Türk dillerinde od kökü
Kıpçak/Kumanlar, denenmiş insanlara “Yetti otda çırugıp-turgan.” diyorlar. Bizim Türkçemizle “Yedi ateşte denenmiş.” Kazaklar, cesur insana Otjiğer diyor, yani ateş ciğerli. Azerî türküleri "Oda yanmışam" diye yüreğimizi yakmıyor mu? Türk dillerinde Od/Ot kökünden çok sayıda sözcük türetilmiştir. Bu da gösteriyor ki, Od/Ot kökü, Türkçemiz daha dallara ayrılmadan önceden beri vardı; Türkçenin en eski köklerindendir.
Od/Ot, yalnız Oğuz Türkçesinde değil, bütün Türk dillerinde ateş anlamına geliyor. Azerî türküleri "Oda yanmışam" diye yüreğimizi yakmıyor mu? Çuvaş, Yakut-Saha, Altay, Teleüt, Lebet, Sagay, Koibal, Koçins, Küerik, Kıpçak, Karaçay, Kırım, Karaim, Kırgız, Karakırgız, Uygur, Çağatay, Kazak, Tarançi, Osmanlı, Türkmen, Azerî, kısacası bütün Türk dillerinde Od/Ot kökünden türeyen sözcükler; ateş, ot, ilaç, odun, ateşli, kızgın, ateş yakılan yer, oda, otağ gibi aynı Türkiye Türkçesindeki karşılayan anlamlara gelmektedir.1
Bu da gösteriyor ki, Od/Ot kökü, Türkçemiz daha dallara ayrılmadan önceden beri vardır; Türkçenin en eski köklerindendir. Türkçemizde binyıllar boyunca işlenmiş ve dalbudak salmış bir köktür. Bu olgu, başka bir dilden gelmediğini, kökün Türkçe olduğunu anlatır.
Sumer diline kadar uzanan Od/Ot kökü
Yakut ağzında Od/Ot kökü, Sümer dilindeki Ut sözcüğündeki haliyle yaşamaktadır: Uot.2 Yine Kazan Türkçesinde de ateşe Ut deniyor.3
Yakut ağzındaki Uot ve Kazan Türkçesindeki Ut ile hemen hemen aynı ses olan Ud/Ut, Sumer dilinde, ateş, güneş ve zaman anlamlarına geliyor. Utu ise, Sümerlerin Güneş Tanrısı. Udun, fırın anlamında, yani ısıyla bağlantılı. Türkçemizdeki Ütü sözcüğü de, Od/Ot’un Sümere kadar uzanan köklerinin yaşayan filizidir. Yaşayan diller arasında En Eski Türk dilinin özelliklerini en çok taşıdığı düşünülen Çuvaşça ile Sumer dili arasındaki karşılaştırmalarda başka çarpıcı örnekler buluyoruz.4
Ahır’ın kökünü Çuvaş dilinde Ada’nın kökünü Uygur dilinde bulduk
Çuvaşçada Odar, koyunların konduğu yer, ahır anlamındadır. Böylece ahır sözcüğünün kökünü de bulmuş oluyoruz. Ahır da, kapalı barınaklar olan otağ ve oda gibi Od/Ot kökünden geliyor.5 Çünkü Od kökü Vambery’nin de işaret ettiği gibi, oyuk, barınak anlamına gelen sözcüklerin de köküdür. Oyuk sözcüğündeki Oy, Od kökünün kendisidir. Türkçedeki D>Y dönüşmesi biliniyor.
Ada sözcüğünün Uygur dilindeki kökünü Kaşgarlı Mahmut’ta buluyoruz: Otruğ. Radloff, Otruğ sözcüğünü Od/Ot kökenliler arasında anıyor.6
Yakut ve Teleüt ağızlarında Od/Ot kökü
Radloff, Altay-Teleüt ve Yakut ağızlarının Eski Türkçeye en yakın olduklarını belirtiyor. Türk diliinin sözcükleri en eski halleriyle bu ağızlarda bulunabiliyor.
Teleüt Ağzı Sözlüğü’nde Ot kökünden şu sözcükleri buluyoruz:
Ot: Ateş, ot.
Odın: Odun.
Odır: Ateş yakmak.
Ottık: Çakmak.
Ottık taş: Çakmak taşı.
Odor: Otlak, yaylak.
Odu: Oba, kamp.
Odulan: Kamp yapmak.
Odun: Yaramazlık etmek.
Odus: Otuz.
Otur-: Oturmak.
Oturguş: Sandalye, tabure.7
Kıpçak/Kumanların deyişiyle: Yetti otda çırugıp-turgan
Codex Cumanicus’ta, başka deyişle 1304 tarihli Kuman Sözlüğü’nde müthiş bir deyim var: “Yetti otda çırugıp-turgan.”8 Bizim Türkçemizle “Yedi ateşte denenmek.” İşçi Partisi yedi ateşte denenerek Arslanlı Yol’da ilerliyor.
Codex Cumanicus’ta bulduğum Ot kökünden sözcükler şunlar:
Ot: Ateş.
Ot: Ot, sebze, iyileştirici bitki, ilaç.
