Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısı davası
Terör örgütü DEAŞ'ın gerçekleştirdiği terör saldırısıyla ilgili 36'sı tutuklu, 4'ü firari 46 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması tamamlandı
Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016'da 46 kişinin yaşamını yitirdiği ve 163 kişinin yaralandığı, terör örgütü DEAŞ'ın gerçekleştirdiği terör saldırısıyla ilgili 36’sı tutuklu, 4'ü firari 46 sanığın yargılandığı davada, mahkeme tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı'nın Konferans Salonu'nda yapılan 4. duruşmaya, 34 tutuklu, 1 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı. Yabancı uyruklu sanıklar için Rusça ve Arapça tercümanlar da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada söz verilen müştekilerden Cevriye Haznedaroğlu, "Oğlum Yusuf'u kaybettim. Yapanlardan, yaptıranlardan şikayetçiyim." dedi.
Müşteki Gülşen Koç da "Hüseyin Koç'un annesiyim. Allah'a imanı olmayan kafirlerin en ağır cezayı almasını istiyorum. Sokaklarda ekmek topladım, oğlumu devlet memuru, öğretmen yaptım. Şikayetçiyim." diye konuştu.
Diğer söz alan müştekiler de sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.
Söz verilen sanıklar, saldırıyla bir ilgilerinin olmadığını iddia etti. Sanıklar, neden tutuklu olduklarını bilmediklerini, adalet beklediklerini söyleyerek, tahliyelerini ve beraatlerini talep istedi.
Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu avukatı Yüksel Gökçe, saldırıda 3 Suudi Arabistan vatandaşının öldüğünü, 33'ünün de yaralandığını aktararak, "Şikayetimiz devam ediyor. Biz burada küçük, lokal bir örgütten bahsetmiyoruz. Tabii ki burada sanıklar suçlamaları reddedip birbirlerini tanımadıklarını söyleyeceklerdir. Tabii ki inkar edecekler çünkü bu küçük bir örgüt değildir, uluslararası bir örgüttür.
Atatürk Havalimanı saldırısı, ciddi ve planlı bir saldırıdır. Annelerin yürekleri yanmış, ailelerin ocakları sönmüştür. Sanıkların tahliye olduğunda yüz ameliyatı ya da sahte pasaportla yurt dışına kaçma ihtimalleri vardır. Ben sanıkların tutuklu yargılanmalarını talep ediyorum. Davaya katılma talebinde bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Salonda bulunan müştekiler, avukatın talep konuşmasını alkışladı.
Söz alan sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerini istedi. Avukatların taleplerle ilgili söz aldığı sırada bir müşteki "Siz bu insanları nasıl savunuyorsunuz?" diyerek tepki gösterdi.
Mahkeme başkanının, tepki gösteren müştekinin dışarı çıkarılmasını istediği sırada, başka bir müşteki de "Çocuğunu kaybetmiş, tepkisi normal değil mi?" dedi. Bu sözler üzerine mahkeme başkanı, tepki gösteren müştekinin salonda kalmasına karar verdi.
Taleplerle ilgili görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, davaya katılma talebinde bulunan müştekilerin suçtan zarar görmelerine binaen taleplerinin kabulünü, esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için dosyanın kendisine gönderilmesini ve tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesine karar vererek, tüm tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmetti.
Duruşma, 12 Mart'ta Silivri'de görülmek üzere ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca terör örgütü DEAŞ'ın Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısına ilişkin hazırlanan 262 sayfalık iddianamede, 46 sanık yer alırken, terör saldırısında yaralanan 163 kişi ile malına zarar verilen 44 kişi "müşteki" sıfatıyla bulunuyor.
İddianamede, Atatürk Havalimanı'na yönelik 28 Haziran 2016'da gerçekleştirilen saldırılarda, sanıkların o günkü ulaşım ve iletişim bilgilerine yer verilirken, eylemcilerin taksiyle havalimanına ulaştıkları ve taksi şoförüyle ulaşım için pazarlık yaptıkları, intihar bombacısı Vadım Osmanov ve Rakhım Bulgarov'un, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali gidiş katına geldikleri, şüphelenen polisin şahısları durdurmaya çalıştığı kaydediliyor.
İddianamede, "Bir polis memurunun sanık Bulgarov'u kontrol amaçlı durdurması üzerine Bulgarov ateş açmış ve bu noktada üzerindeki bombayı patlatmıştır. Dış hatlar gidiş kapısından giren Osmanov ile kimliği tespit edilemeyen bir başka şahıs ise iki ayrı noktaya ayrılmış, kimliği tespit edilemeyen şahıs, uzun namlulu silahlarla güvenlik noktasına ateş açmış, vurulunca da üzerindeki bombayı patlattığı anlaşılmıştır. Osmanov ise yürüyen merdivenleri kullanarak yolcu karşılama salonuna yönelmiş ve üzerindeki bombayı patlatmıştır." ifadelerine yer veriliyor.
Canlı bomba eylemini gerçekleştiren sanıkların Atatürk Havalimanı'ndaki keşif görüntülerinin güvenlik kameralarına yansıdığı belirtilen iddianamede, canlı bomba eylemini gerçekleştiren saldırganların, olaydan önce 3 Haziran, 8 Haziran ve 23 Haziran 2016'da Atatürk Havalimanı'na gelerek keşif yaptıkları, sanıklardan 16'sının Rus vatandaşı, diğerlerinin ise Çeçenistan, Cezayir, Tunus, Mısır, Suriye ve Türk vatandaşı olduğu anlatılıyor.
İddianamede, sanıkların "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" ve "tasarlayarak öldürme" suçlarından 46 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. İddianamede, sanıkların ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma", "terör örgütü kurma ve yönetme", birden çok "tasarlayarak öldürmeye teşebbüs etme" ve birden çok "nitelikli mala zarar verme" suçlarından toplam 2 bin 132 yıl ile 3 bin 342 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.