Köksal Şengün tanık oldu: TÜBİTAK raporları benden gizlendi

Ergenekon davasının ilk mahkeme başkanı Köksal Şengün, tanık olarak dinlendi. Şengün, ‘Dosyanın içinde delil olarak gösterilen cd, flash bellek gibi delilleri biz TÜBİTAK’a gönderiyorduk. TÜBİTAK’tan gelen raporların ve belgelerin bana gösterilmediğini saklandığını düşünüyordum’ dedi.

Köksal Şengün tanık oldu: TÜBİTAK raporları benden gizlendi

Ergenekon tertibinin ilk Mahkeme Başkanı olan ve davada yargılanan bir kısım sanıkların tahliyesi yönünde görüş bildirmesi nedeniyle FETÖ'nün girişimleriyle dosyadan alınan Köksal Şengün, kumpasçı hakim ve savcıların yargılandığı davada tanık olarak dinlendi.

TÜBİTAK'tan gelen raporların kendisinden gizlendiğini belirten Şengün “Daha sonradan bu belgeler kalemde elimizin altından çıktı. Ben bu belgeleri hiçbir zaman görmedim” dedi.

Ergenkon davası avukatları Hakimler Savcılar Kurulu'na davada görev yapan tüm hakimler ve savcılar hakkında şikayette bulundu. Davada yaptıkları usulsüzlükler nedeniyle eski üye hakimler Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ercan Fırat, Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ile savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Mehmet Murat Dalkuş'un Yargıtay'da yargılanmasına karar verildi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin ilk derece olarak yapacağı yargılamanın ilk duruşması 16 Kasım'da Ankara'da yapılacak. Dava öncesinde dosyadaki tüm şikayetçiler ve tanıklar bulundukları illerde talimatla ifade verdi.

Bu kapsamda, Ergenekon davasına bakan kapatılan eski özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin ilk başkanı emekli hakim Köksal Şengün de Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tanık olarak dinlendi. Talimat duruşmasında, müşteki Dursun Çiçek, Veli Küçük’ün avukatı Zeynep Küçük ve tanık Köksal Şengün hazır bulundu.

Davanın açılmasından 2011 yılının Temmuz ayına kadar İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yaptığını söyleyen Şengün “Bu dönemde hakimler Hasan Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu, Hüsnü Çalmuk, cumhuriyet savcısı olarak da Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ile birlikte çalıştım. Sanıklara isnad olunan eylemler ile ilgili bilgi ve görgüm olması muhtemeldir. Ancak bunların dava dosyasında maddi delillerle de desteklendiği dosya incelendiğinde görülecektir” ifadelerini kullandı.

'BU İNSANLARIN TAHLİYE OLMASI GEREKİYORDU'

Heyetteki hakimlerle tutukluluk durumlarının değerlendirilmesinde tartışmalar yaşadıklarını belirten Şengün şöyle devam etti: “Ancak o dönemde FETÖ terör örgütü olarak zikredilen bir örgüt yoktu. Bu sebeple üye hakimler tahliye ya da tutukluluk durumunun devamı konusunda görüş bildirir durumdaydılar. Bence o görüşler doğru görüş değildi. Dosya kapsamına göre bu insanların tahliye olması gerekirken devam yönünde oy kullandılar. Bu da bana yolunda gitmeyen birşeyler olduğunu hissettiriyordu. 2008 yılı Temmuz ayında 13. Ağır Ceza Mahkemesine mevcut bulunan hakimler arasında iki heyet olarak belirlemeyi ben yaptım. 2. heyetin hakimlerini ben görevlendirdim. Onlar Beşiktaş'taki Özel yetkili mahkemede görev yapıyorlardı. Kurulmuş bir heyet vardı. Yanlış doğru, heyetler arasında hakim değiştirmek etik olmadığından heyetler bu şekilde değişiklik yapılmadan çalıştı.”

‘TAHLİYEYİ GETİRECEK EVRAKLARI SAKLADILAR’

Kendisinden delil gizlendiğini belirten Şengül şunları söyledi: “Dosyanın içinde delil olarak gösterilen CD, flash bellek gibi delilleri biz TÜBİTAK'a gönderiyorduk. TÜBİTAK'tan gelen raporların ve belgelerin bana gösterilmediğini, saklandığını düşünüyorum. Daha sonradan bu belgeler kalemde elimizin altından çıktı. Ben bu belgeleri hiçbir zaman görmedim. Bu belgeler çıktığı zaman ben görevden ayrılmıştım. Böyle olduğunu duydum.”

Müşteki avukatı Zeynep Küçük'ün talebiyle Ergenekon davası sırasında tahliyeye karşı kimlerin oy kullandığı soruldu. Şengün “Benim dışımda tahliyeye karşı oy kullananlar olmuştu. Ancak bu da hakimlerin görüşü olabilir” yanıtını verdi.

Küçük, daha kapsamlı tanıklık yapabilmesi için Yargıtay'da görülecek esas davada beyan verip veremeyeceğini de sordu. Şengün “Ben bildiğim herşeyi, sorulan her yerde cevaplarım. Yargıtay'da da beyan verebilirim” dedi. Mahkeme de sorulacak sorunların daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için Şengün'ün Yargıtay'da esas mahkeme huzurunda dinlenmesine karar verdi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 505 sayfalık iddianamede hakimler Hüsnü Çalmuk hakkında "görevi kötüye kullanma", "görevi ihmal", "hürriyeti tahdit", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ile "bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme" suçlarından 30 yıldan 123 yıla, Ercan Fırat hakkında "görevi kötüye kullanma", "görevi ihmal", "hürriyeti tahdit", "resmi belgede sahtecilik", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ile "suç uydurma" suçlarından 112 yıldan 406 yıla, Sedat Sami Haşıloğlu hakkında "görevi kötüye kullanma", "görevi ihmal", "hürriyeti tahdit" ve "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarından 84 yıldan 314 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Fatih Mehmet Uslu için "görevi kötüye kullanma", "görevi ihmal", "hürriyeti tahdit", "resmi belgede sahtecilik", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ve "suç uydurma" suçlarından 84 yıldan 307 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Nihat Topal'ın ise "görevi kötüye kullanma", "görevi ihmal", "hürriyeti tahdit", "resmi belgede sahtecilik", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" ile "suç uydurma" suçlarından 67 yıldan 239 yıla kadar hapsi talep ediliyor. Eski savcılar Mehmet Ali Pekgüzel ve Mehmet Murat Dalkuş hakkında da "resmi belgede sahtecilik", "suç uydurma" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından 3 yıl 6 aydan 12 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Hakimler 16 Kasım'da Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nde yargılanmaya başlayacak.

Irmak Mete/ Aydınlık

tübitak köksal şengün