmiyoruz. Vatan Partisi gönlü zengin olanların, namusun, fedakarların, vericilerin partisidir! Vatan Partisi Türkiye’nin zenginliklerini kenarda köşede paylaşma sistemini yıkmak için geliyor. Almak için birleşenlerin değil, vermek için birleşenlerin partisi. Vatanımıza milletimize emeğimizi birikimimizi vermek için birleştik! Canını verenlerin partisidir Vatan Partisi. Buradan umut, iyimserlik çıkar. Çalışmak iyimserliktir. Her işin başında iyimserlik vardır! İyimserlik kalkarsa insanlık kalmaz, insanlığın başlangıcı projedir. Proje iyimserlik demek. Tohumu attığın zaman birşeyin yeşereceğini bildiğin için tohumu atarsın. Karamsarlık Vatan Partisi’nin baş düşmanıdır! Karamsarlık namustan vazgeçmektir, teslim olmaktır. Vatan Partisi teslim olmayacak!
Seçilecek olan Merkez Kurulumuzla Türkiye’yi güzelleştireceğiz. Sanatımızla kültürümüzle boyamızla güzelliklerin Türkiye’sini yaratacağız!
ulusalkanal.com.tr