'Almanya, Türkiye'nin aleyhine faaliyette bulunanları himaye ediyor'
Adalet Bakanı Bozdağ, "Türkiye'nin aleyhine kim ne faaliyette bulunursa Almanya, o faaliyette bulunanları himaye eden bir yaklaşım içinde." dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Almanya'da destek gördüğünü belirterek, "Türkiye'nin aleyhine kim ne faaliyette bulunursa Almanya, o faaliyette bulunanları himaye eden bir yaklaşım içinde." dedi.
Bozdağ, AA muhabirine gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturmalarla ilgili bir soru üzerine Bozdağ, darbe teşebbüsünün FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in emir ve talimatları doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki örgüt üyelerince gerçekleştirildiği yönünde herhangi bir şüphe olmadığını, elde edilen delillerin de bu tespiti doğruladığını ifade etti.
Bozdağ, darbe teşebbüsüne ilişkin İzmir'de ve Denizli'de davalar açıldığını hatırlatarak, yürütülen diğer soruşturmalarla ilgili de davaların ilerleyen günlerde açılacağını dile getirdi.
FETÖ'nün darbe teşebbüsüne ilişkin davaların toplu açılması yerine ayrı ayrı görülmesi yönünde bir eğilim olduğuna dikkati çeken Bozdağ, Polis Özel Harekat Daire Başkanlığında, TÜRKSAT'ta, Genelkurmay Başkanlığında, TBMM'de, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ve Boğaziçi Köprüsü'nde yaşananlar için ayrı davalar açılmasının söz konusu olduğunu aktardı.
Adalet Bakanı Bozdağ, "Önümüzdeki günlerde bu davaların çoğunun açılacağını tahmin ediyorum. 2017 yılının bu davaların Türkiye'de görüldüğü, karara bağlandığı bir yıl olacağını değerlendiriyorum." dedi.
"Almanya, Türkiye aleyhine faaliyette bulunanları himaye ediyor"
Almanya'nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth'un, Türkiye'deki "tüm muhalif zihniyetler" ile dayanışma içinde oldukları ve ülkesine iltica başvurusunda bulunabileceğine ilişkin açıklamasının sorulması üzerine Bozdağ, Almanya'nın, Türkiye aleyhine pek çok terör örgütünün rahat faaliyette bulunduğu bir ülke olduğuna dikkati çekti.
PKK'nın, DHKP-C'nin ve aşırı sol örgütlerin Almanya'da hem destek bulduğunu hem de rahat bir şekilde faaliyetlerini yürüttüğünü ifade eden Bozdağ şöyle devam etti:
"Fetullahçı Terör Örgütü aynı şekilde Almanya'da destek görüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Dışişleri Bakanımız ve bütün Türk yetkililer Alman yetkililer ile görüştüğü zaman bunu çok açık net şekilde kendilerine ifade ediyor. Cumhurbaşkanımız, kendilerine 4 bin 500 dosya verdi. Bunlarla ilgili yargı süreçleri, o ülkelerin takibi ve diğer işlerin yapılması için kendilerinden ricada bulundular. Ama alınan mesafe ne derseniz, alınmış bir mesafe maalesef yok. Türkiye'nin aleyhine kim ne faaliyette bulunursa, Almanya o faaliyette bulunanları himaye eden bir yaklaşım içinde."
Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un hakkında yakalama kararı bulunan Can Dündar'ı Bellevue Sarayı'nda kabul ettiğini hatırlatan Bozdağ, "Bunun bir anlamı, mesajı var. Herkes bu anlamı anlayacak, bu mesajı algılayacak bir zekaya sahip. Herkes görüyor bunu." diye konuştu.
Bozdağ, Almanya'nın Türkiye ile ilişkilerini iki ülkenin çıkarları ekseninde yürüttüğünde, bunun iki ülkenin menfaatine olacağını belirterek, "Türkiye'nin aleyhine, teröristlere, Türkiye'de suç işlemiş olan herkese kucağını açarsa elbette bu Almanya-Türkiye ilişkilerine büyük zarar verecektir. Türkiye'nin içişlerine karışmak ne Almanya'nın başbakanının ne cumhurbaşkanının ne bakanlarının ne de başka bir Alman yetkilinin yapabileceği bir iş değildir. Bunu Türkiye'nin kabul etmesi söz konusu değildir. Türkiye buna da izin vermez." değerlendirmesini yaptı.
"Onlar hangi teröriste sahip çıkarsa çıksın o onların kendi bileceği iş. Egemen bir devlet sonuçta" diyen Bozdağ, ancak Türkiye'nin de egemen bir devlet olduğunu ve aleyhine işler ve gelişmeler karşısında alacağı tutumu kendisinin belirleyeceğinin altını çizdi.
