Fatih Altaylı’ya Yanıt ve Düzeltme
Sayın Fatih Altaylı’nın 17 Temmuz 2020 tarihinde Habertürk'te yayınlanan "Mezara kadar değil pazara kadar" başlıklı köşe yazısında "Oysa Perinçek’in siyasi tavrını bilenler için ortada şaşırtıcı hiçbir şey yok. Geçmişte PKK ile de yakındı Perinçek. Bunu da pek çok konudaki ortak fikirlere bağlıyordu ama bir yandan PKK’ya fikri bir altyapı hazırlıyordu" ifadelerine yanıt ve düzeltmemizi aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.
Vatan Partisi
Habertürk yazarı Sayın Fatih Altaylı’nın ithamları kesinlikle gerçek dışıdır. Bu ve benzeri suçlamalara, FETÖ’cü savcıların Ergenekon iddianamesinde de şahit olmuştuk. Bütün bu suçlamalar, Silivri duvarının yıkılmasıyla FETÖ’cülerin kumpası olarak tarihe geçti.
PKK’YA İLK ŞEHİTLERİ VATAN PARTİSİ VERDİ
Doğu Perinçek’in ve Genel Başkanı olduğu Vatan Partisi’nin Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için PKK’ya karşı mücadelesi 1970’li yıllara dayanmaktadır. PKK'nın "Apocular" adıyla bölücülüğe başladığı dönemde en çok hedef aldığı, en çok saldırdığı, en çok yok etmek istediği ve bunun için üyelerini şehit ettiği parti Vatan Partisi’dir. Partimizin o dönem bölgedeki önderleri, Gaziantep İl Başkanımız Zeki Ön, Tunceli İl Yöneticimiz Adil Turan, Kahramanmaraş İl Yöneticilerimiz Mehmet Ongan ve İnan Özdemir, Tunceli - Nazimiye İlçe Başkanımız Hasan Erkılıç PKK kurşunlarıyla şehit edilmiştir. PKK, Vatan Partisi’ne bir yandan silahlı saldırılar yaparken diğer yandan Aydınlık gazetesinin dağıtımını zorbalık yaparak engellemeye çalışmıştır. Gazetenin taşındığı kamyonları yakmıştır. PKK’lılar, sıkıyönetim mahkemelerinde, Vatan Partisi’nin PKK karşısında en önemli engel olduğunu açıklamışlardır. 1980 öncesinde “Apocuların” halka ihanetine ve bölücü faaliyetlerine karşı mücadelenin adresi Vatan Partisi olmuştur. Aydınlık gazetesi bu mücadelenin örnekleriyle doludur.
90’LARDA ABD VE MAŞASI PKK’YA KARŞI MÜCADELE
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1990 sonrasında da özellikle ABD emperyalizminin Irak'ı işgali arifesinde, emperyalizmin bölge ülkelerini parçalama ve 2. İsrail – Kukla Kürdistan kurma planına tavır almıştır. Partimiz, ABD'nin bu projesini "Pentagon'un Üç İsrail Planı" başlığıyla teşhir etmiş ve başta Kürt kökenli vatandaşlarımız olmak üzere her kesimden kişi ve kurumları uyarmıştır. Doğu Perinçek,hem Kürt vatandaşlarımıza karşı o dönemdeki haksız uygulamalara karşı çıkmış, faili meçhul cinayetlerin üstüne gitmiş hem de Türk milletinin parçası olan Kürtlerimize ABD’nin getireceği bir özgürlük olmadığını anlatmıştır. ABD ise söz konusu yanlışlardan faydalanmış ve Türk-Kürt ayrışması üzerine PKK’nın güçlenmesi için ciddi bir yatırım yapmıştır. PKK’nın ABD’nin piyonu olarak Türk-Kürt kardeşliğini bozmak için kullanıldığını ilk tespit eden ve bunu oyunu kamuoyuyla ilk paylaşan Vatan Partisi’dir.Cizre, Diyarbakır, Batman ve Şırnak’taki mitinglerde binlerce yurttaşımıza “Kahrolsun ABD, yaşasın kardeşlik” sloganını attıran lider de Doğu Perinçek’tir.
PKK’NIN MİLLETVEKİLİ ÖNERİSİNİ REDDETTİ
CHP’nin (o dönem adı SHP) 1991 seçimlerinde, PKK’nın partisi HEP’le yaptığı seçim ittifakı sonucu Meclise soktuğu 22 PKK-HEP’li, kamuoyunun malumudur. PKK’nın CHP’den aldığı 22 kişilik milletvekili kontenjanından 4’ü, Doğu Perinçek’e teklif edilmiş ancak Genel Başkanımız bu öneriyianında reddetmiştir. Abdullah Öcalan da bu olayı, 7 Aralık 1991 tarihli Milliyet ve Sabah gazetelerinde “Perinçek tenezzül etmedi” ifadeleriyle doğrulamıştır.
PKK’NIN BAŞ DÜŞMANI PERİNÇEK
Vatan Partisi’nin bugünkü mücadelesi de dün olduğu gibi PKK’yı çok rahatsız etmektedir. PKK’nın hem geçmişteki hem de güncel yayın organlarına bakıldığında bölücü örgütün baş düşmanının Doğu Perinçek olduğu görülür. En son örneklerden biri, 13 Temmuz 2020 tarihinde, PKK-KCK’nın Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu’nun ANF’de, kamuoyundaki HDP’nin kapatılması talebinden sorumlu tuttuğu Vatan Partisi’ne azgınca ifadelerle saldırmasıdır.
PERİNÇEK’E SALDIRININ MERKEZİ
Sonuç olarak, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1970’li yıllardan bu yana PKK’ya karşı kimsenin cesaret edemediği mücadeleyi vermektedir. ABD’nin, piyonları PKK’nın ve FETÖ’nün hedef tahtasına koyduğu Doğu Perinçek’i Fatih Altaylı’nın yaptığı gibi hedef almak bir tek şeyle açıklanabilir: “ABD güdümündeki psikolojik harekâta alet olmak”. Bu durumu Sayın Altaylı’yayakıştırmadığımızı bildirmek isteriz.