Otaçı: Hekim.9
Kazakçada Od/Ot kökü
Kazaklar, yürekli adamlara Otjiğer (Ateş ciğerli) diyorlar. Biz de Anadolu’da cesareti daha çok ciğerli deyimiyle anlatırız. Oktay Sinanoğlu dostumuz, selam olsun, bu ciğerli deyimini çok sever. Kendisi de ateşciğerlilerdendir. Yüreksiz adamlara ise “ciğeri peş para etmez” deriz.
Ot: Od, ateş, güç, kuvvet, cesaret, kararlı, fedaya hazır.
Ot: Ot.
Otar: Otlak.
Otir-: Oturmak.
Otjiğer: Ateşciğer. Güçlü, yürekli anlamında.
Otağası: Ev sahibi
Otbaşı:Ocak, aile.
Otan: Vatan, aile, ocak.10
Otandaş: Vatandaş.
Otandaş-: Birlikte yaşamak, aile kurmak, ev kurmak.
Otanşıl: Vatansever.
Otav: Otağ, yuva, ev (oda).
Otaş (fiil): Evlenmek.
Odak: Birlik, ittifak, dernek anlaşma.
Odaktaş: Müttefik, aynı amaçla birleşenler.
Odaktaşlık: Müttefiklik.11
Kırgızcada Od/Ot kökü
Ot: Ateş, ot.
Ottu: Ateşli, yakıcı.
Otor: Otlak.
Otorçulduk: Sömürgeleştirme.
Otkor-, Otkoz-: Otlatmak.
Otun: Odun.
Odono: Kabaca.
Otur-, Oltur- : Oturmak.
Oturğuç: İskemle.
Oturuk: Yerleşik, yerleşme yeri.
Oturuktaş: Yerleşik olmak.
Hutor: Çiftçilik.12
Otö: Otağ, çadır.13
Türkçede Od kökenli özel isimler
Türkçede Od kökünden isimler de var. Örneğin Yusuf Has Hacip'in 11. yüzyılın sonlarında yazdığı Kutadgu Bilig'te Odgurmuş, vezirin kardeşidir ve ılımlılığı temsil eder. Odgurmuş, ocak kurmuş anlamını taşımaktadır.14 Odtigin ise, Eski Türklerde Ocağın Prensi unvanı olarak küçük oğullar için kullanılmaktadır. Cengiz Han devletinde bu unvan Otçigin olarak vardır. Küçük oğul, baba ocağının, yani eski ateşin sahibidir.15
Od/Ot kökü, Türkçenin bütün ağızlarında en verimli kökler arasındadır. Gelecek hafta göreceğiz, Hint-Avrupa dillerinde Od ve Ater köklü sözcüklerin kökü dışardadır.
1 Radloff, Versuch eines Worterbuches der Türk-Dialecte, c.I, s.1100.
2 Türkçe-Sahaca (Yakutça Sözlük, TDK Yayınları, Ankara 1995, s.18.
3 Radloff, age, I, s.1702.
4 Ünal Mutlu, Dünya Uygarlıklarında Türk Dili ve Kenger Uygarlığı, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul 2007, s.13, 87, 197, 203.
5 Vambery, Etymologisces Worterbuch der Turko-Tatarischen Sprachen, Leipzig 1878, madde 47, s.43.
6 Kaşgarlı Mahmut, Divan-ı Lügat-it Türk, çev. Besim Atalay, TDK Yayını, I, s.97-98. Radloff, age, c.I. s.1112.
7 R.T. Ryunina Sırkaşeva-N. A. Kuçigeşava, Teleüt Ağzı Sözlüğü, çev. Şükrü Haluk Akalın ve Caştegin turgunbayev, TDK Yayınları, s.75, 77,
8 Grönbech, Komanisches Wörterbuch, Türkischer Wortindex zu Codex Cumanicus, Kobenhavn 1942, s.50.
9 Grönbech, age, s.50.
10 Prof. S. Çağatay, Kazakça Otan sözcüğünü, hatalı olarak Arapça vatan ile ilişkilendiriyor. Bkz. Prof. Dr. Saadet Çağatay'ın Tüm Makaleleleri, c.I, yayına hz. Prof. Dr. Aysu Ata, Ayaz Tahir Türkistan İdil Ural Vakfı Yayını, İstanbul 2008, s.159 vd. Oysa, Kazakça Otan, Ot kökünden geliyor. Ot kökü bilindiği gibi, Türkçede yalnız ateş kökenli sözcüklerin değil, yer anlamına gelen sözcüklerin de kökeni Otağ, oda, otlak, oturak vb.
11 Kazak Türkçesi Türkiye Türkçesi Sözlüğü, s.373 vd; s.387 vd.
12 25 Prof. K.K. Yudahin, Kırgız Sözlüğü, çev. Abdullah Taymas, AKDTYK Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 1998, c.II, s.590 vd; 602 vd; c.I, s.347.
13 Kırgızca Sözlük, internet.
14 Kutadgu Bilig, TDK Yayını. Ayrıca bkz. Ziya Gökalp, Türk Töresi, Kitaplar 1 içinde, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2007, s.109.
15 Yaşar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Anahatları, s.52.
GELECEK PAZAR: HİNT-AVRUPA DİLLERİNDE OD KÖKÜ
Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota