Asya Pasifik’te yeni cephe: Hint-Pasifik Komutanlığı

Cem Gürdeniz yazdı: Asya Pasifik’te yeni cephe: Hint-Pasifik Komutanlığı

Asya Pasifik’te yeni cephe: Hint-Pasifik Komutanlığı

30 Mayıs 2018 günü Pearl Harbour/Hawaii’de bulunan Amerikan deniz ana üssünde icra edilen bir törenle, adada bulunan (PACOM) Pasifik Komutanlığı’nın adı (INDOPACOM) Hint-Pasifik Komutanlığı’na dönüştürüldü. Halen 400 bine yakın askeri personele sahip, denizci karakteri ağır basan söz konusu komutanlık İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1947 yılında kurulmuştu. Pasifik Komutanı Oramiral Harry Harris, aynı törende emekliye ayrılarak yerine Oramiral Davidson getirildi. Çin ve Rusya’ya karşı şahin görüşleri ile bilinen Amiral Harris aynı hafta Güney Kore Büyükelçiliği’ne atandı. Oramiral Davidson da geçen aylarda Senato’da verdiği ifadede Çin Donanması’nın Güney Çin Denizi’nde ABD Donanması’nı alt edebileceğini belirterek kamuoyunun dikkatini çekmişti.

ÇİN-ABD RESTLEŞMESİ DEVAM EDİYOR

Trump Hükümeti, 21. yüzyıl jeopolitiğini etkileyecek önemli kararları almaya ve bu kararlara uygun yöneticileri kadrolarına atamaya devam ediyor. CIA Başkanı, Savunma ve Dışişleri Bakanları ile Milli Güvenlik Danışmanı gibi askeri güç kullanılma kararlarında en etkili isimlerin Çin ve Rusya ile çatışma beklentisi ve neredeyse teşviki içinde olan kişilerden seçilmesi dikkat çekiyor. Bu beklentinin askeri endüstrinin de işine geldiğini söylemek abartı olmaz. Diğer yandan ABD, yükselen Rus ve Çin askeri gücü karşısında yeni meydan okumalarla karşı karşıya kalıyor. Zira başta Çin olmak üzere her iki devlet 2000’li yıllardan itibaren askeri yatırım ve savunma harcamalarını arttırdı. Askeri ARGE’de kuvvet çarpanı etkisi yaratacak yeni silah sistemlerini hayata geçirdiler. Çin, 20. yüzyıldaki Çin değil. Rusya askeri alanda Soğuk Savaş’ın en güçlü dönemlerini aratmayacak yapılanma içinde. Avrasya adasının doğusunda Çin, güçlü Rusya’yı yanına alarak Pasifik’teki ABD liderliğindeki bloğa meydan okuyabiliyor. Çin Donanması’nın 320 savaş gemisi, 57 denizaltı ve özellikle 2 bin 500 mil menzile sahip DF 21/CSS 5 tipi gemiye karşı balistik füze sistemleri ile artık Avrasya adasının doğusu, savaş zamanında ABD için son derece riskli ve tehlikeli bir bölgeye dönüştü. Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi (OBOR/BRI) ile birlikte deniz gücüne üsler zinciri eklemesi paralel ilerliyor. Bu zincir, Çin’i uzak denizlere taşıyor. Bu kapsamda Çin, Pasifik ve Hint okyanuslarında, Bangladeş, Myanmar, Sri Lanka, Şeyseller, Pakistan ve Cibuti’de temin ettiği lojistik üsler üzerinden donanmasının harekât çapını genişletiyor.

