'Biz affetsek dahi tarih affetmeyecektir'
Yargıtay kararıyla tahliye olan 88 kişiden biri de Deniz Kurmay Albay Bora Serdar oldu. Serdar Aydınlık'a özel kaleme aldığı açıklamada, "Bizlere dostluk ve sevgi bağlarını koparmış silah arkadaşlarımızı bugünden sonra biz affetsek dahi tarih asla affetmeyecektir" dedi. İşte Serdar'ın o yazısı:
Derya Derviş
Asılsız ve yalan dolan senaryolar üzerinden 2010 yılının Ocak ayında “Darbe yapacaklardı.” haberlerinin yandaş basında manşetten yer alması sonrası Beşiktaş’ta başlayan ve Silivri mahkeme süreci ile birlikte “haksız seri tutuklamalar ve hüküm kararı” ile yaklaşık dört yıldır siyasetin gölgesinde devam eden “Asrın İftirası Balyoz Davası” serüveni Yargıtay’ın bugünkü kararı ile sona ermiştir.
Akıllara durgunluk veren mesnetsiz ve bir o kadar ahlaksız iddialar üzerinden bilime inat yapılan önyargılı ve taraflı yargılama neticesinde hiçbir maddi delil göstermeksizin verilen hükmün, temyiz sürecinde savunmanlarımızca dile getirilen binlerce sahte delilin yanı sıra usul ve esasa yönelik hata ve çelişkiler adeta göz ardı edilerek, “Yüce Mahkeme” tarafından onaylanmış olması toplumun “adalet” beklentisini ve özlemini boşa çıkarmıştır.
Anlaşılan o ki, sahte dijital delillerin yanı sıra, ne ulusal/uluslararası kuruluşların verdiği bilimsel görüşler, ne de Avrupa Birliği İlerleme Raporlarında davaya ilişkin dile getirtilen endişeler, ne de BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubunun Balyoz Yargılamasında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin “keyfi tutuklama, adil yargılanma ve savunma hakkına” dair üç maddesinin ihlal edildiğine hükmeden kararı Yüce Mahkeme tarafından dikkate alınmamıştır.
Masumiyetimiz tüm çıplaklığıyla ortada dururken, tüm sanıklar için beraat haricinde alınan her türlü kararın, hukuki gerekçelerle açıklanabilir hiçbir elle tutulur tarafı olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olma vasfını yitirdiğine ve devlete olan güven duygusunun sarsıldığına şahit olduğumuz bugün Türk hukuk tarihine “kapkara” bir leke olarak geçmiştir.
Vicdanların kökertilerek kin, nefret ve intikam duyguları ile çıkılan “vatana ihanet” seyrinde, “iftira” rüzgârını arkalarına alarak “hukuksuzluğa, haksızlığa ve adaletsizliğe” yelken açanların alınan bu kararı Türkiye Cumhuriyetinin geleceğine ipotek koyma adına “Yetmez ama, evet” diyerek memnuniyetle karşıladıklarını görür gibiyim.
Bu haksız süreçte; bir tarafta komplo tezgâhında çalışan kimliği yitik vatan hainleri, bir tarafta ise iftiraya ve hukuksuzluğa kurban giden vatanseverler varken, sağduyu ve duygudaşlık yeteneği yüksek, adalet, hak ve hakikat adına nice insanlar yetiştirmiş Türk milletinin “demokrasi” oyununa gelerek yargı yoluyla işlenen bu insanlık suçuna karşı sessiz kalması ise maruz kaldığımız hukuksuzluğun acısını daha da artırmıştır.
Balyoz lokomotifliğinde Ergenekon, Askeri Casusluk ve Poyrazköy davaları ile başta Deniz Kuvvetleri olmak üzere TSK’nin tasfiye edildiği bu süreçte, kendini ulusun hizmetine adamış ve bağlı olduğu kurumun yüce değerlerine yeminle bağlanmış Atatürk’ün laik ve demokratik Cumhuriyetine sadık Mustafa Kemal’in askerleri esir alınırken, hukuka saygı adına suskun kalmayı erdemlik sayan ve “Haksızlıklar karşısında eğilmeyiniz; çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz” özdeyişini algılamaktan uzak, bizlerle dostluk ve sevgi bağlarını koparmış silah arkadaşlarımızı bu günden sonra biz affetsek dahi tarih asla affetmeyecektir.
Kalbimize ve zihnimize kazıdığımız “Atatürkçü” düşünceden aldığımız güçle tüm haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı bugüne kadar yürüttüğümüz “adaleti arama ve aydınlık günleri yakalama” direnişimiz, zulme karşı içimizde büyüttüğümüz isyan duyguları ile birlikte bundan sonra da aynı kararlılıkta devam edecektir.
Saygılarımla.
BoraSERDAR
Deniz Kurmay Albay
ulusalkanal.com.tr