"Almanya'nın yaptıkları ortada"
Firari savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'ya ilişkin bir soru üzerine de Bozdağ, şunları kaydetti:
"Zekeriya Öz, Celal Kara ve diğer FETÖ'cülere ilişkin bizim taleplerimiz Almanya tarafından bugüne kadar karşılanmadı. 'Yerini bilmiyoruz' şeklinde değerlendirmeler de oldu ama adres, yeri kendilerine de iletiliyor. Bu noktada Türkiye'nin beklentileri ortada, Almanya'nın da yaptıkları ortada. Ben Almanya'da devlet aklının bu kadar farklı bir noktada olduğu dönemi şimdiye kadar görmedim. Umarım ki Almanya'daki yöneticiler, terör örgütlerine destek, lojistik sağlamak yerine güçlü Türkiye devleti ile işbirliğinin kendileri için daha hayırlı ve yararlı olduğunu daha fazla gecikmeden görürler."
Bozdağ, Zekeriya Öz'ün Almanya'nın himayesinde hayatını sürdürdüğünü dile getirdi.
Başkanlık sistemi
Adalet Bakanı Bozdağ, başkanlık sistemine ilişkin de "Sayın Başbakanımız açıkladı, 'Bu hafta siyasi partilerle bu konuyu görüşeceğiz' dedi. Ondan sonra TBMM gündemine gelecek, tahmini TBMM gündemine geldikten sonra daha konuşabiliriz." ifadesini kullandı.
Partiler arası görüşmelerin kısa süreceğini tahmin ettiğini aktaran Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben uzun süreceğini tahmin etmiyorum. Çünkü herkes ne istediğini, ne söylediğini gayet iyi biliyor. Başkanlık sistemine Türkiye'nin geçmesi için bunun tarihi bir imkan olduğunu düşünüyorum. Türkiye artık bu tartışmayı daha fazla yaşayamaz, bu tartışmaya noktayı koymak gerekir. Sayın Bahçeli'nin açıklamalarıyla başlayan süreç, esasında bu tartışmaya nokta koymalıdır. Halkımız başkanlığı kabul ettiğinde bu iş bitmiştir, reddettiğinde de bu iş bitmiştir.
Her iki sonuçta da kararda da Türkiye artık bu tartışmayı gündeminden çıkartacak ve yeni gündemlere odaklanacaktır. Halka sorduğumuzda, halkımızın başkanlığa 'evet' diyeceğine inanıyorum. Çünkü krizden, kaostan, koalisyondan bu millet çok çekti. Artık siyasette, seçimlerin belirsizlik doğurmasını insanlar istemiyor. Sandıktan iktidar kimse çıksın. ABD'de seçim oldu, iktidar belli oldu. Koalisyon olsaydı, aylarca konuşulacaktı. Başkanlık sadece sandıktan çıkıyor, sandıktan istikrar çıkıyor."
Bilirkişilik Kanunu
Bozdağ, bir soru üzerine, TBMM'de kabul edilerek yasalaşan Bilirkişilik Kanunu'nun Türkiye'de büyük bir reformu yerine getirdiğine işaret etti.
Bilirkişilikle ilgili kuralların başka başka kanunlarda yer aldığını anımsatan Bozdağ, ilgili kuralların tek bir kanunda birleştirildiğini anlattı.
Bütün bilirkişiler için ortak kurallar konulduğunu bildiren Bozdağ, bunların uygulanmasını sağlamak amacıyla Bilirkişilik Bölge Kurulları oluşturduklarını vurguladı. Bozdağ, şunları kaydetti:
"Bilirkişilikle ilgili müeyyideler getirdik. Eskiden bir bilirkişi yanlış yaptığı zaman neredeyse müeyyidesi yoktu. Hapis cezası da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında ya da para cezasına çevrilmesi, ertelenmesi kapsamında bir cezaydı. Yanlış yapan için de ciddi bir müeyyide sistemi yoktu. Şimdi hapis cezasını çok ciddi şekilde artırdık öte yandan da görevini kötüye kullanan, yasaların verdiği hakkı, hukuku yanlış yönde ifade eden kişilerin bilirkişilik sertifikaları iptal edilecek ve Türkiye'de bir daha bilirkişilik yapamayacaklar."
"Dosya sayısına kota getiriyoruz"
Bilirkişilerde çok sayıda dosya bulunduğuna dikkati çeken Bozdağ, bir yılda bir bilirkişiye yaklaşık 3 bin 777 dosya geldiğini bildirdi. Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:
"Bir bilirkişi 3 bin 777 dosyayı bir senede okuyup, her birisi hakkında rapor yazabilir mi? Yazamaz. Ne yapıyor, 'imzacı bilirkişilik' dediğimiz bir sistem var. Bir büro tutuyor orada da bazı kişileri çalıştırıyor. Onlar rapor hazırlıyor, büronun patronu da altına imzayı atıyor. Bu usulle de hiç incelemediği bir konuda kanaat bildirmiş oluyor. Bu da çok büyük sakınca. Buna da son veren bir adım atıyoruz. Çünkü kota getireceğiz. Bir kişiye gidecek dosya sayısını azami bir sayıyla sınırlayan bir adım atacağız."