HİNDİSTAN KİLİT ÜLKE

ABD’nin geçen yıl içinde deklare ettiği “Büyük Güçler Rekabeti” sisteminin deniz jeopolitiğinde artık yeni arayışlar öne çıkıyor. Denizde vekalet savaşı yaşanamıyor. Zira donanma gücü oluşturmak piyade gücü oluşturmaya benzemiyor. Donanma güçlerinin ittifakı artık her dönemden daha büyük önemde. İşte bu bakış açısıyla ABD’nin Pasifik Komutanlığı’nın adını değiştirmesi çok güçlü mesajlar içeriyor. ABD küresel kontrol ve erişim için oluşturduğu altı cephe komutanlığının en büyüğü olan; dünya deniz ve okyanus alanlarının yarısından fazlasını; dünya nüfusunun yarısını kaplayan Pasifik Komutanlığı’nın adına, söz konusu sorumluluk alanını değiştirmeden Hint Okyanusu’nu ekleyerek iki mesaj veriyor. Birincisi 21. yüzyılda başat güç kalmaya devam etmeyi hedeflediği Pasifik Okyanusu’nun kaderini, Hint Okyanusu’ndan ayırmıyor. İkincisi Hindistan’ı yanında görmek istiyor. Birincisi için işlerin eskisi kadar kolay olmayacağını söyleyebiliriz. Ancak ikincisi için aynı yorumu yapmak kolay değil. Bu kritik aşamada Hindistan’ın 21. yüzyıldaki jeopolitik saflaşması dünyanın geleceğini belirleyecek önemde olduğunu hatırlatalım. ABD Hindistan’ı yanına çekebilmek ve Çin’in Hint Okyanusu’ndan da çevrelenmesini sağlamak için önemli hamlelerine devam ediyor.

ABD’NİN PASİFİK HAMLELERİ

Pasifik Komutanlığı’nın isim değişikliği 30 Mayıs 2018’de gerçekleşti. Bu gelişmeden 8 gün önce (22 Mayıs) ABD Deniz Kuvvetleri dünyanın en büyük deniz tatbikatı olan RIMPAC Tatbikatı’na önceden davet edilen Çin’in davetinin geri alındığını ilan etti. Bu karardan beş gün sonra (27 Mayıs 2018) Güney Çin Denizi’ndeki Xisha Adasının karasularından iki Amerikan muhribi geçirildi. 12 gün sonra (12 Haziran 2018) Singapur’da Kuzey Kore-ABD detantı gerçekleştirildi. 8 Haziran 2018’de Japonya, ABD ve Hint savaş gemileri Pasifik Okyanusu’nda Guam Adası’nda bir araya gelerek “Malabar 2018” deniz tatbikatını başlattı. Bu tatbikat serisi ABD ve Hindistan arasında 1992 yılından bu yana devam ediyor. Ancak geçen sene yapılan tatbikatla birlikte bu yılın tatbikat senaryoları Çin’i hedef alacak bir yapıya dönüştü.

HİNT-ÇİN REKABETİ TEŞVİK EDİLİRKEN

Hindistan’ın Pakistan ile Keşmir, Çin ile Güney Tibet sınır sorunları var. Bu sorunlar nedeniyle her iki ülkeyle değişik zamanlarda savaştılar. Hindistan, Çin’in OBOR projesinden rahatsız ABD, bu durumu Hindistan’ı kendi yanına çekmek için kullanıyor. Örneğin, 2005 yılında Hindistan ile nükleer teknoloji alanında işbirliği antlaşması imzaladı. Böylece ABD, kendi iradesi dışında nükleer güç sahibi olan bir ülkenin bu statüsünü tanımakla kalmadı, aynı zamanda işbirliğini geliştirdi. Diğer yandan Hindistan’ın deniz gücü yeteneği ile Çin’e bir endişe kaynağı yaratması ABD’nin nihai hedefidir. Malabar serisi tatbikatlara bu gözlükle bakmak gerekir. Dolayısıyla Hindistan, ABD’nin Asya Pasifik’e yönelik stratejisinde en önemli ülkelerin başında gelmektedir. Hindistan Donanması, Çin’in dış ticaretinin önemli bölümünün geçtiği Malakka Boğazı’nı, arkasında ABD desteği olduğu sürece batı yönünden kontrol altına alabilir (Bunu tek başına gerçekleştiremez). Bu nedenle ABD’nin önümüzdeki dönemde en büyük hedefi Hindistan’ı yanına tam çekmek ve onun bağlantısızlık ilkesini zamanın ruhu paralelinde değiştirmek ve özellikle silahlanmada Rusya’dan uzaklaştırmak olacaktır.

YENİ PASİFİK CEPHESİ ÇİN’İ CAYDIRMAZ

Çin bu hamlelerle geri çekilir mi? Hayır. Zira Güney Çin Denizi 1,3 milyarlık bir devin nefes borusudur. Bu borunun kapatılması veya sıkılması söz konusu olduğunda Çin’in bekle ve gör politikası uygulamayacağı açıktır. İkinci Dünya Savaşı’nda Japonya’ya uygulanan strateji büyük bir kara gücü ve her geçen gün küresel denizgücüne dönüşen olan Çin’e kolayca uygulanamaz.

Cem Gürdeniz / Aydınlık